İç Balans Dengesi

Merhaba bu yazım da hayatımızın nasıl dengede durmaya bağlı olduğu üzerine olacak.

Aslında zıtlıklarımızı mükemmel şekilde düzenlersek hayatımızı dengede tutmamız pek te zor olacağa benzemiyor. Sınırlarımızı bilmeden dengeyi bulabilir miyiz; ya da cesurca davranarak ta dengeyi yakalamak mümkün olur muydu?  Yaşamımız çocukluktan verilen değer yargıları, iyi ve kötü kavramlar, sınırlamalar ve ebeveynlerimizin, çevremizin doğrularını devralarak başlıyoruz. Aklımız, zihnimiz bunlarla dolu olarak adım atıyoruz hayata sonra onları savunuyor ve kendimizi keşfetmeden onları benimsemek için mücadele içine giriyoruz. Sorgulamadan bize verilen ismimiz gibi değer yargılarımızda bize veriliyor. Bizim değil başkalarının İYİ ve KÖTÜ kavramı dayatılıyor benliğimize. Kime göre iyi kime göre kötü bu kavramlar. Nedir mutlu veya mutsuz olmak. Kendimizi keşfetmeden, farkındalığımızla buluşmadan nasıl kendimize düşen ayrımları yapabiliriz ve bu kavramlar akıl ve ruhumuzla ne kadar uyum içinde.

Düşünün ki hep kış mevsimi olsa şuan da bulunduğumuz yaz ayının içimizi ısıtan enerjisini bilmeseydik ne üzücü olurdu. Kışın soğu ardından gelen güneş ne güzeldir ruhu besler içimizi ısıtır. Zıtlıklar aslında hayatımızı dengede kalmasına sebep oluyor. Nasıl mı yağmur arkasından gelen güneş gibi ya da gece karanlığından yeni doğan sabah gibi birbirinden tamamen zıt kutuplar birbirini tamamlıyor. Ne harika bir uyumdur ki güneşlendikten sonra denize girmemiz gerekiyor nedeni ise güneş bizi ısıtıyor öyle ısıtıyor ki dengeyi yakalamak için denize serinlemeye giriyoruz. Her şey mükemmel bir uyum içinde tasarlanmış sadece fark etmemiz gerek.

Kötülükler olmasa iyiliklerin farkına varamayız öyleyse yaşamımız bir ip olsun bizde ip üstünde yürümeye çalışan sanatçılar olalım. Yaşamımız karanlıklarla dolu olmasın gece gündüz gibi uyum içinde olalım her zaman günün aydınlığa çıkacağını unutmayalım ya da günün karanlığa teslim olacağını tek yapmamız gereken yaşamımıza da zıtlıkları denge içinde tutarak kaçmadan kendi farkında lığımızla bizim için en doğru olan şekilde senkronize etmemizdir. Bu yazımı da bir Osho Martıları Seven Adam kitabından alıntıyla bitirmek istiyorum;

İki kanun kaçağı ile kralın öyküsü 
İnanç ve güven ve aralarındaki farklılıklar üzerine

BİR ZAMANLAR, TÜM HASİD TARİKATI KARDEŞLİK İÇİNDE BİRARADA OTURMUŞKEN, ELİNDE PİPOSU İLE HAHAM ISRAEL ARALARINA KATILDI. ÇOK DOSTÇA DAVRANDIĞI İÇİN ONA SORDULAR,
"ANLAT BİZE, SEVGİLİ HAHAM, TANRI'YA NASIL HİZMET ETMELİYİZ?" 
HAHAM SORUYA ŞAŞIRDI VE DEDİ Kİ, "BEN NEREDEN BİLEYİM?" 
ANCAK SONRA DA ONLARA ŞU HİKÂYEYİ ANLATTI: KRALIN İKİ TANE DOSTU VARDI VE İKİSİ DE BİR SUÇTAN DOLAYI MAHKÛM EDİLDİLER. DOSTLARINA SEVGİSİNDEN DOLAYI KRAL KENDİLERİNE MERHAMETİNİ GÖSTERMEK İSTEDİ, AMA ONLARI SERBEST BIRAKAMAZDI ÇÜNKÜ BİR KRALIN İSTEĞİ BİLE KANUNDAN ÜSTÜN OLAMAZDI. O YÜZDEN ŞU FERMANI ÇIKARDI: 
DERİN BİR UÇURUMUN ÜZERİNE BİR İP GERİLECEKTİ VE BİRBİRİ ARDINA BU İKİ ADAM İPİN ÜZERİNDE YÜRÜYECEKLERDİ. KARŞI KIYIYA HANGİSİ ULAŞABİLİRSE ONUN HAYATI BAĞIŞLANACAKTI.
KRALIN EMRİ YERİNE GETİRİLDİ VE DOSTLARINDAN İLKİ SAĞ SALİM KARŞI KIYIYA VARDI. HALA AYNI NOKTADA DURAN DİĞERİ, ONA SESLENDİ: "SÖYLESENE, DOSTUM, KARŞIYA GEÇMEYİ NASIL BAŞARDIN?"

İLK KARŞIYA GEÇEN GERİ SESLENDİ,
"BEN ŞUNUN DIŞINDA HİÇBİRŞEY BİLMİYORUM: NE ZAMAN BİR TARAFA DÜŞECEK GİBİ OLSAM, DİĞER TARAFA ABANDIM."

 Sevgiler                                                                                                                                                          P.E