Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '08

 
Kategori
Güncel
 

Her şey bir yorumdan ibarettir

Her şey bir yorumdan ibarettir
 

Türkiye’nin rezil gündemine bakın…
Tartışmaların seviyesizliğine.
Kullanılan kelimelerin pespayeliğine.
Yazılacak ne de çok konu var aslında…

70 Milyon, kör, sağır, dilsiz...
70 Milyon tepkisiz insan.
Fincancı katırları ürker belki. Lanet olsun!

Ama, yine de canınız sıkılmasın… Neşeniz kaçmasın… Keyfiniz bozulmasın.

Ben de görmedim, duymadım. konuşmuyorum!

Neyse…

Hayatın güzel olup olmadığı tümüyle izafi bir durumdur.

Güzellik, çirkinlik, korku, umut, umutsuzluk. Bunların tümü, yalnızca hayatın muhtelif anlarıdır. Hiçbiri süreklilik arz etmez. Hissettiklerimiz, kısa zaman kesitleri içinde, olgulara yorum katarak yüklediğimiz özel anlamlardır. Ama bu özel anlamlar; tıpkı, bir bumerang gibi bize geri dönerek hayatımızı ve duygularımızı etkiler…

Aslında, kendi korkularımız ve evhamlarımızı da kendi güzelliklerimizi de kendimiz yaratırız. Tıpkı, daha evvel tanrıları yarattığımız gibi…

Kimilerine göre mutluluk, hayallere kavuşmaktır. Peki ya kavuştuktan sonra? Bir başka hayali yoksa, insan mutsuz mu olacak?

Bazen, kedi olmayı ve tıpkı bir kedi gibi yaşamayı hayal ederim. Yani, kendisini önemsemeden ama hiç kimseye de boyun eğmeden. Kural tanımadan, hiçbir ahlak öğretisine bağlı kalmadan. Tanrısız, geçmişsiz ve geleceksiz. Özgür, evcil, vahşi, küstah, mağrur ama kibirsiz bir hayat sürmek…

Gelecek korkuları var mıdır kedilerin? Mesela, ölüm korkusu duyarlar mı? Yalan söylerler mi, rol yaparlar mı? Ya da kandırılmış ve ihanete uğramış bir kedi var mıdır yeryüzünde?

Biz insanlar neden kibirliyiz? Geldiğimiz yer de, gideceğimiz yer de o sokak kedisiyle aynı. Aynı güneşin altında aynı havayı soluyoruz kedilerle. O, 25 yıl biz 75 yıl yaşıyoruz yalnızca… O tümüyle özgür. Dolu dolu, tek bir saniyesini dahi ziyan etmeden yaşıyor hayatını. Biz ise, kanunlarla, kurallarla, korkularla, vehimlerle tüketiyoruz kısacık ömürlerimizi.

Üstelik bir kediden çok daha çaresiz ve zavallıyız şu dünyada. Ormanda kaybolmuş bir insan açlıktan ölebilir. Oysa, bir kedi yıllarca, tek başına ormanda yaşayabilir. Gerçekten aciziz. Sahip olduğumuz yahut da olmayı hayal ettiğimiz her şey için başkalarına muhtacız.

Ne ekmeğimiz, ne katığımız, ne giysilerimiz, ne yaşadığımız ev ne de kullandığımız araç ve gereçlerin hiç birini kendimiz yapmadık. Ekmeğe, elektriğe, benzine, kömüre, şekere, çaya, limona, tuza, televizyona, çatala, bıçağa, kağıda, kaleme… Hayatımızı idame ettirmek için gerekli olan her şeye muhtacız.

Medeniyet tarafından kuşatılmış ve esir alınmışız aslında… Tek ve hür yaşamak neredeyse imkansız…

Nietzsche'nin, "Böyle Buyurdu Zerdüşt" eserinde; fenomenler karşışında donakalan pozitivizme eleştiri olarak söylenen "olgulardan başka hiç bir şey yoktur" sözüne Martin Seymour; "hayır, tam da varolmayan şeylerdir olgular. Herşey birer yorumdan ibarettir" sözü, dünyayı ve geleceği tek başına da olsa değiştirme ve algılama iddiasında olanlar için hala rehber olabileceğini düşünüyorum.

Kedi olmak isteyen var mı?

A.Mesut Tatlıpınar

 
Toplam blog
: 47
: 3759
Kayıt tarihi
: 17.02.08
 
 

İstanbul'da doğdum. Şişli Lisesi'ni ve MÜ Siyasal Bilimler Fakültesi'ni bitirdim. Daha sonra, İ.Ü..