Hillary Cllinton'dan övgü dolu sözler...

Son birkaç aydan beri Suriye’ye ile yatıp, Suriye ile kalkıyoruz. Aklımıza geldikçe Suriye’yi ve Devlet Başkanı Beşar Esad’ı tehdit ediyoruz.

Beşar Esad, kendisini tehdit edenleri ya ciddiye almıyor, ya da korkusundan sesini çıkartamıyor. (Gerçi savaşarak ölürüm diyerek korkmadığını gösterdi.)

Batı ve ABD bizimkileri şişirdikçe,  onlar işin dozunu arttırıyorlar.

Piyasaya yeni sürülen bir senaryo, tüyleri diken diken ediyor. Yeni senaryoya göre;

Amerikan seçimlerinden sonra, Amerika İngiltere ve İsrail, İran’a saldıracak, aynı gün Türkiye Suriye’ye girecekmiş. Bu batı basınında bu senaryo hep dillendiriliyor.

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, basına verdiği son demeçle, bizimkileri göklere çıkartıp, ülke olarak bizim Suriye üzerinde daha etkili olduğumuzu, kendilerinin fazla etkili olamadıklarını söylüyor. Buna ek olarak Obama’nın İstihbarat Danışma Kurulu Eşbaşkanı Chuck Hagen, Basına verdiği demeçle, Başbakan Erdoğan’ın Suriye karşısında çok güçlü durduğunu belirtip, ileride Türkiye’yi kullanabileceklerinin sinyalini veriyor.

Batı basını ve batılı yöneticiler bizi yavaş yavaş bir savaşın göbeğine doğru sürüyorlar. Suriye’de yaratılmaya çalışılan muhalefet bir türlü kendisini gösteremiyor. Ülke olarak biz, bir sürü sözde muhalifi boş yere besliyoruz. Ancak beslediklerimizden ne köy olur ne de kasaba!

Gelin Suriye ile ilgili akılcı bir hesap yapalım.

Suriye’ye girdik diyelim. Suriye’nin de bize hiçbir direnç göstermediğini varsayalım.(S-300’ler ve beş bin tankına rağmen)

Batının Suriye’yi paylaşmasına Rusya ve Çin’in seyirci kalır mı?

Diyelim, Rusya ve Çin savaşa dâhil olmadı ama Türkiye’ye müeyyide uyguladılar.

Türkiye Rusya’dan aldığı 30 milyar metreküp doğal gazı elektrik üretiminde kullanmaktadır. Türkiye de üretilen elektrik enerjisinin %50’si doğal gazdan üretilir.

Bu doğalgaz kesilir, biz elektrik üretemezsek, Kuzey Irak’a nasıl ucuz elektrik veririz? Oraya elektrik veremezsek, PKK nasıl aydınlanır ve ısınır?

On milyar metre küp doğal gaz da İran’dan almaktayız. Suriye ile bir savaşta, İran bize doğalgaz verir mi? Suriye gibi onlara da mı saldıracağız?

O zaman nerde kaldı, ‘komşularla sıfır sorun?’

İran resmi ajansının geçenlerde yaptığı bir açıklama, olacakların habercisi gibiydi… Neydi o açıklama? “ Suriye’ye saldırı İran’a saldırıdır”

Eğer Rusya ve İran gazı keserse, kışın ortasında ne yaparız?

Savaş çığırtkanları halkımızı bir şekilde ısıtır mı?

Olacaklara şöyle bir göz atalım mı:

Bankalar çalışabilir mi?

Ya uçaklar kalkabilir mi?

Mahalle Bakkalı ekmek satabilir mi?

Rusya ile olan 30 milyar dolarlık ticaret hacmimiz ne olur?

Eğer Suriye ile bir savaş durumu olacak olursa, savaş çığırtkanları, meclisten bu izni alabilirler mi?

Bu durum, 1 Mart teskeresine benzemesin!

Savaşa girelim, girmeyelim tartışmasının yapıldığı durumu gözümüzün önüne getirirsek; bugün AKP’yi destekleyen %50’nin bu savaşa ne diyeceğini gerçekten merak ediyorum.

Global bir dünyada sadece Amerika ile yapılan işbirliğiyle bu iş nereye kadar sürer?

Bazı tarihsel gerçekleri hatırlamakta fayda var. Tüm saldırı savaşlarında saldırıyı yapan ülkelerin başındakiler, savaşlardan sonra, şanslılarsa iktidardan uzaklaşmışlardır. Yok, şansları o kadar yüksek değilse de öldürülmüşlerdir.

* Venizelos, emperyalistlerin kışkırtması ile Türkiye’ye saldırdı ve gitti.

* İşte Hitler, Musoloni! Avrupa’ya saldırdılar, gittiler.

* Bush Irak’a saldırdı, gitti.

Vatanını savunan liderler, Mustafa Kemal Atatürk gibi, ülkelerinde yüceldiler. (Her ne kadar sevilmese de(!))

Belki şöyle diyenler olabilir. Suriye’de insanlar ölüyor!

Evet, Suriye’de resmi verilere göre 850 civarında insan ölmüş. Birleşmiş Milletlere göre ölü sayısı 3.500! Bunun ne kadarı muhalif, ne kadar güvenlik görevlisi belli değil.

Birleşmiş Milletler, kraldan daha kralcı olmuş. Afganistan’da ne kadar insan öldü? Irak’ta ölen 1.5 milyon insanın hiç mi hakkı yoktu? Ya Libya’da? ABD ve AB’li emperyalistlerin Nato şemsiyesi altında öldürdükleri binlerce Müslüman!

Saldırganların öne çıkardıkları demokratikleşme ve insan hakları! Aslında güzel söylemler, ancak Suudi Arabistan’da çarşaf giyen kadınların, gözleri güzelse, yüzlerine Hızma örtmeleri gerekiyormuş. Çünkü gözleri ile karşısındaki erkeği tahrik edebilirmiş!

Ya bu kadının hakkı?

Gerçi Suriye’nin ürettiği ve dünyaya ihraç ettiği Eroin hammaddesi yok!(Afganistan’ın işgal nedeni ürettiği eroin hammaddesidir!) Irak gibi, Libya gibi petrolü de yok. Dünyayı Suriye ile oyalayıp, asıl hedefleri olan İran’ı mı gizliyorlar?

Ayrıca İsrail tarafından Marmara gemisinde öldürülen 9 insanımızın hakkını tam savunamayanlar, Suriyeli muhaliflerin sözcüsü konumuna gelmelerini anlamak mümkün değil.