Hayat müşterek!

Ankara’da 18-60 yaş arası 1397 kadınla yapılan anket sonucunda, katılımcıların %62, 9’u Türkiye'de kadına değer verilmediğini, %64, 5’i kadınlarla erkeklerin eşit olmadığını, %40’ı şiddete maruz kaldığını belirtmiş. Bu anketin gösterdiği gibi ülkemizde yaşayan kadınlar hakettiği değeri bulamamaktadırlar.

Nikah masasında ‘HAYAT MÜŞTEREK’ densede hayatın bütün yükünü kadınlar çekmektedir. Kadınlar ister şehirde ister kırsalda yaşasın hep ezilmektedir. Çocuk doğurup büyüterek dünyanın en zor işini yapan kadınlar ne eşlerinden ne evlatlarından gerekli değeri bulamadıkları gibi üstüne üstlük nankörlükle karşı karşıya kalmaktadır. Kırsalda kadının doğum öncesi ve sonrası doğum izini yoktur. Mesai saatleri yoktur, sabahın erken saatinde kalkar, ahırı temizler, sütü sağar, aile bireylerini karnını doyurur, bulaşık ve temizliğin ardından kendisini bahçede çalışan kocasının yanında bulur. Bu koşuşturmaca içerisinde zaman zaman kaynana, kayınbaba tarafından itilip kakılanlar; koca dayağına maruz kalanlar olur. Kırsalda kadın çaresizdir; hakkını arayamaz, kaderim der veya namus meselesi yaparak bu çileye katlanıp gider.

Şehirde yaşayan kadınlar kırsaldaki kadınlara nazaran biraz daha şanslıdır çünkü çoğu okumuş iş ve meslek sahibi olduğundan azda olsa hakkını arama şansı bulur ama çarşı pazar, çamaşır, ütü, temizlik, çocuğu kreşe bırakma alma gibi işleri yapmada kendini çoğunlukla yalnız bulur. Kadın ister tarlada ister fabrikada veya büroda kocasıyla birlikte çalışsın eve dönüşte kadın "YORULMAMIŞTIR" sadece koca "YORULMUŞTUR". Koca koltuk veya kanepeye uzanır gazetesini eline alır ve yemeğin hazırlanmasını bekler. Bu yaşama biçimi anket sonucunda olduğu gibi Türkiye'de kadına değer verilmediğini ve hep ezildiğini doğrulamaktadır.