Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '12

 
Kategori
TV Programları
 

Hayat tüm gerçekleriyle devam ediyor!

Hayat tüm gerçekleriyle devam ediyor!
 

HAYATIN DİĞER YÜZÜNÜ DE GÖRMEK LAZIM...


ATV’ye reyting yaptıran Mahsun Kırmızıgül dizisi ‘Hayat Devam Ediyor’, cesur bir başlangıçla ‘taze et’ meraklısı kocamışların acınası durumunu, makaslanan gerdek gecesine rağmen, ekrana taşımıştı. Ülkemizde hayli yaygın olan ‘çocuk gelin’ rezaletini, gözü dönmüş Abbas Altındağ karakteriyle yansıtan dizi, testinin su yolunda kırılmasına kadar da konuyu etkileyici bir biçimde işlemişti. Öyle ki, mavi haptan medet umup erkekleşmeye çalışan Abbas’ın morararak dünya değiştirmesi, onun çizdiği kötü karaktere tepkili olan izleyiciye ‘Oh oldu’ bile dedirtmişti.   

Anlaşılan ekran başındakilerin böylesi yorumlarda bulunmasına neden olan bu etkileyicilik oyunculara da sirayet etmiş. Fakat farklı yönde! Hacı Emin Fırat karakterini canlandıran ve Ben Afleck, Monica Bellucci gibi yıldız isimlerle aynı yapımlarda rol alıp adını sınır ötesinde de duyuran Muhammed Cangören, 15’lik Hayat’la 70’lik Abbas kadar olmasa da, yaşı kendisinden hayli küçük bir bayanla öpüşürken görüntülenmiş. 61 yaşındaki Cangören’le 20’li yaşlardaki bayan arasındaki yakınlaşmanın medyaya taşınması, sanatıyla anılmak isteyen oyuncuyu sinirlendirmiş. Cangören, özel hayatın mahremiyeti açısından haklı! Ancak bu olayın deşifre edilmesi, gençler arasında çığ gibi büyüyen kokuşmuşluğun gözler önüne serilmesini sağladığı için haksız.

‘İffet’le ilgili yazımda vurguladıklarıma denk düşen bu ‘hayat’ gerçeği, dizilerde sakıncalı bulunup cezalandırılan olguların katbekat fazlasıyla toplumda yaşandığını göstermekte… Bu hakikat de, ‘şişe’den ya da ‘abi nişanlısıyla(ki orada yaşlar denk) ilişkiden’ rahatsız olup bunların gençlerin ahlakını bozacağı kaygısına düşmenin ne derece ‘komik’ bir kurumsallık olduğunu doğrulamakta!

NETİCEDE İNSANIZ AMA…

Kızın kendisine yanaştığını ve elinden tutup götürdüğünü söylüyor, ‘yaşlı erkek-genç kız’ birlikteliğine dikkat çeken ‘Hayat Devam Ediyor’ dizisinin oyuncusu… Ve ‘Neticede insanım’ vurgusunu da ekliyor sözlerine.

Evet, Muhammed Cangören ve onunla eşit yaşlardaki ünlü-ünsüz erkekler neticede insan! Peki, ya onları ayartanlar? Aklı başında olan herkes için, ‘şeytan’! Âdem de şeytanın elinden elmayı yiyip kovulmamış mı cennetten? Bundan dolayı da habercilerin ve kınayanların ilk hedefi, öpen değil öptüren olmalı. Kimileri şimdi kalkıp ‘tercih’, ‘zevk’, ‘sevgi’, ‘beğeni’, ‘hayranlık’ vs. gibi gerekçelerle 20’liklerin babalarından büyük erkeklere yanaşmasını savunabilir. Bu bahanelere kahkahayla gülmek bile yetmez. Onlara sorarım; ‘Siz hiç kendisine menfaat sağlamaya müsait olmayan yaşlı erkeğe meyleden bir 20’lik gördünüz mü’? TV’deki ‘Evlilik programları’, bu sözlerime çok net örnekler. Orada da ev, aylık gibi isteklerle ‘et’ pazarlamaları gırla…

Mesleği bedenleriyle para kazanmak olan hayat kadınlarının dışında (ki bana göre yaşlı avcısı 20’liklerden çok daha namuslular ve hak ediyorlar aldıklarını) hangi 20’lik para, iş ve şöhret sağlama beklentisi olmadan gider öper yaşlı bir erkeği? Öpüyorsa, öptürüyorsa mutlaka o adamın makamından, konumundan istifade içindir! Eee, tabii yaşlıyı kafese koymak daha kolaydır ve hayatın başındaki erkekler kariyer açısından bir avantaj sağlamaz. Öpen de çok iyi bilir, yakınlaşmanın buram buram menfaatçilik koktuğunu. Ama andropoza girmiş erkeklik kimliğini dik tutmak için bin bir gerekçe gösterir kendisine yamanan 20’liği aklama yolunda. İşte, ‘özel’ denilen ilişkilerde bariz hakikat budur. Gerisi hikâye.

ÜZÜM ÜZÜME BAKA BAKA…

Önemli olan, medyaya yansıyanların çok ötesinde bir yaygınlığa ulaşan bu bariz hakikatin ‘özel hayat’ olarak göz ardı edilmesinden vazgeçilmesi! ‘Üzüm üzüme baka baka kararır’ sözü çok doğrudur. Asıl meziyetin ‘Kafeslenecek bir yaşlı erkek’ bulmak olduğunu örneklerle gören genç beyinler ister istemez bunlara imrenecektir. Hele bir de ahlak yapıları böylesi sefilliğe müsaitse, yandı gülüm keten helva…

İşte değerli uzmanlar… Hayatın devam eden gerçeğinde açığa çıkan, toplum yapısı ve genç beyinler için asıl büyük tehlike olan bu konu üstünde durulmalıdır. Erkeklerin çoğu doğaları gereği karakter zafiyeti taşıdıklarından, kızlarımızın bu konuda bilinçlendirilmesi gerekir. Gerek çalışma çevrelerinde, gerekse eğlence ortamlarında av peşinde koşanların çoğalmaması için de aile terbiyesiyle ahlak kazandırılması baş şarttır. Toplumsal manzara bu ahval ve şeriatta iken şişeden, danstan, bakıştan ceza verilmiş ne gam… Dizilere ille de ceza kesilecekse, ruhsal ve ahlaki yetersizliğin göstergesi olan, ‘yaşlı erkek-genç kız’ birlikteliğini körükledikleri için kesilmeli! Daha buna hiç şahit olmadık. Zorluğundan mı yoksa erkek baskın zihniyetin memnuniyetinden mi?

Anibal Güleroğlu http://www.sinematur.com

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..