Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '10

 
Kategori
Öykü
 

Ihlamur Yaprağı (19)

Ihlamur Yaprağı (19)
 

Babası, bu talihsiz cümleleri sarfederken; Neşe çok mani olmaya çalışmış fakat başaramamıştı.


Babasının gözlerinin içine yalvarır bakışlarla;


- Yapma baba, sebepsiz yere üzdün hepimizi, Onur’un hiçbir suçu yoktu ki, neler söyledin baba!


diyerek gözyaşlarına boğularak odasına doğru koştuğunda annesinin yüreği yanmıştı. Sinirlerine hakim olamıyordu Sinem Hanım ve elleri ile belini tutarak konuşmaya başladı eşiyle;


-Bugün kızın büyük bir sınava girdi ve sen gereksiz kaprislerinle burnundan getirdin, şimdi mutlu musun? Söyle lütfen!..


- Bana bak! Ben dünyanın parasını ödedim bu dershanelere. Eğer bu muhabbetlerine yeşil ışık yaksaydım onlar aşk meşk davasından sınava konsantre bile olamazlardı. Ben doğru olanı yaptım hem sorunlu bir çocukla kızım arkadaşlık edemez benim anladın mı?


Sonra eli ile çenesini ovuşturarak pencere kenarına doğru gitti ve;


- Sırf sınav öncesi stres yaşamayın diye “atamamı bile size söylemedim” neler yaşadığımı bir ben biliyorum bir de Allah!


- Ne diyorsun sen! Anlamadım ne ataması bu?!


- Bankaya yakın zaman önce başlayan bir yeni yetme; beni üst makama şikayet etmiş. Meğer sırtını dayadığı adamlar varmış nereden bilebilirdim bana bunu yapacaklarını sonuç ortada…


Sinem hanımın bastığı zemin ayağının altından kayıyor gibi oldu ve sandalyenin kenarından zor tutunarak adeta yığıldı. Dermansız bir sesle;


- Peki nereye çıktı bu atama ve ne zaman başlaman gerekiyor?


- Denizli’nin bir ilçesi küçük bir yermiş. Size hissettirmedim ilk düşüncem emeklilik dilekçemi vermekti ama onların ekmeğine yağ sürmek olurdu. Yıllık iznimi aldım bir de meyil sürem var. Neşe’nin sınavının bitmesini bekledim söylemek için.. Toparlanırız yavaş yavaş…


- Peki Neşe üniversiteyi kazanırsa ne olacak?


- Ona göre kodlayacak canım, Pamukkale Üniversitesine falan girer…


Tam o sırada Neşe odasından çıktı ve lafın üzerine geldi.. Gözleri yuvasından fırlayacak gibi bakarak;


- Ne diyorsunuz siz yahu… Kim gidiyormuş Pamukkale Üniversitesine?


diye meraklı bakışlarla anne ve babasına gözünü dikti.


Hasan Bey;


- Sen şimdi git, elini yüzünü yıka tamam mı? Sonra anlatırım ben sana..


Neşe kafasını sağa sola çevirirken derin bir of çekti ve;


- Ben çocuk değilim bana da danışın bir şeylere karar verirken bir zahmet!


Hasan Bey

- Bana cevap verme yoksa kötü yaparım seni anladın mı? diye kükredi.


Sinem Hanım Neşe’nin kolundan incitmeden tutarak doğru odasına götürdü ve tüm olanları kendisinin de çok üzüldüğünü ifade ederek anlattı. Her ikisi de ağlıyorlardı başlarına gelenler için….


Neşe annesine sarılmış düşünüyordu:


- Bankadaki elemanlar zafer çığlıkları atıyorlardır şimdi.. Biz ise bu savaşta babamın esirleri.. Mazlumların ahını alan babam, aheste aheste çekenler de ben, zavallı annem bir de hiçbir günahı olmayan Onur’um..


DEVAM EDECEK

Aysel AKSÜMER

04.06.2010

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..