İktidar korkuyor!

Şunun şurasında seçime on gün kaldı; gelişmeler iktidarın korktuğuna delalet ediyor!

“İktidar” derken iktidar partisi ve resmi destekleyicisinden söz ediyorum; hepimizin bildiği, gördüğü, şahit olduğu bir gerçekten, yani cumhurbaşkanının taraf  olduğu bir seçimde “iktidar” korkuyor!

Her türlü güç ellerindeyken, üstelik...

Mesela, YSK, cumhurbaşkanıyla ilgili hiçbir şikayeti kabul etmiyor. Etse şaşardık zaten!...

Hayır yani, etse, bir gecede bir operasyon, yaka-paça hop içerde bulurlar kendilerini...

Ama arkadaş, bu kadar da göze sokulmaz bu işler!

******

İnternet sağolsun, çeşit çeşit gazetenin köşe yazarlarını bir tık ile okuyorsun; Hürriyet’te Akif Beki’yi de okuyorum.

Şahsen, kendisi beni hiç şaşırtmadı; “Haydi bakalım eller havaya, Erdoğan, Erdoğan, ohh ne ala!” tarzı yazılarından hiç şaşmadı!

Dünkü yazısını okurken bir anda “Aaa, ne olmuş?” dedim. İktidar partisinin oylarının düştüğünü yazmaya başlamış... Fesupanallah!

Meğer, bu düşüşün nedenini Kiziroğlu Ahmet’e bağlamış...

Hayır yani; sanki sıfırlanan paralar, bakara-makaralar, efendime söyleyeyim, sahte belgelerle onurlu insanları hapise sokmalar falan olmamış; enflasyon ve işsizlik başını alıp da gitmemiş, “Paralel” diyerek suçladıkları kişilerle aynı yastığa baş koymamışlar gibi...

******

Ki, zaten, kiziroğlu’nu da boşuna seçmemişlerdi!

Gel, başbakan ol, dediler; üç gün sonra “Başkanlık” çalışmasına başladılar!

Kiziroğluna da başkanlık çağrısında bulun dediler de...

Alan da memnun satan da memnun olsa da siz bu halkı hepten salak mı bellediğiniz?

Yani; g.t kılı olmayı kendine yakıştırılanlar var diye herkes öyle mi sandınız?

******

Valla, gelinen şu noktada, ne adaletsizlik ne de hırsızlık iktidar partisini korkutuyor, bence...

Bunlar var olan şeylerdi; buna rağmen bir şekilde bertaraf edildi.

Bizler sürekli haksızlıkları yazıyoruz, okuyanlar belli...

Bu, hiçbir seçimi etkilemedi.

Zira, seçimde oy kullanan insanların çoğunun bizleri okuduğu falan yok!

Boşuna değil din ile, üç-beş paket makarna ile avlanmaları...

******

CHP, üç paket makarnaya muhtaç olanlara bir umut kapısı açtı; makarna değil, geçimini kolaylaştıracak para akışını sağlayacağım dedi.

Burnundan kıl aldırmayan iktidar “Kaynak nerede? “ diye sorma gafletinde bulundu ki herkesin gözü devletin kaynaklarına ve o kaynakların nasıl harcandıklarına çevrildi!

Bir Mercedes için “Çerez parası” diyen bakan vatandaşa resmen hakaret etti: Zira vatandaş on liralık çerez almakta bile zorlanıyor!

******

Valla, bu ve bunun gibi materyaller daha önceleri de vardı; g.t kılı olmakta direnen gurubu etkilemesi mümkün değil!

Geriye bir tek şey kalıyor: Din unsuru kullanılırken birlik olanların gün gelip de düşman olabileceklerini hesaplayamamış olmalarıdır.

Hesaplarında nasıl bir ayrışma olduysa, nasıl bir mal paylaşımında birbirlerine düştülerse, ve aslında hiçbirinin yaptığı sahiden de “dini” değer taşımıyorken; bence, iktidarın korktuğu tek güruh “Paralel” diye adlandırdığı kesim!

******

Onlardan gelen oylar başka partilere gidecek; gemileri yakanlar bunu iyi bilir!

Bu nedenledir ki diğer partileri “paralelcilerle işbirlikçi” diye yaftalamaya çalışıyorlar!...

Esas korkuları budur; yoksa hırsızlık, sıfırlanan paralar falan etken olsaydı, cumhurbaşkanı seçilebilir miydi?

Yalnız, bu arada seçimlerle ilgili ciddi endişelerim olduğunu da söylemeliyim ki; zaten bizler bu konuda epeydir hemfikiriz!

Seçimlere şaibe karışması, KPSS sınavlarında hileler yaşanması gibi ciddi örneklerimiz var önümüzde; bunları yok saymak salaklık olur!

Hoş, kendinden başka herkesi “salak” gören bir iktidar var; valla bak: İyiliğimiz için polise ağır silahlar veriliyor, iyiliğimiz için polis hop diye bizi içeri alabiliyor, iyiliğimiz için üç kişi bir araya toplandığımızda Toma ile üstümüze yürünüyor!

İyiliğimiz için! Valla bak, yersen demiyorum, ye anasını satayım; ölmesi de var bunun!

Hayır yani, idealin için ölürsün de, anan yuhalanır be kardeşim! Kanın akar da, yuhalanma karşısında donar!

Kaldırması zordur!

Ekmek alma belgesi bile sorarlar; sanki ekmek alma belgesi varmış gibi... Aynı adamlar, yıllar öncesinde savaş zamanında yaşanan ekmek karnesi ile bugünü karşılaştırıp da miting alanlarında bağırıp-çağırırlar!

******

Aklını kullanamayan, kullanması öğretilmeyen çok insan var; bunun tersi de var...

Aklını kullananlardan hiç çekinmediniz; zira din gibi ağır bir topunuz vardı elinizde; ancak o topu paslaşıyordunuz.

Birbirinize pas atıkça seyircileriniz heyecanlanıyordu...

Neyi paylaşamadıysanız artık, o top patladı!

Bence; bu seçimin çıkışını yapan CHP olmakla birlikte, iktidarı  en çok korkutan “Din” faktörünü fütursuzca kullanırken gün gelip de aynı faktörün gazabından korkmasıdır!

******

CHP umut oldu; bunu bir tarafa yazalım!

G.t kıllarını da ayrı bir yana...

(G.t kılları kaypaktır; üç-beş paket makarna yerine iki maaş emekli ikramiyesine tav olurlar, o başka!)

Ama, ille de “Recep’in g.tünün kılıyım”, “Kocamı boşarım gel dese”, “İki erkek arasındaki aşk buymuş” tarzında aklın ve mantığın dumura uğradığı gayet siyasal(!)  konuşmalardan rahatsız olmayan ciddi bir kesim mi var; yoksa bizi mi kekliyorlar?

Hayır yani; bilmem ne araştırma şirketine göre iktidar partisin oy oranı yüzde bilmem neymiş; peh peh!

******

Neyse... Kimsenin kimseye inanmadığı, her bir şeyin altında bir şer aradığımız hale geldik mi? Geldik!

Komşu komşuya düştü mü? “Tencere tava çalanı şikayet et” dedi ya iktidar!

Konu komşuyu birbirine düşürene dek kimleri birbirine düşürmedi ki!

Birilerinin canları mutlaka yanmıştır; onlardan da korkmaz ama... Paralel dediğinden gelen oyların azalmasından korkar, valla bak!

Hatta, seçim garantisini sağlayan, trafolara kedilerin girmesine sebep olan da sanki aynı güçmüş gibi geliyor; yoksa bir cumhurbaşkanı niye iktidar partisi için bu kadar kendini paralasın!

Sarayında oturup beyaz çayını yudumlayıp da altın varaklı bardaklardan su içerken “Hamdolsun” diyerek şükür namazı kılmak yerine?

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com