HZ. Peygamber Teravih namazını yasaklamıştır !..

Ramazan ayı geldi mi o ayın ruhuna uygun olarak dinimizle ilgili sohbetler, fazlalaşır. Sadece sohbetler değil tabii. Mesela Malatya’da bir Alevi ailenin evine saldıran Sünniler. Gerçi bunlar biraz bir yandan Kaddafi’yi öldürürken diğer yandan “Allahuekber” diye çığlık atarak ABD bayrağını öpenlere benziyor. Bakalım sonu nereye varacak.

İslam dünyasının hareket felsefesini belirleyen baş öğe Kuranı kerim olmalıdır. Ama maalesef bu böyle değildir. Birileri tarafından adına hadis denen ve İslami yaşamı büyük ölçüde belirleyen bir yığın hurafe hadisler (Gerçek hadisler baş tacımızdır) ile insanların kafaları karıştırılmış, okumak da yasaklanarak İslamiyet tamamen çıkarlara basamak haline getirilmiştir.

İlginç bir konu, mevcut hadislerin hadisçiler tarafından üzerinde tamamen anlaşılmış olanlarını sayısı sadece 17 dir. Evet yazı ile “onyedi”. Diğerleri ise “üzerinde ittifakla” kabul edilen hadislerdir. Bu yüzden şahsen ben hadisler içinden akla, mantığa, Hz. Muhammet’in kişiliğine uymadığını düşündüklerime asla itibar etmem. O dedi, bu dediye inanmak yerine Kuranı kerimi okuyup ondan feyiz almayı tercih ediyorum.

Bu haftaki Ceviz Kabuğu programında Hulki Cevizoğlu’nun sorularını cevaplayan Prof. Yaşar Nuri Öztürk İlginç konulara değindi.

Mesela, Hz. Peygamber farz olmayan namazları camide kılmadığı gibi, teravi namazının toplu kılınmasını da yasaklamıştır. Sebepse caminin bir gösteriş mekânı haline gelmesini istemediğindendir. Yaptığı bu eylemin de ne kadar haklı olduğunu şimdilerde görüyoruz.

Müslümanlık dini tamamen namaz ve cami dini haline getirilmiştir. Eğer namaz kılıyorsan ve de camiye gidiyorsan en muteber Müslümansın. Ama için irin yuvası olabilir, ne gam. Bu durumu şahsi çıkarları için kullananları anlamak bir bakıma mümkün, peki ya bunlara kananlara, inananlara, böyle olması gerektiğini düşünenlere ne demeli?

Kuran dendi mi hemen hepimizin aklına “Fatiha” suresi gelir. Öyle de olmalıdır. Çünkü insanın Allahla olan ruhsal durumunu Müslümanlık açısından düzenler. Kısaca Kuranın ruhudur, diyebiliriz. Bu sure hem dindarlar hem de din tacirleri tarafından ısrarla öne çıkarılır. Ancak, dindar görünümle insanları aldatanlara tokat niteliğinde olan “Maun” suresi, din tacirleri tarafından yok sayılır, mealleri tahrif edilir, Adeta kurandan çıkarılmak istenir.

Sayın Yaşar Nuri Öztürk, Maun Suresi Böyle Buyurdu isimli kitabında bu konuyu detayları ile incelemiş. Okunmasında büyük yarar var.

Sözün özü, kimsenin inançları veya inanç biçimleri bizi ilgilendirmez. Ancak birileri çıkıp benim inandığım İslam dinini kendi kurguladığı biçimde bana kabul ettirmeye kalkarsa itiraz ederim. Bir sünnet olan Teravih namazını gidip camide kılanlara bir şey demiyorum. İsterlerse tarlada veya plajda kılsınlar. (Allahı andığın her yer mescittir). Ama aslı budur diye kimseyi kandırmasınlar.

İzmir 2012-07-31