Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '06

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

İlginç Türkiye klasikleri

İlginç Türkiye klasikleri
 

Ben yaşanmış ve gerçek birkaç olay anlatayım kararı siz verin!

Olay Iğdır'da geçiyor. Iğdır'ın, Tuzluca ilçesinde. Bir kaç yıl önce çalıştığım kurumdaki odama, 80 yaşında bir adam kapıyı vurup içeri girdi. Zor yürüyordu. Elineki kağıtları uzattı. Yeşil kart almak ister. Sabıkasız olması lazım.

Sabıka belgesini çıkarıyorum. 1979 senesinde bir cinayet işlemiş gözüküyor. Cezasını cezaevinde çekmiş. Sabıkadan silinme şartları gerçekleşmiş. Sabıkasızlık evrakını imzalayıp verirken. "Artık bir engelin yok hayırlı olsun" diyorum. "Fakat bir cana kıymış yazık etmişsin, kendinde yıllarca hapiste çürümüşsün" diyorum. Yaşlı adam buruşuk anlını biraz daha buruşturarak "Yok evladım yok" diyor. Ben kimseyi öldürmedim. Ben biraz daha meraklı kaşımaya devam ediyorum: "Hep yaparsınız da sonrada ben yapmadım dersiniz..." O ihtiyar, o zorlukla yürüyen, kelimeleri fısıldayarak konuşan adam birden ciddileşiyor. Hızla bana dönüyor. Biraz ürperiyorum. "Bak savcı efendi" diyor: "Sen kendi ağzınla benim bu suçtan dolayı artık sabıkasız olduğumu söylüyorsun. Cezamın tamamını cezaevinde yatıp çıkmışım. Göğsümü gererek adam vurdum desem bana bir şey yapabilir misin?" "Hayır yapamam" diyorum. Peki diyor "O zaman ben sana neden yalan söyleyeyim savcı bey!" Zaten yaşı 80 olmuş 10 çeşit hastalığım var, yarın öbürgün öleceğim. Ben sana niye yalan söyleyeyim" diyor. Benim içim dağlanıyor. Gözlerim doluyor. Otur dede diyorum. Oturda anlat bakalım.

"Tek suçum" diyor, "O gün atımla bize husumeti olan bir ailenin evinin önünden geçmekti. Evlerinin önünde bir telaş gördüm. Biri dikkatli dikkatli bana baktı. Sanki bir şey gizliyorlardı. Benim gördüğümü sandılar. Ben geçip gittim. Bir saat sonra jandarma geldi. Bana 'bir saat önce filan evin orda mıydın?' dedi. Ben de 'evet' dedim. 'Atlı mıydın?' dedi, 'evet' dedim. Hadi karakola dedi. Sonra mahkemede de şahitlik yaptılar. Ben babalarını vurdum diye. Ve ben yıllarca cezaevinde kaldım. Ve devam ediyor: Sonra öğrendiğime göre öldürülen kişi, karısını döverken, oğlu vurmuş babasını."

Sizce bu nasıl bir suç soruşturması.

Bir de yeni bir olay anlatayım. Türkiyenin bir diğer yüzü.

İzmir de Kültür Bakanlığı'na bağlı bir kuruma gidiyorum. Dilekçe vereceğim. Müdür yok dilekçeyi havale edecek bir yetkili de yok. Allah'tan dilekçenin son günü değil.. Müdür bey nerede diye soruyorum. Neden yerine bir yetkili bırakmadı? Tamamı bronzlaşmış tenli kurum çalışanlarından bilmem hangisi: Görevli olarak deniz kıyısındaki turistik bir beldeye gitti diyor. Soruyorum: Plaj görevlisi olarak mı?

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 0 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 45
: 2970
Kayıt tarihi
: 12.06.06
 
 

İstanbul Hukuk 1990 mezunu. Hukukçu. 1997 T.o.d.a.i yüksek lisans başlama yetkinliğine sahip.&n..