Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

İlerisi yetmiyor, über demokrasi istiyoruz!

İlerisi yetmiyor, über demokrasi istiyoruz!
 

Efendim, zamanın birinde Maraş kadısı Azmi Efendi, Maraş Kaymakamı Edip Efendi’ye bir oyun oynar. Halep Valisi İlyas Paşa, oğlu İhsan Bey’i Kaymakam Edip Efendi’nin kızı Lütfiye Hanım ile evlendirmek ister. Kadı Efendi bu haberi duyunca Kaymakamı tuzağa düşürmek için bir plan yapar.

Yukarıda bahsettiğim hikaye Recaizade Mahmud Ekrem’in “Çok Bilen Çok Yanılır” adlı eseridir. Maraş kadısı Azmi Efendi kendi kazdığı kuyuya kendi düşer. Peki, ben niye anlattım bunu?

“Tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkemde” siyasetçilerin pazarladığı ‘ileri demokrasi’ adında bir ürün var.

Reklamı o kadar iyi yapıldı ki slogan dar gelirlisinden üst gelirlisine, aydınından sokaktaki vatandaşının ağzında; “ileri demokrasi istiyoruz”.

Demokrasi işlemiyor, yetmiyor ki ileri demokrasi isteniyor. Bir telefon markasının pazarlama stratejisi gereği sürekli piyasaya sürülen üst modelleri gibi, ileri demokrasi de yetmeyecek.

Bir sonraki ürün Yalan Dünya’nın Emir karakterinin ağzından düşürmediği “über” kelimesi ile halka sunulacak: “Über demokrasiyi getireceğiz!”

İleri demokrasi pazarlamacılarının bugüne kadar neler söylediklerine şöyle bakacak olursak; gazeteciler tutuklandı; ‘onlar gazeteci değil’ dendi.

Üst mevkideki askerler yargılandı; ‘hukukun işine karışılmaz’ dendi.

Basılmamış kitaplar toplatıldı; ‘bombadan tesirli kitaplar var’ dendi.

Parasız eğitim isteyen öğrenciler aylarca gözaltında tutuldu; ‘onlar terörist’ dendi.

Türkiye’de gazeteciler, aydınlar cezaevlerinde denildi; ‘cahil adam, neyi biliyorsun’ dendi. 

Darbe anayasasını kaldıracağız denildi; o anayasadaki maddeler ile mahkemeler kuruldu, ‘üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünü tesis ediyoruz’ dendi.

İşte o kurulan mahkemelerin savcısı kendilerine dokundu; ‘hoopp orada duracaksın’ dendi.

AKP, Maraş kadısı Azmi Efendi gibi kendi kazdığı kuyuya kendi düşmüştü.

Neye uğradığını şaşıran ileri demokrasi, savcıyı hemen görevinden aldı. Çünkü bu ilk değildi. Daha önce de buna benzer vukuatları vardı.

“Filler tepişiyor, Devlette kapışma, Devlette büyük hesaplaşma” diye manşet atanlara şunu sormak gerekmiyor muydu: Hani derin devlet Ergenekon’du?

Ergenekon’un Cemaat kanadı da mı vardı yoksa?

Bazı gazeteci ve siyasetçiler özel yetkili mahkemelerin daha önceki çalışmaları için destek olurken MİT soruşturmasında bir anda ağız değiştirip; sınırı aştılar, bu kadarı fazla dediler. “Bu kadarı” dedikleri şey ne kadardı?

 “Devlet stratejisi yargı konusu yapılamaz” denildi.

Soruyorum o zaman;

*Dersim devlet stratejisi değil miydi? – Özür dilendi!

*Uludere devlet stratejisi değil miydi? – Tazminat ödendi, tazminat özürdür denildi!

*Darbeler devlet stratejisi değil miydi?! – Şimdilerde özür dileniyor, yargıya taşınıyor!

Ve buna benzer bir sürü tarihi olay… Demek ki devlet stratejisi YARGILANABİLİRMİŞ!

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ!

 
Toplam blog
: 22
: 551
Kayıt tarihi
: 01.07.09
 
 

Gazeteci - Editör ..