Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '09

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Hayallerimdeki Sanat Evi'ne kavuştum...

Hayallerimdeki Sanat Evi'ne kavuştum...
 

Yaşamın her yönü, acısıyla tatlısıyla resimdeki renkler gibidir...

Mutluluğu simgeleyen mavi, kırmızı renkler, bir an gelir ki hüznü içine çeker.

Denizde acı anılar bırakanlar, bir daha mavi görmek istemeyebilirler.

Kırmızının kanla örtüştüğünü anlatan acıklı şarkılar vardır.

Gelin olmayı düşleyen kızlar için kırmızı kuşaklı gelinlik, ' ne denli yaşamsaldır ' bilinir...

Sarı papatyaların , gelinciklerle harmanlandığı bir bahar görüntüsü, hepimize yaşam aşkı vermez mi ?..

Lâcivert deryâda bir nokta gibi duran altın renkli yelkenlerin sabit duruşu, yükseklerden bakınca ne denli dinlendiricidir ?..

Ahmet Haşim'in , kızıllıklara fon olan şiirlerini okurken ya da güzel bir sesten dinlerken, bir başka âleme gitmez miyiz ?..

Halikarnas Balıkçısı, denize neden âşıktı acaba ?..

Yeşil çayırlar, yeşil gözler, sarı saçlar, siyah zülüfler, kırmızı yanaklar, mermer beyazı gerdanlar...

Süt beyaz teni okşayan ve bir çağlayan gibi omuzlardan akan kahverengi , sarı karışımı lepiska saçlar...

Kimi âşıklara şiirler yazdıran al yanaktaki benler ...

Kemana, kaleme, kılıça, yaya benzetilen ve âşıkların 'canına okuyan ' o gizemli kaşlar...

Badem misali , usta bir mimarın elinden çıkmış gibi duran pamuk ellerden uzanan pembe ojeli ya da kınalı tırnaklar..

...............

Akşam güneşinin kızıllığında, kan rengine boyanan, süt beyaz martılar...Lâcivert güvercinlerin ateşe dönen vücutları...

Gecenin karanlığında ateş gibi yanan bir kedinin gözleri...Yaşlı bir sarışın atın uzamış, mısır sarısı büklümlü yeleleri...

Çocuk parkında oynayan bebeklerin çok renkli giysileri...Pazardaki karpuzların ressam elinden çıkmış canlı görüntüleri...

.........

Evet !..Daha binlercesini alt alta sıralayabileceğimiz tümceler içinde yer alabilecek olan, yaşama dair renkler , bizi genç ve zinde tutan hayata dair ' imgeler ' değil midir ?..

İşte tüm güzellikleri bir arada görebileceğimiz bir sanatı dillendirmeye çalışıyoruz...Adı : Ebru Sanatı !..

Belediyemizin , yıllarca boş kalmış olan bir Mahalle Konağını '' Ebru Sanat Evi' ne '' çevirmenin sevincini yaşıyorum.

Hayallerimi gerçekleştiriyorum !..

Orada, şiir dinletileri, mini sanat müziği sohbetleri yapılıyor...

Drama sanatını işleyerek insanın içindeki çocuğu dünyaya getiriyoruz.

Gözlerimiz yaşarıyor, yaşlı dediğimiz insanlar bebekleştikçe...

Bebeklikten yeni çıkmış çocuklar, yan bahçede oynadıkça...

İnsanın, bu denli hızlı değişimine ve geri dönüşüne tanık oluyorum.

Yediden yetmişe her insanın tekne başına geçtiğinde, yaşadığı çocuksu heyecanı, Ebru öğrencilerimle yaşıyorum ...

Ney dinlerken resim yapan gençlerin gözlerindeki huzuru resimliyorum...

'' Yaşam, çok acılar veriyor !..'' diyerek genç bedenini yok eden yeni filizlenmiş vücutların düştükleri boşluklar aklıma geliyor.

Keşke onları, iyi anlayanlar olsaydı !..Hep yargılamasaydık !..

...........

Her insan, içinde bir çocuk gizler...Bu çocuk, öksüz bırakılırsa eğer, ''için için ağlar ''...O ağladıkça insan çöküşe gider !..

İçimizdeki çocuğu yaşatalım...Aynalara bakmayın biraz !..İçinizdeki sesi dinleyin !..

Yaşadıklarımız...

Yaşayamadıklarımız...

Hayallerimiz...

Yapmak isteyip de yapamadığımız güzel düşünceler, Ebru Sanat Evi'nin salon perdelerine takılıveriyor...

Herkes , siyasi ceketini ve ideolojik gömleğini, dış kapıda bırakıp içeri giriyor...

Karamsar ruhlular, uzlaşmacı olmayan kavga tellâlleri, '' Pencereleri taşlamak ;sanata kıymak istiyor '' gibiler !..

Fakat, onlar da çabuk '' Pes ediyorlar !..'' Sevgiyi sadece söylemek değil ; göstermek yetiyor !..

'Önce insan ve her türlü canlı sevgisi, ilke edinilmeli ' diyoruz...Kimsenin ırkı, cinsi, cibilliyeti, soyu-sopu merak edilmiyor !..

Tek seçicilik : Sanata olan duyarlılık !.. İnsana olan sevgi !.. Gerisi, arkadan geliyor...

..............

''Keşke , dertli'lere devâ-hastalara şifâ dağıtmak için görevlendirip ve bu nedenle çok maaş verdiğimiz, okumuşlar ordusu olan , Büyük Meclisimizin bahçesine de bir sanat evi kurulsa '' diye düşündüm şimdi...

Ruhları yıkanıp, kin ve nefret duyguları keselenip altından çıkacak olan ''Arınmış insanlar '' , insanlık için güzel kanunlar çıkarsalar...

'' Yaratılanı , yaratandan ötürü sevebilsek... ''

Ve dünyanın boş ve fâni olduğunu bir anlatabilsek !..Bir de anlayabilsek !.. Ne hırs kalırdı ; ne haset !..

Gerçek sanatsever, saygın insan Aliağa Belediye Başkanı, sayın Ömer Turgut Oğuz'a , destekleri için teşekkür ediyorum.

İnsana yatırım yapan şahsiyetler hiç unutulmayacak...

' Sanatın gücü adına '

Yaşamın her rengini, neş'eyle duyumsamak adına !..

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..