Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '08

 
Kategori
İlişkiler
 

İçimdeki sen..

İçimdeki sen..
 

Bugün,
Sakın sorma bana sensizliği, sensiz geçmek bilmeyen zamanımı. Yanındayken bile hissettiğim yalnızlığımı. Akıp gidiyorsun avuçlarımdan su misali, tutamıyorum seni bir de gözyaşlarımı. Bazen içime doğru yol alıyor kimseler görmesin diye, bir de sen. Dalıp dalıp gidiyorum seninle geçirdiğim o güzel günlere. Oysa bir hayaldik öncesinde adımız konmuş belkide aşk dilinde, şimdi kelimeler sende gizlenip gitmiş bir yerlere. Biliyorum, biz bizli anların imkansızıydık ve imkansız olan düşleri gerçekleştirdik seninle. Bizli anlar adına bir köprünün üzerinde. Hatırlar mısın bilmem bir şarkı tutturmuştuk öncesinde dilimizde. Böyle başladı içimizde yaşattığımız kötü olgular biran önce silinsin diye. Bir perde aralandı kirlenmiş gökyüzünde, giriye çalan rengi dağıtsın diye. Rengi mavi, rengi yeşil , rengi turkuazdı. Sarı oldu, turuncu ve kırmızı sonra deli mavi.

Şimdi o kırmızı rengin sıcak kor ateşi altında acı içinde yanmış çiçekleri bulup bulup savuruyorum rüzgarda külleri dokunsun tenine, nefesine karışsın sensizlikte geçen beni anlatsın diye. Kelimeler tükense de dilimde sen hala bitmedin içimdesin. Gecenin bu saatini özlüyorum. Seninleyim sanki, kimseler olmadan tek başıma olsam da, yalnızca sen varmışsın gibi. Bilmiyorum hala hiç birşeyi bilmeden yaşadığımı düşünüyorum belki de. Ya da kabullenmek istemiyorum alışamadığım yokluğuna. Var olan ise bunu senden beklemezdim. Soruyorum kendi kendime ya da bulduğum her anda sana, hangisi sebep, hangisi yalan, cevabın varsa da sakın bitti deme!! Ama aradığım cvplar bunlar değilmiş gibi kalıyorum.

Zorundayım, zorundasın... Zorunda mıydık gerçekten yaşamaya ?
Çok zor bir kadere emanet ettin beni. Ya sen? Hangi yolun sonundasın?
Belki de hala sakladığın birşey var? Beni korkutan aslında ne biliyor musun? sensizlik değil, senin bensizlikte bulamadığına kavuşman. Korkularındım ya senin. İşte o zaman çığlıklarım yalnızlıklara çarpıp duruyor kayalara vuran çoşkun dalgalar misali.

Gelen aynı giden aynı. Ne değişecek senden sonrasında hayatımda diyorum ama hep bir umudun pençesinde kıvranıp kıvranıp mecalim kalmasa da tutunmaya çalışıyorum.

Ben iyiyim işte, iyi olmak adına renkli dünyalar ciziyorum her yeni gelen günle bedenime. Giyip üzerime hiç birşey yokmuş gibi gülümsüyorum... bilmem ama belki bir gün anlar mısın beni? Senin yanındayken bile sessizce geçen her anı nasılda ilmek ilmek dokuduğumu yüreğime. Bir pınarın başına giderken nasılda kana kana susadığımı.. İçemediğimi... Bilmem belki bir gün anlarmısın? Ne çok sevildiğini. Yine de, sen de iyi ol istiyorum, tüm iyiliğin yüreğimde... Bir de, küçük bir gümüş balığının yitirdiğimiz anahtarı çok iyi olabilmemiz adına sana geri getireceğine inanırken buluyorum kendimi...

 
Toplam blog
: 67
: 606
Kayıt tarihi
: 11.09.07
 
 

1972 İstanbul doğumluyum. 13 yaşında bir kız çocuğum var. Hayatı inişli çıkışlı, her halinde seviyor..