Hayatla dalga geçin...

O denli duygusal, hassas, "aman o üzülmesin, kırılmasın, küsmesin" vericiliğinizden kopuyosunuz ve hayat'la dalga geçen, kendinizle alay edebilen bir kimliğe, bir yapıya sahip oluyosunuz..

Amiyane tabiriyle, artık tınlamıyosunuz kimseyi... hiçbir şeyi...

Çoğu insanların hesapları ucuz geliyor size...
Sudan sebep nedenlerle küsmeler, yapay ilişkiler, nokta kadar çıkar için kocaman yalanlar... yalanlar... yalanlar...

Ülkemizin yeni yapılanması sürecinde toplumumuzun yüksek oranda bu kişilik bozukluklarına rastlarsınız çoğunlukla...

Nasıl dalga geçmezsiniz siz hayatla?
Bakıyosunuz etraftakilerinize...
Aynı pencereden bakmak için hayatlarını birleştiriyorlar, bir dönem mutlu beraberlikleri sürüyor, uzun aralardan sonra birlikte hayatlarına devam edemiyecekleri anlayıp, ayrılmak zorunda kalıyorlar ve sanki aynı yatağı paylaşmamışlar, aynı masada kahvaltılarını yapmamışlar, aynı şeylere gülmemişler, ağlamamışlar..hatta aynı ortak kararla çocuk yapmaya karar vermemişler gibi, iki dost kalabilmeleri gerekirken, düşman olabiliyorlar ayrılıklarından sonra...

Veya başka bir etrafınıza bakıyosunuz...

Çocuklukları aynı atmosverde geçmiş, arkadaş, akraba, hatta hatta, yakın kan bağı olan iki insan, çocukluk ve gençlik dönemlerin en tatlı zirvelerinde birlikte büyüyorlar, belki küçücük yaşlarında aynı yatakta uyuyorlar, gece altlarına kaçırmalarıyla birbirlerinin çiş'leriyle islatıyorlar... Ama bi bakıyosunuz, yıllar sonra biri, diğerinin canına kast edebilecek aptalımtrak hareketini görüyorsunuz...

Siz nasıl dalga geçmezsiniz hayatla?
Siz neleri ciddiye alırsınız sevgili okurlarım?
Kendinizi değil mi?
Kendinizi ciddiye alın... çok ciddiye alın...
Ama...
Kendinizle alay etmeyi de asla ihmal etmeyin...
Kendinizle alay etmeyi öğrendiğiniz vakit, siz olmuşsunuz demektir...

Sevgiler...