- Kategori
- İlişkiler
İçsel konuşmanın dışa vurumu
Ruhumun çığlığını duyan yok benden başka. Yağmurlu havada sokaklarda dolaştım ruhum yıkansın, temizlensin diye ama nafile. Her ilişki kalpte iz bırakıyor. Kimisi hafif bir çizik denilecek kadar önemsizken kimisi kalbi kanatacak kadar derin.Ölüyorum sanki. Yavaş yavaş ruhum ölüyor. Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde güvenmenin yeri hala mevcutken benim hayatımda koyabileceğim küçük bir yeri bile yok. Çelişkilerimin bile çelişkileri var. Affetmeye çalışsam da herkesi, affedemiyorum kendimi. İç huzuru, kalp huzuru ne kadar zormuş.
Oysa ki paylaşılamayan tek şey yalnızlıktı. Öyle demişti şair. Paylaşamamak mı, bölüşememek mi hangisinden ibaretti hayat bir türlü anlayamadım.Mantık ve duygu bir arada yaşayamıyor. Birisinden birisini seçmekse hep eksiklik hissettiriyor. Sanırım düşünmemek, bu kadar anlam yüklememek lazım.Bazılarının hayatında kenar süsü vazifesi görmek benim seçimimdi diyebilir miyim? Tek hissettiğim bir ağırlık.Kalbimde, beynimde, hücrelerimde hissettiğim o ağırlık. Başlamadan yenilmiş gibi hissediyorum kendimi.
Oysa ki paylaşılamayan tek şey yalnızlıktı. Öyle demişti şair. Paylaşamamak mı, bölüşememek mi hangisinden ibaretti hayat bir türlü anlayamadım.Mantık ve duygu bir arada yaşayamıyor. Birisinden birisini seçmekse hep eksiklik hissettiriyor. Sanırım düşünmemek, bu kadar anlam yüklememek lazım.Bazılarının hayatında kenar süsü vazifesi görmek benim seçimimdi diyebilir miyim? Tek hissettiğim bir ağırlık.Kalbimde, beynimde, hücrelerimde hissettiğim o ağırlık. Başlamadan yenilmiş gibi hissediyorum kendimi.