Hey! Akdeniz'e yaz geldi...

Baharın hüzünlerini uğurlarken, yazın böylesine geldiğini
fark etmemişim (!)
Bu sabah yürüyüş parkurumu Lara Plajı olarak belirleyince,
yazın Akdeniz’e tüm ağırlığını koymuş olduğunu farkediyorum...

Sabahın 08.30 u, bir göl kadar durgun ve mavi deniz…
Mavi gökyüzü, yükseklerde parçalı beyaz bulutlar...
İnsanlar sere serpe kumlarda…
Bir yanda balıkçılar, diğer yanda uyuyan denizi uyandıran insanlar…
Sabah rüzgârı denizin iyot kokusuyla beraber tenimde
dolaşıyor...
Dayanamıyorum, yürüyüş bölgesini terk edip, ayakkabılarımı elime alıyor,
kumları okşayan denizin kıyısında yürümeye devam ediyorum…
…

Kendini güneşe teslim etmiş, üstsüz hatunların önünden geçerken, ruhumdaki muhafazakar kimliğin söylenmesini engelleyemiyorum!

Ağızlarının suyu akarak pozisyon almış adamlara hem kızıyor, hem de hak veriyorum…

Bana ne oluyorsa? Kadınların umurunda değil!

“Böyle de açılmaz ki! Böyle de yatılmaz ki” dememek için kendimi zor tutuyorum:(

Plajın baş tarafındaki bu yoğun kalabalığın sadece toplu ulaşım noktasına olan yakınlıktan değil;
üstsüz güneşlenen bayanlara olan ilgi ve alâkadan kaynaklandığını böylece anlamış oluyorum…
…
Oradan uzaklaşınca; sahil boyundaki sükunet, yumuşak dalgaların sesi,
güneşin sudan yansıyan renkleri beni içine alıyor, kendimi nemli kumlara atıyorum...
Ayaklarımı suya, düşüncelerimi engin, mavi denize bırakıyorum…
...
Uzaktan motorlar geçiyor, dalgalar büyüyerek kıyıya vuruyor.
Balıkçı tekneleri ufuk çizgisinde demir atmış gibi görünüyor.
Ayaklarım kuma ve suya gömülerek, zor ama keyifle yürüyorum.

Plajın sonundaki kafenin yaşlı kurt köpeğini okşuyorum, gözleri az seçiyor, kulakları az duyuyor farkediyorum...
Sevilmek nasıl da iyi geliyor; yattığı yerden keyifle kuyruğunu sallıyor !
...
Plajdan çıkıp, anayola doğruluyorum..
Beyaz gömlekleri, gri pantolonlarıyla, okulu kırmış 13-15 yaş arası erkek çocuklarını görüyorum…
Nevaleleri ellerinde, şamatayla bana doğru yaklaşıyorlar…
Kıkırdamalarından beni turist sandıklarını anlıyorum (!)
Birisi tüm medeni cesaretini toplayıp; “hello” diye bağırıyor?
Diğerleri kahkaha atıyor:)
Ben de sırıtıyorum: ” hello çocuklar” diyorum...
Birisi mahcup;”buralarda hep turistler oluyor da” diye açıklıyor...
Birbirlerinin ensesini tokatlıyorlar; gülüşüyoruz…

Güneş yakıyor, rüzgar serinletiyor, dalgaların sesi ardımda kalıyor…

Okuldan kaçmış çocuklar...
Üstsüz güneşlenen kadınlar...
Ağzı açık bakan adamlar (!)

Ormanın kenarındaki ağaçların gölgesine sığınarak yürüyor, şapkama iyice saklanıyorum…

Ağustos böceklerinin sesleri, kuş cıvıltılarını bastırıyor...

Omuzlarımdan güneşin cızırtıları geliyor, yanıyorum...

Akdenize yaz gelmiş, anlıyorum…