Huzurlarınızda ‘Sultanın Sırrı’…

İstanbul’un kültür başkentliği sonlanıyor ya, özellikle Osmanlı’yı konu alan yapımlar da yıl bitmeden sıralanıyor! ‘Sanat Kafe’nin ardından, CNN Türk’te ‘Saba Tümer’le Bu Gece’de tanıtılan ‘Sultanın Sırrı’ bunlardan biri. Sultan II. Abdülhamit’in sırrından bahsetmeden film hakkında konuşan yapımcı-senarist Ömer Erbil, seyircinin izleyeceği sır karşısında şaşkınlığa düşeceğini belirtip ‘Sultanın Sırrı’nı çekiminde yaşanılan tüm zorlukların Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle atlatıldığını söylemişti. ‘Şenlikname’ gibi İstanbul’un yer altı dehlizlerini mekân seçen filmin çekimleri esnasında daha önceden hiç görmedikleri türde örümceklerle karşılaştıklarını anlatan oyuncu Sinan Albayrak da, sırrını deşifre ettikleri Abdülhamit’i ‘Hala gizemini koruyan ve tartışılan’ bir padişah olarak yorumlamıştı.

Bizans’tan kalma mekânları görme fırsatı veren ‘Sultanın Sırrı’, 100 yıl önce ABD’deki Kızılderililerin fotoğraflarını çektirten, çeşitli ülkelere araştırmacılar yollayıp 35 bin karelik bir arşiv yaratan Abdülhamit’in, daha o zamanlardan petrolün önemini keşfedip bu konunun üstüne gitmesinin anlatımıyla başlamakta! İzleyende ‘Kim bu Abdülhamit’ düşüncesini uyandırmaya hedefli yapımda, Kerkük’ten İstanbul’a uzanan bir öykü işlenmiş. Türkmenlerin katledilmesinden, farklı dinler arası aşkın zorluklarına; siyonlardan, Opus Dei tarikatına her şey mevcut! Çok dokundurmadan Amerikan emperyalizmini eleştiren yapımda, Amerikalı oyuncular da bulunmakta. Görünürde Topkapı Müzesi’nin müdürü Hakan’ı gönüllü ajan misali çalıştıran ‘Sultanın Sırrı’, çile ayini gibi Dan Brown’ın kitaplarında rastladığımız motifleri kopyalayan, Amerikalının başına çuval geçiren Indiana Jones filmi havasında… ‘Koskoca Sultan boş bir sandık yapmamıştır’ vurgusuyla gösterime giren ve ‘Sona ulaşmış bir hikâye’ olarak sunulan yapımda, ‘Eksik kalmasın’ düşüncesiyle işlenen konular sonuçsuz kalmış! Bu boşlukta en ilginci de, müze müdürünün devletten değil Şeyh’ten yardım istemesi… Anlayan beri gelsin!

Anibal Güleroğlu