Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

21 Haziran '08

 
Kategori
Güncel
 

Hasbihal

Hasbihal
 

Milliyetten.


Sayın Atilla İlhan, “Bir roman yazarı sinemayı düşünerek yazmalı,” der, Sokaktaki Adam romanının önsözüne düştüğü notta. Şimdiyse en sıkıcı hayatlarda -filmlerde- ışık bulmakta maharet.

Kendimi sayın Orhan Kemal’e yakın hissettiğim bir gerçektir, nede olsa Çukurovayılım; tabii, toplumcu çağdaşlarına da.

Orhan Kemal’in Cemile adlı romanında bir bölüm ilgimi çekmişti: fabrikadan çıkan insanların kebapçı dükkanında kadınlı erkekli şarap içtiği bir bölüm vardır. Çok fazla ayıplanmaz oradaki erkeklerle içki içen, hasbihal eden işçi kadın. Bana anlattıklarıysa…

Günümüze gelince canım sıkılıyor, yalnızlaşıyorum. Düşünün, günümüzde bir işçi kadın arkadaşlarıyla kebapçıda oturup efkar dağıtıyor; adının başında kocaman ve uzun bir o…; acımasızca ve kastederek. Dahası kebapçının adı keranecidir, oluverir.

Benimkisi içkiye övgü değil, benimkisi basbayağı kadın ve erkek arasında yüzyıllarca örülmesi süren duvarların artık çok daha sağlam çok daha yüksek olduğuna göndermedir. Kadını fahişeden, erkeği gelinken öğrenen görünenedir lafım.

Günümüz dedim ya, karanlığın alaca griliğinde alışmış gözlerimizle birbirimize bakmaya utanırız; günümüz yani, aydınlık diye, gelecek diye bize gösterilen, yürüyüp en sonunda ulaşıp geldiğimiz bugünden söz ediyorum; günümüz kıskançlıklarından ve kalabalıklaşarak paranoyaklaştığımız, zavallılaşırken bize sunulan alışkanlıklara balıklama daldığımız bizden alınan bizden olmayan, bize ait olmayan günümüzden söz ediyorum.

Şimdi,

Şimdi ne elli yıl öncesinin ne yüz yıl öncesinin; daha yirmi yıl öncesinin konuşkanlığını ararken yitirdiğimiz iletişimlere ağıt, evlere hapsedilirken işlerden arta kalanları yiyerek beslenen trafiklere kurban verdiğimiz zamanların dışındakilere kahramanlar yaratarak geleceğe dirensek de, hep bir kavga çıkardılar önümüze. Gelecek bugünse, gelecekteki günler acaba nasıldır demeye bile gerek duymadan veriverdik tüm gelecek zamanları kahramanlarımıza. Ne Orhan Kemal’in romanlarındaki yaşamlar, ne de Nazım şairin düşlerindeki hayatlar; hayat yaşamları alarak içini doldururken bile bu kadar kolay olmadıktı: veriveriverdik hayatlarımızı.

Şimdiyse,

Ya, işte şimdi ise; zavallı kabullenişlerimizdeki yapmacık heyecanlarımıza terk ederken “Tanrı böyle ister!” diye her şeyi bizim adımıza söyleyen gidip gelmişlere kahramanca inanırken, onlar kahraman olduklarının farkında bile değillerdi. Onlar bilirlerdi ki, böyle buyurdu, böyle buyurduk, böyle oldu, olacaktı.

Vebal, kara bir yılan gibi çöreklendi içlerine. Parmak uçlarında yükselirken sevdiklerinin, çabuk unuttulardı, gerçeklerin vebalinin boyunlarına dolandığını.

En biçimsiz ve kirli piyonlar bile bize benzemek istemezdi.

Sağlıcakla.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..