Hoşnut edene kadar uyku haram

Diyanet Vakfı'nın düzenlediği kitap fuarında cinsellik adına ortaya atılan ve kitaplaşan savsatalar, oruçlu halimle ve iftara on kala aklımı iyice karıştırdı. Acaba ülkemin güzel insanları ne düşünüyordu bu konuda? Araştırdım ve haber içinde ki başlıklarla, Milliyetyorum'un sevgili yorumcularının görüşlerini örtüştürmeye çalıştım. Bakalım bu kargaşadan kim, nasıl çıkacak?

Hoşnut edene kadar uykuya dalmayın"...Diyanet Vakfı’nın düzenlediği “Kitap ve Kültür Fuarı"nda İslam’da Cinsellik adı altında yer yer İslamiyet’e ve bilime aykırı bilgilerin yer aldığı, yer yer ise anlatımı pornografiye kaçan kitaplar sergileniyor. Bu kitapların bazılarında kadınla adet döneminde cinsel ilişkiye girilebileceği, gebe kadınlarla ilişkide ideal pozisyonlar anlatılırken, bakirelerle evlenilmesine öncelik tanınması gibi çeşitli yorumlara yer veriliyor.

Yorumcu;
"İslam elbette ki bu tür konuları da düzenleyecektir neden şaşırıyorsunuz" minvalinde yorum yapan şahısları ANLAYAMIYORUM. Neden mi şaşırıyorum çünkü kadının bu kadar ilkel bir konuma "bir din tarafından" düşürülmesini algılayamıyorum!!! Yok erkeğinden daha fazla sesi çıkmayacakmış, memnun etmeden uyumayacakmış. Neyiz biz ya neyiz? Köle mi? Hayalleriniz kursağınızda kalacak, köle değiliz biz!

İÇİNDE CİNSELLİK GEÇEN BAZI KİTAPLAR

Özellikle, “Erkeğin Eşine Sevgisini Artıran 57 ilke" isimli kitapta sadece bayanlara “Eşinin sevdiği şeyleri yapmalısın", “Eşinin güzel yanlarını ön plana çıkar", “Endişelenmeyi bırak ki genç kalasın", “Evet kelimesini çok söyle", “Eleştiriden uzak durmalısın", “’Seni hoşnut edinceye kadar uykuya dalmayacağım’ sloganını prensip edinmelisin", “Sesin kocanın sesinden daha çok çıkmasın", “Uysal tabiatlı olmalısın", “Kocanın kusurlarıyla fazla ilgilenmemelisin", “Bir şeyi emrederek istememelisin", “Baba bağımlılığından kurtulmalısın", “Size yardımcı olması konusunda eşinize ısrarcı olmamalısınız", “Uysal ve uyumlu taraf sen olmalısın" gibi öğütler veriliyor.

Yorumcu;
Türban takan hanımlara sesleniyorum eğer bu kitaplarda belirtilen düşüncelere katılıyorsanız, türban sorunu da yok demektir. Çünkü bu açıklamalara göre zaten erken yaşta evlenip eşinize kul köle olmanız tavsiye ediliyor, okumak düşünmek baş kaldırmak yok. Dışarıda kullandığınız türbana da zaten bir şey diyen yok.

“KADINI ÇOK ACI VERMEDEN DÖVÜN"

"Damat ve Gelin Adayları’na Evlilik Öncesi Cinsel Bilgiler" kitabında kadının "şirretlik etmesi" durumunda, erkeğin eşini çok acı vermeden dövebileceği belirtiliyor.
Kitapta ayrıca, "alimlerin çoğunun, evlenecek erkeğin, evleneceği kızın sadece ellerine ve yüzüne bakması" gerektiği ifadesi yer alırken, "cinsel yolla bulaşan hastalıkların birer ilahi ceza olduğuna" işaret ediliyor.

Yorumcu;
Dini alet ederek kadınları aşağılayan bu görüşler tam bir erkek hegamonyasını vurguluyor. "Kadını dövün ama canını çok acıtmayın" "Aman kadınlar kocanıza karşı kendinizi savunmayın, sesiniz onunkinden fazla çıkmasın" gibi ipe sapa gelmez şeyler maalesef din emri gibi yutturuluyor.

"GENÇLİĞİN CİNSEL İMTİHANI"

“Gençliğin Cinsel İmtihanı" kitabında ise, çıplaklık eleştirilerek Çıplaklık İslam’dan evvel cahiliye devrinde yaşanan şeylerdi. Açık saçık dolaşmak, şayet medeniyet ise, ormanlarda yamyamlar, tamtamlar göğüslerini de açarak gezmektedirler" denildi.
Kitapta flört eden insanlar eleştirilerek, “Bekarken çok kimseyle görüşen, çok kimseyle eğlenen erkek ve kızda, evlendikten sonra da çok kimseyle görüşme arzusu devam eder. Bir kişiye bağlı kalmak zamanla onu sıkmaya başlar, değişiklik arayışına girer. Bunun sonucunda da her gün gazetelerde boy boy resimlerini gördüğümüz aldatmalar, kavga gürültüler ve cinayetler meydana gelir" deniyor.

Yorumcu;
İşte bir ülke bunun için laik olmalıdır. Yoksa bu hurafeler, bu dinle ilgisi olmayan sapıklıklar ayyuka çıkar. Ne yazık ki iktidar, bu konularla uğraşıyor ve Diyanet'in de bunlarla uğraşmasına izin veriyor. Türkiye böyle olmamalı. Din, insanın vicdanında ve güzel huyunda olmalı, dış görünüşünde değil. Ne yazık ki halkımızın çoğunluğu, bu gidişatı göremedi ve seçimlerde bunu durduramadı. Allahım, sen bu insanlara akıl fikir ver

“TOKALAŞMAK KİŞİYİ ZİNAYA GÖTÜRÜR"

“Cinsel Mutluluk Rehberi" adlı kitapda ise “Ailesinin başı açık tesettürsüz olarak sokak ve caddelerde vücudunu teşhir etmesine ve uygunsuz biçimde gezmesine göz yuman erkekler Allah’ın gazabına ve ateşine müstehak olabilirler. Bunun için haramlardan kadınları men etmek vazifesi erkeklerin görevidir" denildi.

Türkiye’deki durum ise şu ifadelerle anlatıldı:
“Yarım asırdan beri cinsel özgürlük sloganı toplum yapısını vurmak için silah haline getirilmiştir. Cinsel özgürlük adına zinanın suç olmaması için kampanyalar başlatılmıştır. Porno yayınları, kız erkek karma eğitiminin ve genelde mahremiyetsiz bir hayatın sevk edilmesi evlilik yaşının sürekli yükseltilmesi, genç yaşta insanların cinsel şuura sahip olması, flörtün teşvik edilmesi gibi etkenler, cinsi sapmaları ülkemizde Avrupa’daki boyutlara yaklaştırmıştır.

Yorumcu;
Bazıları cinsel sapkınlıklarını, fantazilerini, doymayan nefislerini tatmin için dini kullanarak ne kadar büyük günaha girdiklerinin farkında mı diyeceğim ama Alla'a inanmayanlar için günah pek bir şey ifade etmezki.

“GELİN KAYINPEDERİNİN ELİNİ ÖPMEMELİ"

“Gelin Kaynana İlişkileri" kitabında da kocaya itaatin kayınpeder ve kayınvalideye hizmeti gerektirdiği anlatılıyor.
Kitapta, “Bir kadın kayınvalidesi ve kayınpederine bakarak hem kocasının hem de kendisinin cennete girmesine yardımcı olmuş olur.

Ve, konuyla ilgili yorumunu hayretlar içinde okuduğum bir destekçi vatandaşımızın bakış açısı:

Yorumu;
Sadece Türk kadınına reva görülen bir yaşam tarzı değil bu. Müslüman kadının yaşam tarzı. Bunu kafanıza iyice yerleştirin. İster bu şekilde yaşarsınız ister yaşamazsınız. Zorla sizlere dayatan yok. Herkese çamur atmayın. Dinizi yaşamıyor olabilirsiniz. O sizi ilgilendirir. Ama yaşayanların işinede karışmayın. Çünkü sizi hiç ilgilendirmez. Bilmediğiniz işleri eleştirmeye hakkınız yok...

Karışmayalım mı acaba?