Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mayıs '15

 
Kategori
Kitap
 

Hep tekerrür, hep

Hep tekerrür, hep
 

'Tarih tekerürden ibarettir' derler, yani tarih hep tekrarlardan oluşur demektir bu dedikleri.
Gerçekten de öyledir; teknolojik gelişmeler haricinde, tarih hep tekrar eder. Üniversitede arkeoloji dersimize Hititoloji mezunu, eski çağ tarihinde ihtisas yapmış bir hoca girerdi; 'Yeni bir şey yoktur, yaşadığımız çoğu şeyin tarihte bir benzeri vardır' derdi bize.
Evet, insanlık tarihi hep tekrarlardan ibarettir; ama bir tarih var ki, yüz kere, bin kere hepler içeren bir tekrara sahiptir. O tarih: İslam Tarihi'dir.
 
Son günlerde Lesley Hazelton adlı bir yazarın yazdığı 'Peygamberden Sonra' adında bir kitap okudum. Kitabix adlı bir yayından çıkmış bu kitap. Çeviriyi Enver Günsel yapmış.
 
*
 
Lesley Hazelton; İngiliz asıllı, ABD'de yaşayan, orta doğu ve tarih uzmanı bir kadın, bir gazeteci, bir yazar.
 
Lesley Hazelton bu kitapta 'Sünni-Şii bölünmesinin epik hikâyesi'ni konu edinmiş. Kitap ta ilk günlerden, İslam Peygamberinin öleceği zamanın anbean yaklaştığı günlerden başlıyor. Peygamberin vefatından elli yıl sonra gerçekleşen Kerbela katliamına kadar, nefes kesici bir hikâyeyi konu ediniyor bu kitap... Arada günümüze gelip, Saddam'dan Humeyni'lerden örnekler veriyor Hazelton.
 
*
 
İslam tarihini ne kadar biliyoruz? 
 
Ben söyleyeyim çoğumuz bir şey bilmiyor. Müslümanların çoğunun İslam tarihinde bildiği peygamberin yaşı başı, kişiliği, ailesinin adları, ilk Müslüman olanlar, peygamberin mücadeleleri, hanımlarının isimleri, ölümü ve peygamberden sonra gelen dört halifenin adlarından ibarettir bildikleri. Din adamları da peygamber hayattayken yaşadığı, görüp geçirdiği, 'Siyer' denilen epigrafik hikâyeleri anlatırlar. İslam tarihi hakkında çoğu Müslüman ancak bu kadarını bilir.
Din adamlarının, din kültürü öğretmenlerinin ve çoğu ilahiyatçının da İslam tarihi üzerine olan bilgisi geneli aratmaz. Özeleştiriden yoksun, objektifliğin yanına bile uğramamış, iyisini alıp kötüsünü atmış bir tarih yazımından elde edilmiş bilgidir, bunların bildikleri de.
 
*
 
Peygamberin son zamanları nasıldı? Ayşe'nin başına gelen iftiralık olay sonucu peygamber ne hissetti? Ayşe bu iftiralık olayı atlattıktan sonra kime diş biledi? Peygamber son nefesini vermek üzereyken neden iktidar kavgasına girilmişti? Ali'nin Ebubekir'in halife seçildiğinden haberi var mıydı? Dört halife dönemi din adamlarının anlattığı meseller gibi toz pembe miydi? Ali, Ebu Bekir'le Ömer'in halifeliğini tanıdığı halde, Osman'ı neden tanımadı? Ali'nin Ayşe'yle mücadelesini? Muaviye'nin Ali'yle mücadelesini? Ayşe'nin Ali ve oğullarını neden sevmediğini? Ali'nin ve oğullarının hüzün dolu hikayesinin nasıl cereyan ettiğini? Muaviye'nin oğlu Yezid'in, Ali'nin oğlu Hüseyin'le olan iktidar mücadelesini? Kerbela'da ne olduğunu? Sunni-Şii bölünmesinin temellerinin nasıl atıldığı? gibi pek çok soruya bu kitapta cevap bulabilirsiniz.
 
*
 
'Dinden döneni öldürün' diye bir hadis vardır. Aydınlanmacı Müslümanlar bu hadisin uydurma olduğunu söylerler. 
Ebubekir'in halifeliği sırasında pek çok Müslüman dinden dönmeye kalkmıştır; dönenler öldürülmüş ve dönmeyi düşünenin pek çoğu korkuyla Müslüman kalmıştır.
 
Hadisleri toplayan Buhari gibi pek çok hadis arşivcisi, Peygamberden 200 sene sonra yaşamışlardır. Uydurma hadisleri toplamış olacakları neredeyse muhakkaktır, peki bu hadisin uydurma olmadığını kuvvetlendiren Ebubekir dönemi hadiselerine ne demeli? Ebubekir, iktidarı peygamberden devraldı.
 
*
 
İslamcıların çoğunun ve Arap zenginlerinin lüks düşkünlüğü sizce nereden gelmektedir?
Ben cevaplayayım: üçüncü halife Osman'dan.
Osman zengindi, mala mülke, rahatlığa ve sefahata düşkün biriydi. Halifeliği döneminde iktidar kadrosuna hep akrabası Ümeyye (Emevi)leri yerleştirdi, iktidar nimetlerinden hep akrabalarını faydalandırdı.
 
(Kime benziyor?)
 
*
 
Ali halifeyken Ayşe'yle aralarında iktidar mücadeleleri olur. Bunlardan biri, Cemel Vak'asıdır, yani deve olayı...
Bu savaşta tam 3 bin kişi ölür. Ayşe'nin ordusu yenilir. Ayşe, Ali'yle mücadelesinin askeri bölümünü bu olay sonucu bitirir.
 
Ayşe, Müslümanların ilk ve son kadın komutanıdır. İktidar mücadelelerinin hep içindedir.
İslamcılar, Ayşe'den habersizdirler. Günümüzde bile kadının yönetimde yer alıp almayacağını tartışırlar.
 
*
 
Ali'nin mücadelesi Ayşe'yle bitmez, Muaviye ile de çetin bir mücadelesi olur. Ali'yle Muaviye orduları arasında Sıffin Savaşı olur.
Bu savaşta Muaviye, Ali karşısında yenilmek üzereyken, hileli bir taktik uygulayıp kurtulur. Muaviye şöyle bir taktik uygular: Okçularına herkesin Kuran sayfalarını ok uçlarına takıp Ali'nin ordusuna fırlatmasını ister. Atılan oklarda Kuran sayfası olduğunu gören Ali'nin ordusu savaşmayı bırakır. Ali, 'N'apıyorsunuz siz, bu bir hile, savaşı bırakmayın' dediği halde ordusuna söz geçiremez. Ali'nin ordusu geri çekilince Muaviye ve ordusu ağır bir yenilgiden kurtulur.
 
*
 
Ali'yi ise bugünkü IŞİD'in, Taliban'ın, Hizbullahı'ın, Allah'tan çok Allah'çı tüm örgütlerin atası olan Hariciler öldürmüştür.
 
Ali ölünce hilafet makamını Muaviye kaptı. Ali'nin oğulları Hasan'la Hüseyin tekrar halkı bölmemek için, bozgunculuğa sebep olmamak için Muaviye'nin halifeliğini kabul ettiler. Muaviye ise, öldükten sonra halifelik makamının onlara verileceğine söz vermişti. Ama hile ve entrika Emevi'nin tüm vücudunu kaplamıştı varis olarak oğlu Yezid'i gösterdi. 
 
Hasan 46 yaşında öldüğü için, Ali'yi Hüseyin temsil etmektedir. Irak'ın Kûfe şehrindeki Müslümanlar Hüseyin'i çağırır, Halife olman için seni destekliyoruz derler. Hüseyin ve kafilesi Kerbela denilen yerde Yezid'in valisinin emrindeki ordu tarafından durdurulur. Hüseyin ve kafilesindeki 70 asker, başları kesilerek öldürülür.
 
*
 
Kitap ab-ı hayat gibi, daha bilmediğimiz neler var neler... Benimki çoğumuzun bildiği bilgiler zaten.
 
Lesley Hazelton gerçekten ciddi ve güzel bir çalışmaya imza atmış.
Pek çok tarih kaynağına başvurmuş. 10. yüzyıl Arap tarihçisi Taberi'den faydalanmış, kitabın girişinde şöyle demiş: 'Taberi'nin yetki ve bilinçle yazdığı tarihi kaynaklar olmasaydı bu kitapta yazılmazdı' diye.
 
Lesley Hazelton'un dili de kayda değer, üslubu naif ve güzel. Roman olmamasına rağmen roman gibi akıcı ve renkli...
 
Bana da önermek kalır.
 
-Mustafa Yıldırım - 07.05.2015
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..