İHH 1 trilyon 600 milyar lirayı nerden buldu?

Bugün gazetelerden okuduk ki Mavi Marmara adlı gemiyi İHH Derneği mart ayında 1 milyon 600 bin liraya İDO'dan almış.

İHH'nin her ne kadar "İnsani Yardım Vakfı" olduğu bilinse de bu vakfın İslâmi ağırlıkta bir vakıf olduğu da biliniyor. Bu nedenle de yapılan ihalede İDO-Hükümet-İHH üçlemesinin rol oynadığı ve bu nedenle de Mavi Marmara adlı geminin İHH derneğine kaldığı akıllara gelmektedir.

Şimdi, İnsani Yardım Vakfı adlı kuruluş, bu gemiyi nasıl ve neden aldı sorusu akıllarımıza gelmeli. Elbette bir vakıf 2 trilyona yakın bir parayı nerden buldu? Gemiyi almasının nedeni neydi? Yani, bir "İnsani Yardım Vakfı" 2 trilyonluk bir gemi ile limanı olan hangi İslâm ülkesine yardım götürmek için bu kadar parayı verip de yardım etmeyi düşündü? Düşündükleri bir tek Filistin yani Gazze miydi?

Dünyanın hiçbir ülkesinde yaşayan insan İsrail'in yapmış olduğu gemi saldırısına sahip çıkmaz. Fakat, yoksul ülkeye yardım götürmek için 2 trilyona yakın parayı verip gemi alan bir "İnsani Yardım Vakfı"nı da kimse anlayamaz. Anlayamayınca da kafalar karışır ve herkes şu soruyu sorar:

"Bu yardım vakfının gerçek amacı neydi?"

Şimdi Sayın Başbakan "Türkiye'nin sabrını test etmeyin" diyor da, acaba birileri de İsrail'in sabrını mı test etmeye kalktı. İsrail, Davos'taki "One Minute" çıkışının cevabını mutlaka verecekti. Bunu hepimiz bekliyorduk. Ancak, bu çıkışın cevabını İsrail'e vermeyi biraz da biz sağlamış olduk.

Şimdi diyeceksiniz ki "Uluslararası sular" falan.

Bakınız, Türkiye'de PKK neyse, İsrail'de de HAMAS odur. Bizim için HAMAS nasıl terör örgütü değilse, bir başka ülke için de PKK terör örgütü değildir. Fakat, sonuç olarak her ikisi de resmi literatürde "Terör örgütü" olarak tanımlanmaktadır. Biz, PKK gidecek yardıma ne kadar karşı çıkıyorsak, İsrail de HAMAS'a gidecek yardıma o kadar karşı çıkmaktadır. Bu karşı çıkış eylemi ise, o ülkenin gücüne bağlıdır. Bugün, İsrail kendisine güvenmiş ve Türkiye gibi güçlü bir devletin vatandaşlarına saldırmış, o vatandaşları öldürmüştür. Nasıl düşünürseniz düşünün, bu İsrail devletinin küçük ama güçlü bir devlet olduğunun kanıtıdır. Bütün İslâm ülkelerine karşı koyan İsrail, sonunda Türkiye Cumhuriyeti'ne de karşı koymuştur. Türkiye, bu karşı koymaya bir rest çekmezse, diğer Ortadoğu ülkeleri gibi İsrail'den darbe yemiş İslâm ülkesi olarak tarihin sayfalarındaki yerini alacaktır. Bununla da kalmayıp, bütün dünya Türkiye'yi artık Ortadoğu ülkesi olarak adlandıracaktır.

"Yurtta barış, dünyada barış" diyen büyük lider, yurduna ve yurttaşına karşı girişilen en ufak bir olumsuz davranışta, postallarını giyip gerekirse savaşarak, gerekirse korkutarak karşısındaki devletlere gereken cevabı vermiştir. Demek istediğim şudur: Bu aşamada Mustafa Kemal'in hiç bir sözünü kendilerine yoldaş seçmemiş olanlar, şimdi onun "Yurtta barış, dünyada barış" sözünün arkasına sığınmasınlar.

Elbette yazımı bitirmeden de sormak istiyorum: Bugün Hürriyet Gazetesi'nde çıkan, "İHH bu gemiyi mart ayında 1 milyon 600 bin liraya aldı" haberine bir açıklık getirilsin. İDO bilindiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait bir kuruluştur. İDO'dan bu geminin alınış ihale durumu açıklansın. Halkın ödediği vergi paraları ile alınmış olan Mavi Marmara adlı geminin tutarı olan 1 milyon 600 bin lira İDO'ya ödendi mi? Ya da nasıl bir ödeme kolaylıkları, taksitleri getirildi?

Öyle sanıyorum ki, İsrail'in bu yasa dışı saldırısı araştırılırken, hukukcular İHH'nın gemiyi alacak parayı nasıl ve nereden elde ettiğini de belgeleriyle araştıracaktır. Çünkü, bu paranın kaynağı İsrail'i ya haklı ya da haksız duruma sokacaktır.