Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Şubat '14

 
Kategori
Deneme
 

Hep kendimize ediyoruz

Hep kendimize ediyoruz
 

Bazı istek, arzu, taleplerimiz için aşırı beklentiler içerisine gireriz.

Karmaşık ve anlaşılmaz bir hale getirdiğimiz dünyamızda,

İnsanî bir takım değerler sarmalındaki yaşantımızda,

Kime ne diyeceğimizi, nasıl ve nereye hesap soracağımızı bilemiyoruz.

Ne olursa olsun, hep kendimize ediyoruz.

Bir takım ideallerimizi hayata geçirme sarmalında, çok anlaşılmaz hale gelebiliyoruz.

Böylesi bir durumda kendimizi aklayabilmek ya da suçsuzluğumuzu ispat etmek için,

Birçok kişiye suçlarımızı yükleyip, suçlu olarak lanse edebiliyoruz.

Başkalarını suçlu ilan ederken, çoğu zaman bizler de ummadığımız…

Hesap edemediğimiz şekillerde hayal kırıklığına uğrayabiliyoruz.

Aslında kendimize öyle bir sistem hazırlıyoruz ki…

Öyle karanlık dehlizlere giriyoruz ki…

Öyle dipsiz ummanlara dalıyoruz ki…

Hem kendimizi kaybediyoruz, hem de başkalarını kaybediyoruz.

Doğru mu yapıyoruz?

Elbette hayır!

*

Umut dünyasında hem birtakım beklentiler içerisindeyiz ya!

Her türlü imkânlar sağlandığında, sanki tamamen mutlu olacağız ya!

Peki, bu işin hazzın ve mutluluğun sona erdiği zaman ne yapıyoruz?

Hiç düşündünüz mü?
Çok fazla egoist ve hayali düşüncelere sahip oluğumuzdan...

Çok fazla uçuk-kaçık özlemlerimiz ve beklentilerimiz olduğundan,

Çok fazla yaşanılır bir dünya beklentisiyle, idealist olduğumuzdan olsa gerek…

Yaşamın hazzına varmak, hayatı anlamlandırmak da farklı olmaktadır.

Belki bu durum normal karşılanabilir,

Ancak iş, çok abartılı bir hal alınca, içinden çıkılmaz olabiliyor.

İşte o zaman ne sevgi, ne saygı, ne hürmet, ne şefkat kalıyor,

Ne hoşgörü, ne tahammül ne de kabul edilebilirlik kalıyor.

Yani anlayacağınız, ne kadar aşırı beklenti, o kadar büyük hayal kırıklığı…

*

İnsan aile hayatı, sosyal hayatı var,

İnsanın iş hayatı, aşk hayatı var,

İnsanın aşk, meslek, siyasal, ekonomik hayatı var.

Çok fazla hayalî beklentiler içinde olanlarımız da yok değil.

Zihin ve hayal dünyamızdaki düşüncelerimiz farklı olunca,

Kazandığımızla, yapmak istediklerimiz uyum sağlayamayınca,

Hayal kırıkları, yaşamda tutarsızlıklarımız,

Dolayısıyla gelir dağılımımız, bağlı olarak ruh halimiz önem kazanmaktadır.

Birçok içselleştirmediğimiz için, hep huzursuz, mutsuz,

Hep stresli, sıkıntılı ve depresif, agresif olmaktayız.

Dünyada yaşıyorken, sanki başka dünyalara ait gibi görüyoruz kendimizi.

Peki, neden böyleyiz, düşündünüz mü?

Öncelikle kendimizi değiştirmekle işe başlamalıyız.

Sonra düşüncelerimizi ve daha sonrada bakış açımızı değiştirmeliyiz.

O zaman huzurlu, mutlu olur, yaşamaktan haz alırız.

Hayatta haz almanın ve mutlu olmamızı gerektirecek o kadar şey var ki..

Yeter ki birazcık daha düşünün, ama düşünün.

 

 

Not: Resim netten alınmıştır

Kerim BAYDAK

kbaydak61-artan@hotmail.com

 
Toplam blog
: 1022
: 214
Kayıt tarihi
: 06.11.12
 
 

Kerim BAYDAK 01.01.1961  ADIYAMAN  doğumlu.. 2003 yılında Anadolu Üniversitesi  İşletme Fakultesi..