Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '20

 
Kategori
Siyaset
 

Hocalı Katliamı

Bağımsızlığa Giden Yol
Bakü olaylarının ardından Sovyet müdahalesi gerçekleşmesiyle Ermeniler saldırılarını sürdürdü. Tabi Sovyetler den güç alarak. 1990 yılında Ermeni “fedailer”i Ermenistan sınırında bulunan Azeri kasabasında yaşayan kazak Türklerine saldırdı ve dokuz kişi öldürüldü. Bununla yetinmeyip Azeri bir ailenin evini de ateşe verdiler. Bu olayların hemen ardından ağustos ayında EUH’nin başkanı ve Karabağ Komitesi lideri Levon Ermenistan’ın başına geçti. 13 Ağustos’ta ise Ermeniler egemenliklerini ilan etti.
 
Bu sırada Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişkiler yoğun bir biçimde arttı ve karşılıklı ziyaretler yoğun dönemden geçiyordu. Bunun üzerine Ermenistan bir hamle yaparak, Türkiye ile ekonomik ilişkileri ile sınır ticaretinin geliştirmek istediklerini dolayısıyla Karadeniz ekonomik işbirliğini desteklediklerini açıkladılar.
 
30 Eylül 1990 tarihinde Azerbaycan’da yüksek Sovyet için seçimler yapıldı. 350 milletvekili seçilecekti. 4 milyon seçmen bu seçime katıldı ve komünist parti adayları seçimi kazandı. Halk Cephesi lideri Elçibey Sovyet Azerbaycan’da milletvekili olmayı istemedi ve aday olmadı. Tüm bu gelişmeler olurken 2 Ağustos tarihinde Irak Kuveyt’i işgal etti. 28 Şubat 1991 yılına kadar süren körfez krizi bir anda Ermeni-Azeri çatışmasının önüne geçti. Dünya kamuoyunda unutulmaya başlandı. Bunu fırsat bilen Kızıl ordu, Kafkaslar ve Baltık’ta yığınaklar yaptı. 1991’in haziran ve temmuz aylarında yine Ermeniler Karabağ’ın köylerine saldırdı ve Azeri Türklerini öldürmeye hız kesmeden devam etti. Nihayet SSCB 70 yıllık ömrünü bitiren 19 Ağustos Moskova hükümeti darbesi yapıldı. Bu tarihi, Sovyet cumhuriyetlerinin özgürlükleri için ilk gündü. Bu yapılan darbe sadece Gorbaçov’u yıkmakla kalmamış, 70 yıllık komünizm zulmü gören halkların özgürlüklerini de sağladı. Dolayısıyla Azerbaycan, darbeden on bir gün sonra bağımsızlığını ilan etti. Türkiye yeni Türk devletini 9 Kasım günü resmen tanıdı. Türkiye Azerbaycan cumhuriyetini tanıyan ilk ülke oldu. Ülke, komünist Partisi lideri Ayaz Mutalibov tarafından yönetiliyordu.
 
Bugünlerde dağlık Karabağ’da yaşayan Ermeniler, orada bağımsızlık ilan etti ve adını; “Arstaklı Ermenistan Halk Cumhuriyeti” olarak değiştirdi. Bu kararı protesto eden Azerbaycan Parlamentosu Dağlık Karabağ Özerk statüsünü kaldırdı ve direkt olarak Azerbaycan’a bağladı.
 
 26 Şubat 1992 Hocalı Katliamı
1991 yılının son ayı Aralık ve 1992 Ocak ve Şubat aylarında Karabağ’da kanlı olaylar yaşanırken, Ermeniler Hankendi’ni topçu ateşiyle abluka altına aldı. Ocak ayında çatışmalar daha da şiddetleniyor ve bitecek gibi de durmuyordu. Azeri helikopteri Ermeniler tarafından roketle düşürüldü ancak Ermenistan olaylara direkt katıldığını hep inkar etti. Olayların sadece Azerilerle ve Karabağ’da yaşayan Ermeniler arasında geçtiğini öne sürmüşlerdir. Aslında dağlık Karabağ’daki olaylara Azerbaycan milli ordusu İle Ermenistan ordusu da katılmıştır bunun yanı sıra Rus ordularının 81. Tümeni gizli de olsa Ermenilere askeri destek veriyordu. Öyle ki Ermeniler saldırılarında Amerikan yapımı helikopterler kullanmaya başladı.
 
“Şubat  Ayı  sonuna  gelindiğinde Karabağ’daki   çatışmalar  Şuşa’nın   civarına  ve  Azerbaycan-Ermenistan   sınırına   kadar yayılmıştı.  25–26  Şubat  1992’de  Ermeniler  ağır  silahlar,  makineli  tüfekler  ve  toplarla Hocalı’ya  saldırdılar  ve  genç,  yaşlı,  kadın,  çocuk  hiç  kimseyi  ayırmadan,  herkese  ateş açtılar. Tarihe “Hocalı Katliamı” olarak geçen bu hadisede yüzlerce Azeri Türkü öldürüldü” (Akademik Özgürlük).
 
Saldırıda 600 sivil öldürüldü ve bunların 63’ü çocuk, 106’sı kadındı. Bununla kalmayıp Ermeniler 488 kişi rehin aldı. 1270 kişi yaralandı ve 175 kişiden hiç haber alınamadı. Rus tarafı bu saldırılarda bulunmadığını açıkladı. Ancak Karabağ’da görev yapan ve olaylardan sonra firar eden dört Rus subayı basın açıklaması yaptı. Azerilere karşı kutsal bir görev yalanıyla kandırılarak çatışmalara katılmalarını istendiğini itiraf ettiler.   
 
Ermeniler, Hocalı’da katliam yaparken diğer yandan da sorunun çözümünden yana olduğunu savunup konuyu Birleşmiş Milletlere getirmek istiyordu. Muttalibov’un tüm bu yaşananlara rağmen, Rusya ile iyi ilişkiler kurma politikası Rusya’nın Hocalı’da etkin rol almasıyla çökmüş ve bardağı taşıran son damla olan Hocalı Katliamı Muttalibov’u istifa ettirdi. Daha sonra Azerbaycan’ın ilk serbest seçimini Azerbaycan Halk Cephesi Lideri Ebulfeyz Elçibey kazandı ve devlet başkanı oldu.
 
1915 söz da Armani Soykırımı’nın intikamını alma amacıyla hareket eden aramalar için Türkiye ve Azeri türkü arasında hiçbir fark yoktur. Fakat Ermeniler sözde soykırım yalanı etrafında birleşmeyi başarmış, Türkler ise kendilerine düşman olanlara karşı birleşmemiştir. Demem o ki, çocuklar Ermeni meselesine karşı mücadelede birlik olamamıştır. Halbuki birlik olunması, meselenin çözümünde daha etkili olabilir.
 
Türkiye sözde soykırım iddialarıyla uğraşırken bu dönemde Azerbaycan’ın Türkiye ile ortak tasarılara imza atması elzemdir. Azerbaycan’ın bu tür konularda Türkiye’ye destek vermeyip sessiz kalması demek Azerbaycan-Türkiye ilişkilerini bozmak isteyenlere bayram yaşatacaktır.
 
Bu dayanışmanın sağlanması için iki önemli adım vardır; Azerbaycan BM Genel Kurulu’nda sözde soykırımı tanıyan ülkelere karşı Türkiye ile tek vücut olmalıdır. İkinci adım ise Türkiye tarafından gelmesi gerekir. Ermenistan ile olan sınır kapıları Kapatılmalı ve Azerbaycan ile enerji alanında anlaşmalar daha kapsamlı olmalıdır. Türkiye ve Azerbaycan, Ermenistan ve destekçilerine karşı lobi çalışmaları başlatmalıdır. Bu konuda biraz daha geç kalınması halinde onlar için, Ermenistan’ın masumlaştırmak hiç de zor olmayacaktır.
 
Hukuki bazda Hocalı katliamının “soykırım” Olarak tanımlanması için gerekli ve yeterince kanıt olmasına rağmen 27. yılında Hocalı katliamı uluslararası arenada ne TBMM’de ne de herhangi bir devletin parlamentosunda soykırım olarak adlandırılmamıştır. Bunların yanı sıra hiçbir Türki cumhuriyetler soykırımı kabul etmemiştir. Günümüzde bir olayın soykırım olarak tanınması için hukuki anlamda olması önemlidir ancak tarafların siyasi çıkarlarına ortak olması ve olay ile ilgili lobi çalışmalarının yapılması gerekiyor. Dolayısıyla uluslararası kamuoyunda oluşan “soykırımı Ermeniler değil Türkler yaptı“ algısı da bu lobi çalışmalarının bir sonucudur.
 
Türklerin, Ermeni sorunuyla karşı karşıya kaldığı aşikârdır. Bu soruna karşı mücadele uzun dönemli çalışmalarla çözüme kavuşacaktır. Türkiye için 1915 sözde Ermeni soykırımı bugün için rafa kaldırılmış olabilir ancak önümüzdeki günlerde Ermeni lobisi tarafından bir pazarlık konusu olarak gündeme gelmesi şaşırılacak bir durum değildir.
 
Soykırımcı Ermenilerin, yayılmacı politikaları engellenmediği sürece daha da ileriye gitmesi elbette ki olasıdır. Tarihte ilk kez kurulduğunda sadece 9000 km² yüzölçümüne sahiplerdi. Bugün ise Ermenistan 29.000 km²’ye ulaşmıştır. Bunlar yetmezmiş gibi Azerbaycan topraklarını işgal ederek yüzölçümünü daha da genişletmek çabasındadır. Bu gelişme Hay-dat doktrini çerçevesinde Ermenilerin ideolojisi olmuş durumdadır. Aradan 27 yıl geçmesine rağmen Hocalı soykırımının tanınmaması Ermenilere cesaret verip daha da ileriye gitme gücü vermektedir.
 
Zaten, Azerbaycan’ın Karabağ Savaşı’nı kaybetmesinde ki en büyük etken iyi bir propagandanın yapılmamasıdır. Hatta ve hatta savaş başlamadan Azerbaycan bu savaşı kaybetmişti. Yeni bir Hocalı Katliamı yaşanmaması için, derhal Türkiye başta olmak üzere diğer Türk-i Cumhuriyetler Hocalı Soykırımını kabul etmeleri gerekmektedir.
 
NOT: Parantez içindekiler kullanılan kaynaklardır. 
 
Kayıt tarihi
: 15.03.19
 
 

Ben Mehmet Salkım. 23 Nisan 1997 doğumluyum. KKTC YDÜ Siyaset Bilimi öğrencisiyim. KKTC Gazeteler..