Havuzun Dibi Delik

Milli Takımımızın durumunu hiç bir maç bugünkü Uruguay maçından daha iyi yansıtamazdı. Çok basit ifadelerle gayet başarılı ve etkili bir orta saha, bu orta alanın desteği ile Mevlüt, Nihat ya da Semih’ten kim oynarsa oynasın yeterli bir hücum ama bu iki mevkinin de güzellikleri ortadan kaldıracak kadar yetersiz bir savunma hattı; işte Türk Milli Takımı.

Aslında savunmamızın, takımımızın yumuşak karnı olduğu herkesçe malumdu ama eminim Gökhan’ın bu kadar hatalı, Emre Aşık’ın da bu denli dağınık oynayacağı bugüne kadar kimsenin aklına gelmemişti. Evet, hazırlık maçları bu tip hataları görmek için var ama önemli olan bu hataları görmekten ziyade ortadan kaldırmak ve maalesef kadroya baktığımızda bunun neredeyse imkânsız olduğunu görmek şampiyona ile ilgili tüm ümitlerimizin daha yeşermeden solmasına neden oluyor.

Savunma zaafları aslen Türk Futbolu’nun temel sorunu. Bu sorunun en önemli nedeni de amatör liglerden itibaren kulüplerimizde temel futbol eğitiminin eksikliği ve oyuncuların kendilerine öğretilenlerden ziyade bireysel yetenekleri ile belirli yerlere gelmeleri. Bu nedenle savunma oyuncuları yönünden hep sıkıntı çekiliyor ve kulüp takımlarında bu sorunlar yabancı oyuncular ile çözülürken milli takımımızın böyle bir şansı olmadığı için olay tüm çarpıklığı ile gözler önüne seriliyor. Düşünsenize gerçekten yıldız orta saha oyuncuları ya da az sayıda da olsa bitirici forvetler yetiştirip bunları üst düzey liglere ihraç ederken neden kendisine sonuna kadar güveneceğimiz bir savunma oyuncusu çıkaramıyoruz? Bunun tek nedeni savunma mevkisinin bireysel yetenek ve teknikten ziyade eğitim ve taktiğe dayalı olması ve ülkemizde büyük kulüplerimiz de dâhil olmak üzere futbolun temel eğitim kısmı ile yeterince ilgilenilmemesidir.

Bugün milli takımımızda Edu-Lugano, Song-Tomas ya da Zago-Ronaldo ikililerinden biri olmuş olsa, ki bu ikililer de vasatın ancak biraz üstüdür, gerçekten çok güçlü orta sahamız ve zengin hücum hattımız ile gruptan çıkmamız büyük ölçüde garanti olup çeyrek hatta yarı final oynamamız sürpriz olmazdı ama bugünkü duruma bakılıp ve rakiplerimiz göz önüne alındığında gruptan çıkmamız dahi çok zor bir ihtimal olarak görünüyor.

Sonuçta Türk Futbolu dünya çapında bir yer edinecekse bu yerin temelinde teknik oyunculardan kurulu ve hücuma dönük bir orta saha şablonu yatacaktır. Ancak milli takımımızın da artık tüm şampiyonalarda yer alan ve bu turnuvalarda başa güreşen bir ekip olabilmesi için futbolcuya duracağı yeri, yapacağı müdahaleyi, rakip ile mesafesini ve buna benzer birçok öğrenilmesi gereken unsuru öğretecek olan ve çok büyük ölçüde alt yapıya dayalı savunma faktörüne ciddi yatırımlar yapılması gerekmektedir. Ne zamanki takımımızın yıldızları Arda ile birlikte Servet, Nihat ile birlikte İbrahim Kaş ya da Emre ile birlikte Gökhan Zan olur işte o zaman Türk Milli Takımı tüm rakipleri tedirgin eden bir ekip haline gelir. Aksi takdirde dibinde delik olan bir havuza ne kadar çok su koyarsak koyalım havuz hiçbir zaman dolmayacaktır.