Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '07

 
Kategori
Felsefe
 

Hayat bir oyundur

Hayat bir oyundur
 

Hayat, var olup yok olma arasında oynanan bir oyundur. Onun için insan hayata, oyunla başlar, oyunla bitirir. O nedenle insan oyun oynamaya ana rahminde başlar. Çünkü oyun insan için bir gelişimdir. O nedenle de dünya oyun yeri, hayat bir oyundur. Onun için oyun, hayatın her evresinde, her yaşta oynanır. Yaşa başa bakılmaz.

Oyun, oyundur, hiç bir şey değişmez. Değişirse sadece yaşa başa (akla) göre kuralları değişir. Çünkü hayat yaşarken öğrenilip geliştirirlir. Öğrenilip geliştirilen hayat da akla göre biçimlendirilir.

Onun için çocuklarımıza şimdiden kurallı oyun oynamayı öğretmeliyiz ki, hayata başlarlarken doğru alışkanlıklar edinerek başlasınlar. Çünkü oynanan oyunlar her yaştaki insanın aklını geliştirir. Gelişen akılla birlikte beden ve ruh sağlığı da korunmuş olur. Çünkü hayatın akışı içerisinde gelişen akılla birlikte, insanın toplum içerisindeki yaşantısına yön vermeye yönelik davranış biçimlerini oluşturan kurallarda zamanla değişir ve gelişir. Çünkü çocuklukta çocukça oynanan oyunlar, her ne kadar masum olsa da, yaş ilerleyip akıl geliştikçe oynanan oyunlardaki masumiyet duygusu zamanla kalkar. Hayatın gerçekleri asıl kural olur.

Aklı gelişmeyen insanların, zamanla konan kurallara uyum sağlamaları zorlaşır. Kurallara uyum sağlamak zorlaştığında da işin içerisine insan benliği girer. İşin içine benlik girince, önceden konmuş bütün kurallar alt üst olur. İnsanlar akıldan ziyade nefse daha yatkın olduklarından, bir anda kuralsızlık toplumda çığ gibi büyür...

Çoğalıp büyüyen kuralsızlıklar içinde, kolay yaşamayı kendine alışkanlık edinen akılsız, art niyetli, kötü insanların işleri, her geçen gün kuralsızlıklar artıp çoğaldıkça daha çok kolaylaşır. Buna karşılık farkındalık duygusu gelişmiş, haktan hukuktan yana olan iyi niyetli, güzel insanların işleri de her geçen gün o oranda zorlaşır.

Onun için çocuklukta oynanan oyunlarda kurnazlık ve mızıkçılık, çocuklarda kötü alışkanlık yapıp oyunu ve kuralını sürekli değiştirip bozmadığı sürece hoş karşılanır. Ancak buna karşılık, oynanan oyunda yenilip kaybederken, yenilgiyi hazmedemeyip haksız yere mızıkcılık edip oyun bozanlık etmek oynanan oyunda rakibi / rakipleri sinirlendirir. Bir daha ki, oyunun şartlarını değiştirir.

Çocuklardaki bu türden alışkanlıklar, genelde bedene (uzuvları oluşturan nefse) yöneliktir. Ana rahminde kazanılıp elde edilir. Ana rahminde kazanılıp elde edilen her türlü alışkanlık şuursaldır. Şuursal olan herşey akıldan uzak, nefsidir, onun için sadece benlik içerir...

Benlik ve bencillikten kurtulmak için insana akıl gerekir. Akıl için de bir an önce var olan aklı, geliştirip çocukluktan kurtulmak gerekir. Çünkü aklı gelişmemiş insanlar ömür boyu çocukturlar. Çocukluktan kurtulmak için çokca kurallı oyun oynayıp aklı geliştirmek gerekir.

Çünkü, El (uzuv) yaptığı işi tekrarlamakla hüner kazanır. Akıl yaptığı işi tekrarlamakla marifet kazanır.

Onun için kurallı oyun oynayan çocuklarda akıl gelişir. Gelişen akılla birlikte insanı insan yapan farkındalık duygusu da gelişip artar. Gelişip artan farkındalık duygusuyla insanlar, kendi hak ve hukuklarını yaşadıkları toplumda çok daha iyi koruyup savunurlarken, aynı zamanda da birlikte yaşadıkları diğer insanların hak ve hukuklarını korurlar. Hak ve hukuka karşı da daha çok saygılı olurlar.

Çünkü farkındalık insanı insan yapar. İnsan olanı da demokrat yapar. Demokrat olan bir insan da ister istemez demokrasiyi içine sindirerek gerçek anlamda insan olup insanca yaşar. Yaşarken de daha mükemmelini oluşturup geliştirir. Çünkü insana yakışan budur. Onun için demokrasi, durağan bir şey değil, sürekli toplumla birlikte gelişip olgunlaşan bir sistemdir.

Gerçek anlamda bir demokrasi tanımı yapmak gerekirse; Demokrasi, bireylerin ve kurumların farkındalığına dayalı rejimin adıdır, diye düşünebiliriz.

Çünkü demokrasi, insanın farkındalığını oluşturan akıl işidir. Akıl, eğitimle gelişip olgunlaşır. Akside akılsızlık, bilgisizlik, cehalattir. O da insanın farkındalığını silip süpürüp yok eder. Çünkü farkındalık cehalet içindeki eğitimsizlikle yozlaşıp bozulur. Çünkü insan bir damla sudan oluştuğundan, meyillendiği / meyillendirildiği her yöne, her yere akar.

Onun için demokrasi, akıllı insanların oynadıkları kurallı oyundur. Bu oyunu kuralına göre oynayanlar, oynadıkları oyunu önce kaybetseler de; sonra mutlaka kazanırlar. Çünkü haktan dolayı, halk yanılmaz.

Toplumlarda hakka, hukuka saygılı olanların sayıları sürekli bu şekilde artıkça demokrasi gelişir. Özgürlükler artar. İnsan hakları çoğalır. Kurallar gelenekselleşir. Üretim artar. İnsanlar medenileşir. Daha çok paylaşımcı olurlar. Sevgi artar. Hoş görü çoğalır. İnsanlar, insanca yaşamaya başlarlar...

Sevgi ve saygıyla hoşça kalın...
 
Toplam blog
: 28
: 919
Kayıt tarihi
: 14.09.07
 
 

1953 Elbistan doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Ankara'da tamamladım. Kamuda çalışıyorum. Çok..