Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mayıs '10

 
Kategori
Öykü
 

Ihlamur Yaprağı (Bölüm-7)

Ihlamur Yaprağı (Bölüm-7)
 

[ kalin ]Bir yanda; gözleriyle ellerini kapatanlar, kafasını başka bir yöne çevirerek kaçarcasına uzaklaşanlar, diğer yanda ise, tüm cesaretini toplayıp yerdeki dehşete kıpırdamadan bakanlar...

Bir kısmı ise avazı çıktığı kadar çığlık atıyordu. Apartmanın altındaki bakkalın; kısa boylu, kırmızı yüzlü ve hafif kilolu oğlu Mustafa tüm soğukkanlığını koruyarak olay mahallinin adres bilgilerini hem polise hem de hastaneye vermişti.. Bir yandan da sokağın başına kadar gidip, ambulansın yanlış bir yöne gitmesini engellemek adına sağa sola radar gibi bakıyordu.

Az bir zaman sonra, önce polis arabası daha sonra ise ambulansın iç acıtan sireni mahalleye yankılanmaya başlamıştı. Mustafa, el kol hareketleriyle işaret veriyor ve dikkat çekmeye çalışıyordu. Ambulans ve ekip arabası sokağa doğru döndüklerinde, tüm mahalle meraklı gözlerle balkonlara dökülmüştü.

Polisler; "hemen çekilin çabuk, inceleme yapacağız" diyerek etraftaki kalabalığı dağıtıyor, esnaf ve görgü tanıklarından ilk bilgileri öğrenmeye çalışıyorlardı. Ambulanstan inen ekip ise Onur'un annesini seri hareketlerle sedyeye yerleştirdikten sonra siren sesleri arasında gözden kayboldular.

Onur ise; yığılıp kaldığı balkonun köşesinde yaralı bir kuş gibiydi. Öylece büzüşmüş, iki kolunu birbirine sıkıca kenetlemişti. Bedeni esen rüzgarla sağa sola doğru sallanan bir yaprak gibi titriyordu. Isırmaktan kanattığı dudaklarından tek bir cümle düşüyordu..

- Ben senin çocuğun değildim ama sen benim annemdin! Neden, neden yaptın ki bunu...Hem; ben seni kurtaramadım! Suçluyum, suçluyum! diyor ve acımasızca yumruklarını alnına ve şakaklarına doğru vuruyordu.

Israrla çalan kapının zili; beynine sinyal veriyor, duyuyor ama vücudunu bir türlü kaldıramıyordu. Polisler daha fazla oyalanmadan, kapıyı kendi imkanları ile açmışlar ve açık olan balkon kapısına doğru yönelmişlerdi. Onur yavaşça kaldırdı kafasını, beyazı tamamen kırmızıya dönmüş gözleriyle bakarak, konuşmaya başladı.

- Memur bey; annem balkondan atladı ve ben onu çok istememe rağmen kurtaramadım.

Polis: - Merak etme.. Annen yaşıyordu ve bir ambulansla hastaneye gönderdik. Ama, önce senin güçlü olman ve kendini toparlaman gerek, bak aslan gibi delikanlısın.. diyerek bir eliyle Onur'un sırtını sıvazlıyor diğer eliyle de destek vererek yerden kaldırmaya çalışıyordu.

Onur: - Yaşayacak mı annem? diye ağlamaktan kısılmış sesiyle sordu.

Polis: - Şimdi seni biraz misafir edeceğiz. Önce bir hastaneye gidelim. Durumun hiç iyi görünmüyor sonra da ifadeni almak zorundayım? dedi..

Tam kapıdan çıkarken Polisin telsiz telefonu çalmaya başladı.

DEVAM EDECEK

Aysel AKSÜMER

24.05.2010

 
Toplam blog
: 334
: 482
Kayıt tarihi
: 22.03.10
 
 

Halkla İlişkiler bölümü mezunuyum. Iki çocuk annesiyim. "Bir Öykü Kadar Kısa Bir Roman Kadar D..