Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '09

 
Kategori
Siyaset
 

Hamamdan çıkan çıplak adam…

Hamamdan çıkan çıplak adam…
 

Türkiye, günlerden beri Habur sınır kapısından giren, kendilerini “Barış elçisi” olarak tanımlamalarına rağmen, her türlü olumsuz hareketleri sergileyen PKK ve o terör örgütünün TBMM’daki siyasi yansıması DTP’yi izliyor…

Avrupa’dan gelecekler için “Şölen” düzenlemekten ASLA vazgeçmeyeceklerini bildiren İstanbul DTP örgütünün “Macun tüpden çıktı, tekrar tüpe koyamazsınız” ile ifadesini bulan, içlerinden hiç atamadıkları devlete karşı ayaklanma hezeyanlarını dinliyor…

Başbakan’ın Pakistan ziyareti sırasında mevkidaşına, İmam Hatip Lisesinden mezun olduktan sonra üniversitede “Ekonomi” eğitimi alarak, Türkiye’ye küresel ekonomik krizi nasıl “Teğet” geçirttiğini, ekonomiyi düze çıkarttığının anlatarak İmam Hatip Lisesini övdüğünü dinliyoruz…

Türkiye’de ne kadar entel-dantel varsa, bir televizyon kanalında masa başına çöreklenmiş, kimi yağdanlık, kimi ayrılıkçı, hemen hepsi de gerçek konuşmayarak ahkâm kestiklerini izliyoruz.

İktidar, bugüne kadar öyle veya böyle, “Muktedir olamadan” iktidarını sürdürmeyi başardı. Evet, bunu başardı, inkâr etmemek gerek…

“Laik” Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’na, İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı 1. Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi’nin “Övgüsünü” şu sözlerle mutlu bir şekilde dinliyoruz: “Kendisiyle gurur duyuyorum. Kendisi yaşamış olduğu temiz hayatla biliniyor. İslami bir arma ve marka oluşu gurur ve iftihar duygusu yaşamamıza vesile oluyor.”

Sanırım Başbakan da gurur duyuyordur bu övgüden…

İşte tam bu sırada hamam kapsından birinin, çırılçıplak “Buldum… Buldum…” diyerek dışarı fırladığını izliyoruz…

Her zamanki gibi “Bağrışmalara” kulak kabartarak ahkâm kesen entel-danteller, oturdukları masanın başından fırlayarak, kendilerine yeni bir konu çıkmasının dayanılmaz zevki ile ona doğru koşuyorlar…

- Ne buldun?... Ne buldun?...

- Genelkurmay belgesinin ıslak imzalısını!...

Hiç zaman kaybetmiyorlar…

Hemen oracıkta hep birlikte masa kurup, hamam kaçkını çıplak adamı da ortalarına alarak, yeni kesecekleri ahkâmlara doğru yelken açıyorlar…

Ben “Olay belge”nin eğriliğine-doğruluğuna ya da ıslaklığına-kuruluğuna bakmıyorum. O iş, adaletin, mahkemelerin işi…

Ama biz bu filmi daha önceleri de çok gördük…

AKP iktidarı ne zaman ağır yaralandı, kan kaybetmeye başladı, hemen yaraya bir tampon buluyorlar…

Bunlar, yargıyı siyasallaştırmanın, bağımsızlıktan uzaklaştırmanın sonucudur.

Ortada yasa varsa, o yasaları uygulayacak bağımsız yargı varsa, bu işler onun işi değil mi? Suçu tespit edecek, cezasını da verecek yargı değil mi?

Bu ülke, bağımsız yargıyı bağımlı hale getirmeye çabaladıkça ve ortaya her zaman bir “Hamam kaçkınlarının” çıkması mümkün iken, AKP de elbette iktidarda kalmaya devam edecektir.

Hem de “İmam Hatip Mezunu”, üstüne de “Ekonomi eğitimi” almış başbakanı ile…

Üstüne üstelik ”… İslami bir arma ve marka oluşu…” ile gurur duyanlar da bulundukça…

Ve hiç kimse sormuyor…

- Arkadaş… Sen beş aydan bu yana elinde “Islak imzalı” belgeyle neredesin? Bugüne kadar neden ortaya çıkmadın?

Ve daha önemli bir soru…

- İçinde bulunduğun “Örgütüne” mi ihanet ediyorsun, yoksa devlete mi?

Bu soruların cevabı “Islak imzalı” belgeden daha da önemli. Çünkü bu soruların cevabı, AKP iktidarın kan kaybını önlemez.. Önleyecek olan "Hamam kaçkını"nın "Buldum... Buldum..." nidaları...

Bizim istediğimiz, yargıyı rahat bırakın gerçek neyse ortaya çıksın...

28 EKİM 2009

 
Toplam blog
: 146
: 576
Kayıt tarihi
: 17.01.09
 
 

Yazacak belki bir çok şey vardır, ancak sadece "Yazmak en büyük tutkum" desem!... Sonrasında da zate..