Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '16

 
Kategori
Dünya
 

İç savaş bahane, özgürleşme şahane!

İç savaş bahane, özgürleşme şahane!
 

milliyet.com.tr'den...


İnsanoğlu medeniyete, özgürlüğe koşuyor!

Elbette Suriye yıkılmasaydı bu insanlar evlerini terk etmeyecek, önce Türkiye’ye oradan da Yunanistan’a, İtalya’ya, Almanya’ya, Fransa’ya, İsviçre’ye, hatta Manş’ı geçip İngiltere’ye gitmeyeceklerdi.

Fakat eninde-sonunda, Beşşar Esad gibi rejimler yıkılacaktı... Bu mukadderdi…

2011 olmasa, 2013, 2015 olacaktı ama mutlaka olacaktı.

Çünkü “baskı” rejimleri… “Çağdışı” rejimler… Bu ulaşım, teknoloji ve iletişim çağında, halkların, artık, “tahammül edemediği” rejimler…

Kaddafiler, Binaliler, Mübarekler zaten yıkılacaktı. Geriye kalan "baskı rejimleri" de yıkılacak.

Çünkü dünya geliştikçe, anlayışlar değiştikçe “katlanılamaz” hale geliyorlar.

Halk, “çökmüş devletler”den akın akın “göçüyor”!

Nereye göçüyor?

Medeniyete, insanlığa, “insan hakları”na…

Mesele, sadece bir iç savaştan, yakılan-yıkılan bir ülkeden kaçmak değil!

Öyle olsaydı sadece Batı’ya doğru değil, doğuya doğru da kaçarlardı…

Din kardeşlerinin, kavim kardeşlerinin yanına, misal, zengin Suudi Arabistan’a, Katar’a doğru da kaçarlardı…

Hayır, oralara kaçmak akıllarına bile gelmiyor!

Türkiye’de bile durmak istemiyorlar… Hepsi Batı’ya, Hıristiyan Avrupa’ya göçüyor!

Çünkü medeniyet orada,

İnsanlık orada,

“Ölçüyü-tartıyı doğru tutmak” orada,

“Kul hakkına riayet” orada,

Refah, huzur, barış, özgürlük orada,

Doğuyla Batı arasında bu kadar anormal fark varken bu “göç”ü durduramazsınız!

Bu insanlar, âdeta, “ya hürriyet ya ölüm” parolasıyla yola çıkıyorlar… Nitekim ölüyor ama dönmüyorlar… Sanki “ölmek var, dönmek yok” diyorlar. Çok kararlılar… Hatta bu insanlar, bir yolunu bulup Amerika’ya bile ulaşabilirler… Nitekim içlerinden gidenler var.

Bu “göç” durmaz, gittikçe artar, gittikçe yoğunlaşır.

Göçü durdurmanın tek çaresi; medeniyeti, insan haklarını, işi, aşı, hürriyeti doğuya da getirmek, güneye de getirmek…

Ortadoğu’ya, Asya’ya, Afrika’ya “demokrasi” getirmek… Tabii Irak’a götürdüğünüz gibi değil! Gerçekten, “yumuşak” bir güçle bunu yapabilirsiniz

Amerika’nın, Avrupa’nın buna gücü yeter…

Yeter ki samimiyetle istesin!

Zaten, başka bir yol da gözükmüyor, aksi takdirde, dünyada asla huzur olmayacak, yerküreye asla barış gelmeyecek!

 

x   x   x

Dinî işler

Toplu yaşamda dinî işler yürürken, ne derece dinen sağlıklı yürüdüğünü inceleyelim.

İslam’a göre; din gösterişe izin vermez. Menfaatle dinî iş görülmez. Din siyasetin emrine girmez.

Bilimin gelişmesi paraya da bağlı olduğundan, diğer branşlarda olduğu gibi, dini bilgilerin de karşılığı olarak para verilebilir. Devletin, din işlerinde uzmanlaşmış kişileri (müftü ve bunların da üst ilmi kurumunu (diyanet), para karşılığında bulundurması uygundur. (Asla dini bir sınıf olarak değil)

Yan hizmet sınıfına giren, cami temizliği, abdest mahallerinin temizliği, cenazenin yıkanması gibi işleri yapanlar da karşılığı ücreti alacaklardır.

Dinimizde mevlit okumak veya okutmanın bir yeri olmadığı için, bu işe verilen para veya alınan paranın karşılığının ne olacağının cevabı dinde yoktur.

İnfak’dan (maddi yardımın her türlüsü) ayrı olarak zekat, İslam’da, devletin fakirler adına zenginden alması gerekli (şartlara göre devletin tespit edeceği miktarda) bir çeşit vergi gibidir. Zenginden bu gelirleri toplayan memurlar da devletten maaş alırlar.

Namaz kılmak, ezan okumak dinde ibadet dediğimiz kısma girer. Dolayısıyla namaz kıldırmak, ezan okumak (imam ve müezzinlik) maaş karşılığı yapılamaz. Bu işleri o yörenin cemaati gönüllü olarak yapmak zorundadır.

Anıl ONAT

 
Toplam blog
: 1412
: 1241
Kayıt tarihi
: 04.06.10
 
 

Ücret karşılığı hiçbir yerde çalışmıyorum. Sandıklı'da doğdum. Kuleli Askerî Lisesi, Kara Harp Okul..