Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ekim '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Her gördüğünüze inanmayın!

Yirmi beş yaşında bir uzman çavuş yirmi üç yaşındaki eşini öldürmüş; nedeni de internette arkadaşlık sitelerine giriyor zannettiğinden…

Fotoğrafa bakıyorum, kadın o kadar genç ve güzel ki… Melek gibi denir ya, hani masumiyeti vurur insanın yüzüne, öyle…

Öldürüldükten sonra anlaşılmış ki girdiği siteler psikolojik destek siteleriymiş; eşinin durumunu araştırıyor gibi geldi bana…

Kendisi için de olabilir elbet, yirmi üç yaşında ve üç çocuk annesi, düşünün yani…

Lakin, kocası kıskançlıktan öldürdüğüne göre, yine de kocasının davranış bozukluğunu anlamaya çalışıyormuş duygusu baskın çıktı bende…

******

Aksaray’da yirmi yaşında ikiz kız kardeş erkek arkadaşları ile araba içinde sohbet ederlerken içki de içiyorlar diye tepki görüyorlar, pompalı tüfekle omzundan vuruluyor Hülya, yaşam savaşını kaybetti mi, kazandı mı henüz bilmiyorum.

Fuhuş yapılıyor zannetmişler çevredeki gençler!

******

Sanmak, zannetmek öyle belalı bir şeydir ki; cahilliğinizi yüzünüze tokat gibi çarpar!

Aslında öyle de güzel bir aynadır ki!

Sanılanlar, zannedilenler kişinin fikirleridir!..

******

Korumasız gezemeyen insanlar vardır, mesela, kimsenin yapacağı bir şey olmasa da, her an bir suikasta kurban olacağını sanarak önlem almak isterler; demek ki alt yapılarında böyle bir gerçek var!

******

Şöyle bir durum içinde kendinizi lütfen farz edin:

Üniversitedesiniz, aynı sınıftan bir sevgiliniz var ve siz tam ikinize birer kahve alıp gelmişken bir de ne görüyorsunuz; sevgiliniz karşı cinsten birinin boynuna sarılmış!

Ne düşünür, ne yaparsınız?

Düşündünüz mü?

Biliyor musunuz, sevgiliniz birkaç saniye önce anneannesinin vefat ettiğini öğrendi, o üzüntüyle ne oldu diye soran ilk arkadaşına “Anneannem ölmüş!..” dedi ve arkadaşı da ona kollarını açtı…

Pardon, siz bu arada ne düşünmüş ve ne yapmıştınız?

******

“Ama ben sanmıştım ki…” gibi bahaneler sizin düşünce eğiliminizi asla hoş gösteremez!

Davranışlarınızı ise asla!

******

Hoşgörü değil bunun adı, medeniyet!

Kendine güveni olan insanlar ancak bir başkalarına güvenebilirler, kendini seven insan ancak bir başkasını gerçekten sever!

Herkes “Nereye gidiyoruz?” diye ağlanıyor, cahiliye dönemine geri gidiyoruz beyler, bayanlar, başka bir açıklaması mı var!

******

Okullarda din dersi olmalı mı diye tartışılacağına, felsefe, mantık dersleri konulsun, cinsel eğitim verilsin; neden korkulur ki medeniyetten?

İnsan insanlığından utandırılmamalı; insanlığından utananlar özgüvenlerini sağlayamazlar!

Özgüveni olmayanlar sanarak, zannederek önyargılarda bulunurlar..

Önyargılar kişilerin şahsi korkularıdır, çoğunlukla kendilerinin yaptıkları, düşündükleri şeylerdir ama karşı tarafın düşünmesine dahi tahammül edemedikleridir!

Bu kişiler söyleneni de dinlemezler; inanmazlar zira…

Çünkü, kendileri kolaylıkla yalan söylemişlerdir; ne derseniz deyin, kendi tartımıyla tartacaktır sizi; keşke okullarda öğretilse herkesin ayrı düşüncelere ve duygulara sahip olabileceği…

Din yerine…

Kişilerin farklı tercihlerinin olabileceği…

Bunlara saygı göstermek gerektiği…

******

En önemlisi de, yine okullarda öğretilmeli, din dersi yerine: İşine gelmiyorsa çekip gitmeli insan, öldürmeden…

Ne kendine, ne de başkasına zarar vermeden…

Medeniyet budur, öpüşmek, sevişmekle sınırlı sananlara duyurulur!

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..