Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '16

 
Kategori
Sağlık
 

Hastayı gözünden anlamak

Hastayı gözünden anlamak
 

Sabah erkenden sözleştik, buluşup birlikte hava alanına gidecektik. Önce güzel bir kahvaltı yaptık. Yoğun pastane çalışanlarının, telaşlı müşterileriydik. Acelemiz vardı, uçağa yetişecektik. Keyifli sohbetimize çay eşlik etti. Sonra yola çıktığımızda sohbetimizin en demli yerine geldik. 
 
Diş hekimi olmasının yanında hayata bakışıyla benim için çok ayrı bir yeri olan  Zerrin Işık Tüfekçi ve elini dokunduğunda insanın hayatını güzelleştiren Prof. Dr. Zeliha Eser ile sağlığın öneminden insanların değerine birçok konuya değindik.  
 
Sohbetimiz sırasında Zerrin bir cümle söyledi: "Hasta şikayetlerini tam olarak anlatmasa da gözüne baktığımda anlıyorum." 
 
Nasıl olduğunu sorduğumda ise şu yanıtı verdi: 
 
“Hastanın şikayetlerinin dışında başka sorunları da olabilir. Bu sorunlarını anlatmak istemez, oysa hastalığını tetikleyen ve altta yatan başka etkenler durumu ağırlaştırır. Ben de bunu çözmek için zaman harcarım, çünkü tedavi sürecinde sorunlarını çözerse tedaviye tam yanıt verir. İnsanları tedavi ederken, onların sadece bir dişten gözden ve kalpten ibaret olmadıklarını bütünsel baktığımızda bedenin bir parçasını tedavi ettiğimizi ve bedenin bütünsel sağlığından o küçücük parçalarının da sağlıklarının etkilendiğini unutmamamız lazım."
 
Hastayı gözünden anlayan kaç kişi var? Ya da hastanın şikayetleri dışında ne gibi bir durum ile karşı karşıya olduğunu kim umursuyor?
 
Bu sırada Zeliha Hocam, güveni vurguladı. Güven duygusunun hayatımızdaki en temel ihtiyaçlardan biri olduğunu söyledi ve "O nedenle hastanın hekime güvenmesi tedavide de etkili olacaktır" dedi.  
 
Zerrin, “Yeni İnsan” isimli kitabında da söz ettiği bir olayı anlattı: 
 
“Gün sonu yoğunluğu ve yorgunluğu içerisinde hasta muayeneleri arasında randevusu olmayan bir kişi geldi.  Gayet bakımlı ve şık olan hastanın isteği, ön dişlerindeki aşırı uzama ve açıklıktan çok rahatsızlık duymasıydı. Ağzına baktığımda ise aklımdan şunlar geçti;
 
 “O dişler öyleyse, kesin periodaontal hastalık vardır. Önleri halledelim de, arkada neler olduğunu kim bilir?”
 
Hasta koltuğuna oturduğunda, önce panaromik filmine baktım. Aman Allah’ım! Üst çenedeki bütün dişler neredeyse periodontal harabiyetten kaybedilecek durumda! Belki iyi bir tedavi ile 2 ya da 3 diş kalabilir. Ya da hepsi çekilip implant tedavisine şimdiden başlanarak kalan kemikler korunabilirdi. 
 
Bu konuyu koltukta konuşup hastamı daha fazla germek doğru olmayacaktı. O yüzden onu ofisime alıp hakkında bir şeyler öğrenmeye karar verdim. 
 
Hastamı konuşturdum. Bilgisayar mühendisiydi ve yurt dışında okumuştu. Geçen seneye kadar da Viyana’da yaşamıştı. 10 ay önce annesi basit bir ameliyat için hastaneye yatmış, hastane enfeksiyonu kapmıştı. O da durumu çok kötü olan annesinin son günlerinde yanında olabilmek için Türkiye’ye gelmişti. Yoğun bakımda özenli bir tedaviyle hasta ancak birkaç gün yaşayabilecekken giderek toparlamış ve çok fazla kendinde olmamasına rağmen ölmemişti. Hastam da Viyana’daki işini tasfiye ederek Ankara’da annesinin yaşadığı evi bir yoğun bakım ünitesi haline çevirmişti. 
 
Bir yandan diş tedavimizi yapar bir yandan da ona yardımcı olabilirim düşüncesi aklımdan geçiyordu. Çünkü anladığım kadarıyla kendini çok yalnız hissediyor ve yardıma ihtiyacı vardı. En azından diş tedavisiyle ilgili detaylı bir bilgilendirmeye, yol haritasını öğrenmeye, tedaviyi sonuçlandırmaya yetecek kadar sabırlı ve istekliydi.”
 
Biz, Zerrin’i hayranlıkla dinlerken, o işini aşkla yapışının hikayesini anlattı. İşte hekim olmanın ötesinde insan olmak buydu… Hastasını gözünden anlayıp, iyileştirmek ayrıca emek vermek hekimliğin çok yüce bir meslek olduğunu hatırlattı.  
 
 
 
Toplam blog
: 188
: 108
Kayıt tarihi
: 16.10.15
 
 

Gazeteci, Biyolog, Konuşmacı ve Sosyal Medya Danışmanı, Kokuyla Keşfet ve  Sağlık Haberlerine Far..