İkna eder binlerce kez

Kayalıkların arasında denizin kokusu ile mest olup, kırılgan bir rüzgara yüzünü dönüp yaşamıştır duygularını.. Birkaç boyut geride kalır, bir çağlayan olur ruhundaki akıntı.. Sesinde sarhoş nağmeler.. Sevgin el olur, için hareketlenir hiç olmadığı kadar..

Koşar gibi, ayağının altı zeminsiz, gökte yıldız olmayacak dersin bu gece.. Sorduğun elinden kayıp giden geçmişin bayramlarıdır. Gülümsemek yeni bir yakarıştır farkında olmadan..

Olmasa eğer toprakta ayak izleri, nereden bulursun aradığını.. Hep yanındaydı, bilseydin değerini o çekici suretlerin.. Gerçeği yaşadın, kendi gerçeğin sen oldu, sen kendi gerçeğin.. Sarmalandı defalarca, sen hep kendin oldun..

Bu kez hiçbir şey önemli değil, aradığın yağmurdan kalma bir görüntü olsa gerek. Kan rengi akşamlarda beyaz bir ışık oldu, sırça köşkte isteksiz bir ses oldu. Ismarlama sevgi oldu ya da olacaktı neredeyse.

Ayın ışığı denize yansısa, bir yakamoz ışıltısı ile ruhunu okşasa.. Bir doğa olayı ne kadar mutlu eder, saklı duygularını.. Kırmızı bir hüzündür ziyaretin rengi.. İstanbul güzel, kalbe dokunur.. Şekli siste toz dumanı olur.. Belirsiz, bir sığınak gibi, iklimde şekillenir.

Ellerin yüz ifadelerinle birleşir, ikna eder binlerce kez gerçeğini.. Bir kadeh, içi boş olsa ne yazar.. Geniş bir zaman gerekir her şeyi yeni yapmaya..

Mutludur, başarır en güzel anları mal etmeyi yeniden.. Kalabalıkta yürür, hem ordadır hem başka yerde..

Hep aynı şey olur, bir erguvan rengi gibidir hayaller, hem vardır hem yok.. Sonu esaslı bir hikaye yazar. Evreni yeniden anlar, yeniden yaşanmışlığa katar !.

selin428@yahoo.com.tr