Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Kasım '10

 
Kategori
Anılar
 

Hulusi Kentmen öldü, ben ağladım

Hulusi Kentmen öldü, ben ağladım
 

Uyanık Kardeşler filmine denk geldim geçen gün. Pat karşıma burma bıyıklı, beyaz saçlı, heyyttt diye heybetli sesiyle ortalığı inleten adam çıktı karşıma; Hulusi Kentmen...

Onu görünce filmi izlemeye devam ettim. Hem izledim filmi, hem kendi filmimi anımsadım.

Televizyonun yeni yaygınlaştığı, tek kanallı dönemler o zamanlar. Büyülü olduğuna inandığım, almanya’dan dayımların getirdiği kırmızı renkli 37 ekran ya var ya yok televizyonumuz var; kırmızı renkli grundig marka.

Öğle bir gibi açılan, gece oniki gibi ve o çok meşhur bbbiip sesiyle meşhur görüntü gelene kadar kapatılmayan dönemler.

Neyse,

Siyah beyaz ekranda filmler başlar bizde çıt çıkmazdı. Bir dönem yine Almanya menşeli video dönemi başlamış; Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Türkan Şoray, Hale Soygazi, Tarık Akan, Kadir İnanır , Cüneyt Arkın’ların filmlerini yazları almanya’dan gelen video kasetlerde izlerdik gün boyu. Ayıptır söylemesi ilk defa videoda sevişen bir çift, bir çift de açık meme görmüştüm .

Mevzuu uzadı.

Mevzu-bahse geçeyim.

Hulusi Kentmen filmde ölüyor, ben salya sümük ağlıyorum birkaç saat.

Birkaç gün sonra yine aynı adam yine oynuyor karşımda, geçen gün ölmemiş ve de ben ona ağlamamışım gibi.

Allah Allah geçen gün ölmemiş miydi? Hatta lokmasını da dökmüşlerdi.

Bu tv’de bir büyü vardı ama ne?

Hulusi Kentmen’e ağladığım kadar hiçbir şeye, eski sevgilime ağlamamışımdır.

Adam ölüyor, ben ağlıyorum, adam birkaç gün sonra yine geliyor bizim televizyona, yine ölüyor, ben yine ağlıyorum.

Galibe hayatımda sorgulama dönemim burada başladı.

Sorgulamayı bu filmlerle yaptım ben. Hulusi öldü ben ağladım. O canlandı, ben şaşırdım, şaşırdıkça, küçük aklımla sorguladım. Ha, kimseye sordum mu? Hayır.

İşte böyle…

Hiçbir zaman Adile Teyze’min “hadi kuzucuklarım, iyi geceler” dediğinde yatağa gitmedim.

Tatlı Çarşamba’da ibiş’i bekledim. Suna Pekuysal’ın huysuzluklarını…

Çarlinin meleklerinde kumralı…

Ondan sonra ne filmler girdi hayatımıza… Ayşecikler, Ömercikler kesmedi…

Belgin Doruk’un siyah saçları da, Ayhan Işık’ın bıyıkları da.

Hulusi Kentmen öldü, ben ağladım. O, öle, öle filmler yaptı, ben ağlaya, ağlaya sorgulamayı öğrendim.

O birkaç gün sonra tekrar yaşadı, ben çocuk aklımla şaşırarak sorguladım…

Öğrendim tabii film olduğunu ama ben ağlamıştım defalarca.

Hulusi Kentmen gerçekten öldü. Bu kez ben hıçkırarak ağladım.

Rahmetli Hulusi Kentmen'in ve bize tv'yi sevdiren tüm sanatçılarımızın ansına kaleme alınmıştır.

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..