İktidarsızlık…

Doktor, incelediği rapor ve bulgu evraklarını üst üste koyarken kafasını kaldırmadan, gözlüklerinin üzerinden karşısında endişeli biçimde oturan çifte bir göz attı. Sesinin daha da yumuşak çıkmasını istediğinden boğazını temizledi, erkeğe bakarak, ”sorununuz iktidarsızlık” dedi. Adam allak bullak, alçak bir sesle “ne yani ben şimdi AKPli miyim” dedi.

Bu bir fıkra, ancak ülkemizdeki iktidarın durumu da hiç farklı değil. Gün geçmiyor ki, bir hükümet üyesi çıkıp mevcut olumsuzlukları halka şikâyet etmesin. Sayın başbakan CHP yi yani ana muhalefeti eleştirmek için taaa 1950 öncesine gidiyor. Haksızda sayılmaz. 1950 den beri ülkedeki iktidarlar, zamanla isimleri değişmişse de günümüz deyimi ile hepsi AKP. Bu o kadar öyle ki, zaman içinde aldıkları emirleri yerine getirmede en ufacık aksaklık yapsalar asker kaşlarını çatıverdi hep.

En son bir zalimden bir âlim doğar saçmalığını bize kabul ettirmek istercesine, 12 Eylül’de bunları paklayıp, aklayıp karşımıza çıkarmadı mı?

İktidarda olduklarını içlerine sindiremeyip olumsuzlukları halka şikâyet edenlerden biri de Sayın Arınç. Kürt sorunu ile ilgili konuşurken esmiş gürlemiş. Önerileri tartışılabilir. Ancak o söyleşiyi yapan sözde gazeteci “efendim madem sorunları biliyordunuz da neden sekiz yıldır çözmediniz” şeklinde bir soru sormuyor, veya soramıyor. Kimbilir belki işi ile cüzdanı arasında sıkışıyor. Hadi bizim öyle bir kaygımız yok biz soruyoruz, cevabı da alıyoruz. “Yakın bir gelecekte Kudüs’te namaz kılacağız.” Kafamız karışıyor. “Neden Kudüs te, Pensilivanya değil” diyoruz, Yüzümüze garip garip bakıyorlar. Kuran, dünyanın tamamının mescit olduğunu, her noktada namaz kılınabileceğini yazar ama, kimbilir anayasa değişiklik paketi geçerse, belki bu maddeyi de referanduma götürürler.

Laf nerden nereye geldi. Bunların neden iktidarsız olduklarını konuşuyorduk.

Bir ülkede çeşitli görüşler, buna dayalı olarak da çeşitli partiler olur. Bu gün biri yarın bir başkası iktidar olur. Bu normaldir, ama bizde değil. Bizde emperyalistlerin kendi pisliği ile kirlettiği bir sağ iktidar gidecekse, yerine daha sağda birileri bulunur. Değilse gelen hesap sorar. Bulunan mevcut ise zaten kirli bir yönetim ile gelmiştir. İktidar yöneticilerinin çoğunun boyunlarında asılı olan suç dosyaları, onları ömürleri boyu hesap vermekten kaçacak bir arayışa sürüklüyor. (Örnek: Anayasa değişiklik paketi) Oysa bu süre içinde halktan aldıkları desteği doğru kullansalar, pekala iktidarsızlıktan kurtulabilirlerdi.

11/7/2010