Han-ı yağma...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin! (Tevfik Fikret)

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görevinden ayrılırken 55 korumayı, 45 personeli ve 18 aracı da yanında götürmüş…

Bu durum yasal olsun veya olmasın… Önemli bir anlayışı ortaya koyuyor… Önemli bir etiği  gözler önüne seriyor… Eski Cumhurbaşkanı böyle bir davranış sergilediğine göre yasalar buna müsaade ediyor… Bu yasayı halkımız adına yapanların halkı ne kadar düşündükleri de ortaya çıkıyor… Bu durumun dünyada örnekleri var mıdır bilmiyorum… Olsa olsa demokrasisi gelişmemiş ülkelerde, krallıklarda sultanlıklarda olur…

Eski Cumhurbaşkanlarımızdan, Kenan Evren 5 ve Süleyman Demirel 9 personeli, Ahmet Necdet Sezer ise 2 makam aracı ile 16 personeli yanında götürmüş…

Bu duruma göre Abdullah Gül her yönüyle açık ara önde bulunuyor…

Bu konuda, Dünyayı bir dolaşalım ve eski Cumhurbaşkanları nasıl yaşıyor birkaç örnek verelim:

Bu konuda aklımıza hemen Uruguay eski Cumhurbaşkanı Jose Mujica geliyor. Jose Mujica bakın bu konuda neler diyor:

”Ben insanların geceleri yatacak bir saçak altı bile bulamadıkları bir dünyada, başkalarının 500 metrekarelik malikânelerde yaşamasını anlamıyorum. Bana fakir denmesi yanlış, ben tutumlu bir insanım. Asıl fakirler sürekli yaşamdan talepleri olan ve elde ettikleriyle yetinmeyen insanlardır”

Bir başka örnek daha verecek olursak, hemen aklımıza İtalyan Cumhurbaşkanı Pertini geliyor…

 Pertini, kuyuya düşen bir çocuğun kurtarılma çalışmalarını yerinde izleyen ve ağlayan bir cumhurbaşkanıydı. Ölümüne kadar da bir apartmanın çatı katında yaşadı…

Yukardaki örnekleri çoğaltabiliriz…

Gelelim ülkemizdeki duruma… Ülkemizdeki bu durum tam Tevfik Fikret’in şiirinde anlattığı gibi ve tam anlamıyla bir yağma… Öncelikle böyle bir yasayı çıkaranları ve bu yasanın tüm olanaklarını acımasızca kullananları da sizlerin takdirine bırakıyorum…