Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '13

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Hayallerim, emeğim, yolum. (Özbek)

Hayallerim, emeğim, yolum. (Özbek)
 

12. Temmuz Perşembe

Sabah erkenden Balıklıova'dan ayrıldım. Rüzgar yok. Motor rölantide çalışıyor. Ağır ağır Gülpınar koyunu geziyorum. Su arada sığlaşıyor, deniz dibindeki otları çok rahat görebiliyorum.

Sancağımda Gülpınar. Gülpınar köyünün karşısında bir ada var. Adaya yaklaştım. Anladığım kadarıyla ada da yerleşim yok. İlerde tepede İzmir İleri teknoloji Enstitüsünün binaları görünüyor.

Adanın yakınından dönerek Özbek'e doğru ilerlemeyi düşündüm. Rüzgar esmeye başladı. Apaz dar apaz ilerliyorum. Adanın diğer tarafındayım. Yazlık evleri görüyorum. Altınkum veya kumburun denilen yerler olmalı. Özbek'e yaklaştıkça rüzgâr azaldı. Motoru çalıştırdım. Ağır ağır etrafımı seyrederek ilerliyorum. Özbek barınağına doğru gidiyorum. Karşıdan bir balık dalyanı görünüyor. Burnu geçince sancak tarafımda güzel bir koy gördüm. Suyun dibi burada da net olarak görünüyor. Koyda birkaç yazlık ev ve önlerine bağlanmış birkaç tekne var.  Koyda biraz oyalandıktan sonra Özbek barınağına doğru yollandım. Balık dalyanı bu sefer sancağımda.

Özbek tam karşımda. Barınağa girdim. İki ayrı bölüm yapılmış Özbek barınağında. İç tarafa ilerleyip boş yer aradım. İki motor arasında bulduğum boş yere yaklaştım. Devekuşu yanaşmalarda dümen dinlemiyor, Yenifoça'dan bu yana bir gariplik var. Rıhtıma yanaşmadan demirimi attım. Demir halatını uzun salmıştım. Rıhtıma baktığımda bırakılmış iki halat gördüm. Buradan çıkan bir teknenin bıraktığı halatlara benziyor. Yenifoça'da olduğu gibi  buraya bağlanan teknenin gelebileceğini düşündüm ve başka bir yere geçmek daha iyi olacak. Bu arada bir çay içebilirim. Telefonumun şarjı bitmişti bir yandan da telefonumu şarj ediyorum. Kafamda hala teknenin yerini değiştirmek var. Yaklaşık bir saat sonra teknemin yerini değiştirmek için kalktım. Uygun yer bulmak amacıyla Balıkçı kooperatifinin arka tarafına baktım. Balıkçı teknelerinin arasında boş yerler var. Boşlukların bazında tonozlar boşta. Kooperatifte çalışan bir görevliye yerin uygun olup olmadığını sordum. Tonozların arasına bağlanabileceğimi söyledi.

Tekneye gittim. Motoru çalıştırıp baş ipini çözdüm. Demiri almak için demir halatımı toplamaya başladığımda bir gariplik olduğunun farkına vardım. Ve korktuğum başıma geldi. Başka bir teknenin demirine ya da bir tonoza takılmış. Başka bir çıpanın tırnaklarına benim ip iki kez dolanmış. Tırnağın birini kurtardıktan sonra çıpayı tutamadım ve tekrar suya kaydı. Defalarca denememe rağmen bir türlü kurtulmuyor. Demir ipimi elimle çekemiyorum. Koç boynuzlarına dolayarak tekrar çekmeye çalışıyorum ama nafile. Hava sıcak, kan ter içinde kaldım. Baktım olmuyor bıçağı attım ve demirim Özbek limanına hatıra kaldı.

Bugün Özbek'te Cem Gür ile buluşacaktık. Hemen aradım. Henüz yola çıkmamış olması benim için bir şanstı. Sığacık'tan gelirken yolda bulabileceği bir malzemeciden 4 veya 5 kg lık bir demir almasını rica ettim. Şu anda elimde sadece 2 kg lık yedek demirim kaldı.

Daha önce gözüme kestirdiğim, balıkçı kooperatifinin arka bölümündeki yere yandaki tekneye bağlandım. Yapacak bir şey yok. Bu yorgunluğun üzerine bir şeyler içmek iyi gelebilirdi. Karnım da acıkmıştı. Sahildeki çay bahçelerinden birine girdim. Tost mu yesem ? Tost, balık ekmek, köfte seçeneklerimin arasından ekmek arası balık ve soğuk bir bira…

Cem abi telefon ederek geldiğini söyledi. Balıkçı Kooperatifinin binasında buluşmak için biramı içip kalktım. Yeni demirim de gelmişti.

Beraberce hava kararana kadar deniz ve tekne üzerine yaptığımız sohbetimizi ikişer kadeh rakı ile taçlandırdık. İzmir'e bir durak kalmıştı. İzmir'de tekneyi bırakıp İstanbul'a dönmek veya hemen dönüşe geçmek konusunda karar vermekte zorlanıyorum. Bu ayda dönüşe geçmeye kalksam genel rüzgar sistemi kuzeyli. İşim zor sürekli motor gitmem lazım bu da maliyetimi arttıracak. 15 Eylül'e kadar İzmir'de kalmak ayrı bir dert. 15 Eylül'den sonra dönüşe geçsem ekimde Marmara denizi zor. Bu arada 8 Eylül'de oğlumun düğünü var, ona da katılmam lazım. Bir türlü karar veremiyorum.

Yarın sabah erken uyanmam lazım. Rota Urla veya İzmir. Oralarda nasıl bağlanacak yer bulunacak o da en büyük sıkıntı. Balıklıova'da bağlıyken İzmir'e gittiğimde Şevki abi  bir arkadaşıyla tanıştırmıştı. Barbaros bey. İzmir civarında bağlanma yeri sıkıntısı olduğundan Barbaros beyin yardımını istemiştim. Aldığım habere göre Urla'da yer yok. Barbaros Bey çevresi ve dostlarını kullanarak Güzelbahçe ikinci liman da bir yer bulmuş. Bulunan yer ,Barbaros Bey in bir arkadaşının teknesinin. Bu tekne bakım için karaya alınmış ve ben bu yere bağlanacağım. Büyük şehirlerde 4,5 metre bir sandala bile yer bulmak çok zor.

  

 
Toplam blog
: 55
: 313
Kayıt tarihi
: 10.11.12
 
 

Yaşamımın büyük bir bölümünde , kafam kuma gömülü KARADAN DENİZE bakmıştım. Bundan böyle kafamı k..