- Kategori
- Şiir
Hoş kokulu yağmurum...
Hafiften bir rüzgar esiyor
“Deniz’den”
Yalayıp geçerken saçlarımı
Dinliyorum
Kulağıma fısıldar gibi söylediklerini
Damarımdaki
Duygulu kırmızı aşk şarabım,
Benim için
Sana haramdır dediler inanmadın
Değil mi?
Hoş kokulu yağmurum
Gözyaşları
Damarımda sağanak yağmur damlası
Gitme!
Dikenlidir
Bildiğim tüm sensizlikler
Okşa yanaklarımı
Azalır tüm acılarım biter sızılarım
Öptüğün
Dokunduğun yer hala sımsıcak
Yakar
Göğüs kovuklarımdan içimi
Yüreğim
Kaf dağının ardında oya ağacı
Bakışların ince
İnce işleyen sanatkarıdır dünyamın…
***
Ya senden sonrası
Nereye baksam kime baksam
Düşer hayalin
Havaya
Suya toprağa düşen cemreler gibi
Sana akar
Adını sanının bilmediğim nehirler
Sana benzer
Baktığım, kokladığım tüm çiçekler
Yine de
Seninle kaç kıyamet yaşadık, sen
Diri diri
Kaç kez gömdün
Aşkımızı sevda mezarlığına
Oysa sen
Sana sakladığım
Ömrümün akşamsefasıydın
Neyse!
Haklısın gitmek de var
Kalmak
Hatta ölmekte varmış kaderde
Ne fark eder ki
Benim için artık çıkmaz sokaktır
Sensizlik…
***
Gittin ya o gün selamsız
Senden kalan
Tahta bir sandalye
Bir tabak bir de dağınık yatak
Bir de
Muhayyer kürdi saz semaisi…
Hayır!
Ağlamıyorum
Hafiften bir rüzgar esiyor
“Deniz’den”
Sadece dinliyorum kulağıma fısıldar gibi
Söylediklerini
Hoş kokulu yağmurum son kez
Diyorum ki;
Ben sende akar deli çağlarım
Gitme!
Veda etmeye de gelme
Unuttun galiba
Ben bundan yirmi beş yıl önce bugün
Seninle doğdum
Sevdan olmasaydı kesilmezdi
Göbek bağım…
Erdoğan ÖZGENÇ
İstanbul 25.03.2017 13.30