Hayallerim, emeğim, yolum. (Tekirdağ'da geçen günler-18 Nisan2012)

18.Nisan 2012 Çarşamba

Çayımı içtim. Kahvaltımı yaptım. Akşam teknenin sancak tarafına yatmıştım. O tarafı toparlamak daha kolayıma gelmişti. Motor da aynı tarafa takılı olduğu için ağırlık sancak tarafına fazla gelmiş. Dışarı çıkmadan kürekleri ve merdiveni sancak tarafına tavana  bağladım . Ağırlığı dengelemek için benim iskele tarafında yatmam daha uygun olacaktı.

Dışarı rıhtıma çıktım. Devekuşu nun su hattı hizasının 5 cm üstüne lacivert faça çekmiştim. Dün gece, benim çektiğim façanın üzerinde ikinci bir faça oluşmuş. Siyah , kirli bir faça. Limanın suyuna baktığımda yağlı zivtli bir su katmanı gördüm. Görünen bu kir ikinci faça oluşturmuştu.

Tekirdağ limanındaki Hüseyin Bey e sordum , nedir diye? Bir kamu kurumu ısıtma sistemini fuel oil den doğalgaza çevirmiş ve deposunun dibinde kalan fuel oili kanalizasyon sistemine basmış. Kanalizasyon sisteminden denize akan atıklar, rüzgarın etkisiyle liman içine girerek, yağlı tabaka ile kaplamış. Eğer bu doğru ise vay halimize!

Sabah erken saatlerden beri devam eden poyraz saat 11 den sonra lodos a çevirdi. Yelken kulubüne gittim. Liman ile yelken kulubünün arası yaklaşık 2 km. Burada kalacağım bir aylık süre için yürüyüş yapma adına güzel bir mesafe.

Devekuşu nun bağlama kütüğü ruhsatına Motoru kaydettirmem için motorun faturasıyla beraber liman başkanlığına müracaat etmem gerekiyor. Damla Marin’in gönderdiği faturayı  almak için kargo şirketine gittim. Oradan da Tekirdağ liman başkanlığına giderek  müraacatımı yaptım. Faturanın aslı liman başkanlığında kalacakmış o nedenle kendime bir fotokopi nüshası aldım. Bağlama kütüğü ruhsatımı da verdim. Ben mevcut bağlama kütüğü ruhsatıma motorun bilgilerini ekleyecekler diye düşünüyordum, oysa ki yeni bir ruhsat kartına yeniden yapılacakmış işlem. İki üç gün sonra gelmemi söylediler.

Çarşıya çıkarak askeri malzeme satan bir dükkandan pilli küçük bir radyo aldım. En azından tekne içinde ses olurdu. Limana geldim. Mavi bidonla aldığım 10 litre benzini depoya boşalttım, ancak sonuna yaklaşınca bidondan filtreye bazı mavi jelimsi parçacıkların takıldığını gördüm. Kalan benzini  bir  su şişesine aktardım ve mavi bidona deniz suyu doldurarak arka iskele tarafına oturağın altına koydum. Motorun ters yönüne .Umarım mavi bidondan koyduğum benzin yüzünden ilerleyen günlerde sıkıntı yaşamam.

Saat 17:30 da yağmur ince ince yağmaya başladı. 19:00 da yağmur da rüzgâr da şiddetini arttırdı ve hava soğudu. Devekuşu nun kamarasında üşüdüm. Aydınlatma için aldığım Lpg ile çalışan Lux ü yaktım. Hem ışık veriyor hem de soba görevi yapıyordu.