- Kategori
- Şiir
Hayat neymişsin meğer sen...
Okyanusa atılan akvaryum balığı gibi,
Soluksuz kalmaktır HAYAT...
KAYBOLMAK,
Binlerce rakım derinlerde,
Suların dev dalgalarında yok olmak gibi,
YA DA ARA SIRA SU YÜZÜNE ÇIKARAK, NEFES ALMAK GİBİDİR MESELA!
Ya da yağmurun altında saatlerce kalarak ıslanmak gibidir HAYAT,
üşümek iliklerine kadar,
hiç kurumayacak gibi,
soğuğa ve ayaza razı olarak,
öylece ortada kalmaktır,
ya da,
sıcak bir sobanın yanıbaşında,
yağmura bakmaktır,
SICACIK ODADAN...
HAYAT,
hastaneye düşmeden ayakta kalmanın zerafetini,
anlayamamaktır,
ya da uzaktakini özlerken,
yanıbaşımızdakileri unutmaktır.
Yanımızdakileri sevmeye çalşırken de kimi zaman,
uzağımızdakileri boşlamaktır.
HAYAT,
sonsuz bir adalet ile, yanılgıların arasında,
sıkışıp kalıvermektir çoğu zaman...
HAYAT barıştır,
bir gül tanesinin mis kokulu yaprağında,
dikeni canımızı acıtıncaya kadar.
Bazen de korkunç uğultulu bir kavga,
gün doğumlarının başlangıcında.
HAYAT yaşamadan yaşlanmaktır kimi zaman,
yaşanmayan her sahipsiz dakikada.
Bazen acı bir gözyaşı,
bazense anlamsız bir kahkaha,
sırf atılmış olsun diye,
sırf ses olsun diye,
sırf yankılansın diye
iki dudağın arasında...
HAYAT,
sevdadır,
sevgiliye uzanıp tutamadığın,
tuttuğunda aradığını bulamayarak,
hayal kırıklığı,
ve de tarifi imkansız bir acı ile,
geriye sıçradığın...
HAYAT hürriyettir, demir parmaklıkların arkasında,
güneşi,
kelepçesiz mapusluklarda yaşamaya çalışmaktır...
Işığı avuçlarına hapsederek,
gri akşamlarda,
onunla avunmaya çalışmaktır.
HAYAT,
bazen anlamlı,
kimi zaman da,
anlamsızdır,
bizden uzak çekip giden bir trenin ufacık vagonlarında...
24 MART 2010
14.10
NİLGÜN ÇAKICI'DAN HAYATIN TASVİRİ BAHAR ÖNCESİ...
Soluksuz kalmaktır HAYAT...
KAYBOLMAK,
Binlerce rakım derinlerde,
Suların dev dalgalarında yok olmak gibi,
YA DA ARA SIRA SU YÜZÜNE ÇIKARAK, NEFES ALMAK GİBİDİR MESELA!
Ya da yağmurun altında saatlerce kalarak ıslanmak gibidir HAYAT,
üşümek iliklerine kadar,
hiç kurumayacak gibi,
soğuğa ve ayaza razı olarak,
öylece ortada kalmaktır,
ya da,
sıcak bir sobanın yanıbaşında,
yağmura bakmaktır,
SICACIK ODADAN...
HAYAT,
hastaneye düşmeden ayakta kalmanın zerafetini,
anlayamamaktır,
ya da uzaktakini özlerken,
yanıbaşımızdakileri unutmaktır.
Yanımızdakileri sevmeye çalşırken de kimi zaman,
uzağımızdakileri boşlamaktır.
HAYAT,
sonsuz bir adalet ile, yanılgıların arasında,
sıkışıp kalıvermektir çoğu zaman...
HAYAT barıştır,
bir gül tanesinin mis kokulu yaprağında,
dikeni canımızı acıtıncaya kadar.
Bazen de korkunç uğultulu bir kavga,
gün doğumlarının başlangıcında.
HAYAT yaşamadan yaşlanmaktır kimi zaman,
yaşanmayan her sahipsiz dakikada.
Bazen acı bir gözyaşı,
bazense anlamsız bir kahkaha,
sırf atılmış olsun diye,
sırf ses olsun diye,
sırf yankılansın diye
iki dudağın arasında...
HAYAT,
sevdadır,
sevgiliye uzanıp tutamadığın,
tuttuğunda aradığını bulamayarak,
hayal kırıklığı,
ve de tarifi imkansız bir acı ile,
geriye sıçradığın...
HAYAT hürriyettir, demir parmaklıkların arkasında,
güneşi,
kelepçesiz mapusluklarda yaşamaya çalışmaktır...
Işığı avuçlarına hapsederek,
gri akşamlarda,
onunla avunmaya çalışmaktır.
HAYAT,
bazen anlamlı,
kimi zaman da,
anlamsızdır,
bizden uzak çekip giden bir trenin ufacık vagonlarında...
24 MART 2010
14.10
NİLGÜN ÇAKICI'DAN HAYATIN TASVİRİ BAHAR ÖNCESİ...