Helalleşme (Habur görüntülerine bakarak)

İnsanın aklı hayali almıyor, bu ülkenin göz bebeği kalbi Meclis’te iktidar partisinin bir sözcüsü hanımefendi muhalefete yanıt verirken Başbakanın konuşmalarından aşırdığı bir cümleyi kullanarak bakın aynen ne diyor; “Biz bu ülkeye bayramlaşmayı helalleşmeyi getirdik, o yüzden size bu ülkede yer yok…” Bunu da arkadaşları coşkuyla alkışlıyor.

Terör örgütünün uzantısı partinin bir sözcüsü de muhalefetin barış süreci ile söylediklerine karşılık hiç utanmadan sıkılmadan “PKK’yı bitirmeyi beceremediniz bari helalleşmeyi becerin” diyor.

Ne diyeyim ki; Bu neyin helalleşmesi hanımefendi ne için bayramlaşıyorsunuz?

Terör gurubu PKK bu ülkenin binlerce insanını katletti, yaktı yıktı zarar verdi huzuru bozdu, elinize kolunuza sağlık kusura bakmayın bizde sizin teröristlerinizi öldürdük bombaladık gelin helalleşelim mi diyorsunuz.

Türkiye Cumhuriyeti “Aşiret” mi ki valilerin kan davası sürmesin kan dökülmesin diye köyün kahvesinde aşiret reislerini el ele tutuşturup kucaklaşın dediği gibi terör örgütü ile devlet kucaklaşsın.

Hiç mi yüzünüz kızarmıyor hiç mi utanmıyorsunuz anlamıyorum.

Habur görüntülerine de siz “bayram havası” demiştiniz, bu mu sizin bayramlaşmanız…

Milli bayramların hemen hepsine karşısınız coşkuyla kutlanması sizi rahatsız ediyordu biliyoruz ama bize terör örgütü ile halay çekmeleri kucaklaşmaları bayram diye kabul ettirmeğe çalışmanız manidar olduğu kadar da kusura bakmayın ama utanç vericidir.

***

Temel bir arkadaşıyla yemyeşil ağaçlar ve mevsim çiçekleriyle süslü parkta oturup sohbet etmeye başlar. Sohbet o kadar neşeli ve hararetli geçer ki kahkahalar havada uçuşur. Etrafta duyanların gelip geçerken görenlerin dikkatini çeker bu muhteşem ikili.

Sohbetin en hararetli sırasında bir “karasinek” tebelleş olur bizimkilere. Bir Temel’in yüzüne konar bir arkadaşının yüzüne, her ikisi de el kol hareketleriyle kovar ama sinek bir türlü gitmez.

Onlar kovar “karasinek” döner dolaşır yine ya Temel’in ya arkadaşının orasına burasına konarak sinir küpü yapar ikisini de.

Temel tam bir konuya girecekken “karasinek” gider tam arkadaşının alnının ortasına konar, arkadaşı elini kolunu sallayarak kovmaya çalışır sinek “Nuh der peygamber demez” yerinden bile kıpırdamaz.

Bunun üzerine Temel kalkar belinden silahını çeker arkadaşına da “hiç kıpırdama” der ve “dan” sineği vurur.

Etraftan koşup gelenler “Ula Temel ne yaptın arkadaşını öldürdün” deyince, bırakın hiçbir şey olmaz “bir bizden bir onlardan” demiş…

***

AKP li hanımefendinin yaptığı da Temel’in yaptığından asla farklı değil. Bunların yaptıkları belki iyi sonuçlar verecek belki kötü ama Terör örgütü ve terörist başının yedi sülalesine kucak açıp bayramlaşırlarken eylemlerine söylemlerine ve kararlarına muhalif olan CHP ve MHP li vekillere; “bu ülkede size yer yok” deyip adeta ülkeden kovması bence utanç ve esef vericidir.

***

Hepimizin bir siyasi görüşü bir düşüncesi mutlaka vardır, demokrasinin ve özgürlüğün temel argümanlarından biridir bu. Bu hiç birimizi “öteki” yapmaz, yapmamalıdır da.

Bir önemli argüman da “birlikte yaşama” olgusudur. İnsanlığın temel kuralı bu argümanı şiddetle destekler ve “hiç kimsenin siyasi görüş ve din anlayışı” yüzünden diğerini dışlaması ya da birinin diğerine baskı ve şiddetle üstünlük kurması doğru değildir utanç kaynağıdır, der.

Birlikte yaşamasını bilmeyen diğeri ötekileştiren toplumların “utanç” kaynakları da son derece fazladır. Bir başka yazımda bu utançlara değineceğim…

Gerçi ne anlatıyorum ki, hala uyuyan etliye sütlüye suya sabuna dokunmayan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen bir toplum da ezilen de olur kovulan da dövülen de “yüzü kızarmayanda…”

Hoş yakında “Türbe-yatır” turizmi başlar “bayram ve helalleşme havasında” malum cenahlar gider türbelere yatırlara iplik, anahtar çer çöp, çaput bez ıvır zıvır bağlar “barış süreci” için muhteşem dualar eder de ülkemize “barış gelir” utanmaktan kurtuluruz…

Erdoğan ÖZGENÇ