İç denetim raporu/MEB itiraf ediyor

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2009 yılı “İç Denetim Faaliyet Raporu” internette tur atıyor.

Bakanlık müsteşarı bir önsöz yazmış rapora.

“Denetimde temel hedef, örgüt amaçlarının gerçekleştirme derecelerini saptayarak, kurumun etkililik, ekonomiklik ve verimlilik düzeylerini yükseltmek ve geliştirilmesini sağlamaktır” diye yazmış.

Doğru bir söz.

Daha önemlisi, tespit edilen sorunları çözmektir. Kulak ardı etmemektir.

Tespit edilen sorunların çözülmesi için çözümler üretiliyor mu?

Şüphelerim var.

*

Rapordan bazı sorunlarla ilgili verilere bir göz atalım.

Mevcut norm hesaplarına göre sistem içinde olması gereken öğretmen sayısı 717.824 olarak gözükmektedir. Mevcut öğretmen sayısı ise 584.507’dir. Yurdumuzda öğretmen açığı 133.317’dir.

Bu sayı kesin 150.000 olmuştur.

Bakanlık öğretmen atamamak için cambazlık yapıyor. Dışarıda eğitim fakültelerinden mezun öğretmen adayları, umutlarını kesmiş durumdalar. İntihar edenler, Ankara’da eylem yapanlar bile var.

Öğretmenlikten başka bir işi yapmayı bilmeyen/bilemeyen öğretmen adayları yarınlara umutsuz bakıyor. Bir öğretmen aldığı eğitim gereği hangi işi ustalıkla yapabilir?

Her yıl, 50.000 öğretmen bile atamayan bakanlık, “öğretmen atamamak için” projeler üretiyor. Çoğunlukla da “maliye” kadro vermiyor, diye topu başkasına atıyor.

“Öğretmen türlerini” geliştiriyor.

Bir sömürü çarkı içinde az ücrete öğretmen çalıştırıyor. Öğretmen olmayanları da öğretmen yapıyor. Gerçek öğretmenler kaldırım taşı sayıyor.

“Kadrolu öğretmen”

“Sözleşmeli öğretmen”

“Vekil Öğretmen”

“Ekders karşılığı çalışan öğretmen”

Okul öncesi kurumlarda “Usta Öğreticiler”

Her tür öğretmenin farklı bir ücreti var.

Ekders karşılığı görevlendirilen bir öğretmen haftada 30 saat ücret alıyor. Derse girmediği günler ücret yok. Aylık gelir, 500 lira.

Ekders ücreti karşılığı çalışan öğretmen sayısı, 55.000 kişiden fazla.

73.000 ‘den fazla sözleşmeli öğretmen var.

Bu ayrımcılıktır.

Öğretmenlerin özlük hakları sürekli kırpılmaktadır.

Öğretmenlere ek ders ücreti vermemek için sürekli çalışmalar yapılmakta, yönetmelikler değiştirilmektedir.

Öğretmenlerinde, haklarını savunma konusunda, çok bilinçli olduğu söylenemez. Öğretmen sendikalarının üye sayısı her şeyi gösteriyor.

Sömürmeye bak!

Sömürülmeye bak!

*

Okulların temizlik işleri okul idaresinin cambazlığına kalmış durumdadır.

Okul idaresi, okul temizliği ve okul giderlerini karşılama konusunda velilerle karşı karşıya getirilmektedir.

Okul müdürü sigortasız bir eleman çalıştıramaz. Çalıştırdığı elemanın sigortasını iki/üç gün geç ödesin, hali dumandır. Okul Müdürünün şahsına basarlar cezayı. Hem de 5.000 liradan az olmamak şartıyla.

Okul Müdürüne titiz davrananlar, diğer sektörlerde sigortasız çalışanları hiç görmezler.

Eğitim öğretimle ilgili 43.973 kurum bulunmaktadır. 26.415 kurumda hiç hizmetli yok. Okulların temizliği ile ilgili hiçbir düzenlemede yokmuş.

*

Öğretmenler Güneydoğu’ya gitmiyormuş.

Okullar vekâletle yönetiliyormuş.

Bir sınıfa düşen öğrenci sayısı bilmem kaçmış.

Okullar alt yapı olarak dökülüyormuş.

Mış, muş…

Rapor okunduğunda insanın içi kararıyor, morali bozuluyor.

*

M. Kemal Atatürk;

“Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” dedi ya.

Eğitim çok önemli ya!

İki bakanlığın başında “Milli” kelimesi var ya.

Bu bakanlıklardan birincisi ”Milli Eğitim Balkanlığı” ya.

Öğretmenler ekonomik olarak dökülüyor ya.

Aslında öğretmen dökülünce her şey dökülüyor.

Bu, “İç Denetim Faaliyet Raporu” hiçte iç açıcı değil.

Merak eden okusun.