Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '14

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

İlköğretim okulu seçiminde öne çıkan unsurlar

İlköğretim okulu seçiminde öne çıkan unsurlar
 

Ben aslında çocuğumun dış dünya ile bağını benden devralan, köprü olacak bir yer arıyorum.

Daha da önemlisi ben ve eşim sadece çocuğumuzun değil, bizim de rahat edeceğimiz bir partner arıyoruz. Bir görselde şöyle bir mesaj görmüştüm: ” Veliler çocukları için en iyi öğretmeni arıyorlar, biz öğretmenler de bize çocuklarını atan ve yapamadıklarını yapmamızı beklemeyen veliler arıyoruz.” Demek ki onların da partnere ihtiyacı var. İşte ben bunları hissedebileceğim bir yer arıyorum. Hangi okulu seçersem seçeyim esas püf noktanın çocuğumun sınıf öğretmenlerinde ve okulun eğitime bakış açısında olduğunun da farkındayım. Yani temiz hava, bol ışık, lüks bina, harika bahçe ile bitmiyor iş.

Yaklaşık 3 haftadır okul değerlendirmeleri, araştırmalar, fikrine ve ebeveynlik tarzına kendimi yakın hissettiğim anne babalara danışmalar ile haşır neşiriz. Hiç kolay değilmiş, işin merkezine oturunca kolay ya da zor olmasından çok ” doğru seçimi yapabilme” sorumluluğu da ağır basıyormuş. Doğru seçimi yaptığıma emin olabilecek miyim, bilmiyorum. Güvendiğim şeyler; karı koca bu kararı verecek 2 kişi olmamız, benim dikkatimden kaçan bir şey olursa o yakalar umudu, iç sesim ve bana sunulanları doğru değerlendirebildiğime dair inancım. Allah’a yalvarıyorum ki hislerim beni yanıltmış olmasın…

Annem beni ilkokula yazdırırken ne yapmış diye düşündüm. Kalamış İlkokulu yaşadığımız semte yakın, çok popüler bir ilkokuldu. Gitmiş ikametgahında bizi gösterecek bir tanıdık bulmuş, okulda hangi öğretmen tavsiye edilir araştırmış, sonra da Ergül Hoca’nın sınıfına kaydolmak koşulu ile beni yazdırmıştı. Birinci kural okulu bul, ikinci kural öğretmene yazdır. 30 sene evvel de durum aynıymış! Eğitim sistemi iyiye mi gitti kötüye mi gitti burdan bakınca bir değişiklik yok gibi…

Ben de aynısını yapmaya çalışıyorum işte, ne farkı var ? O zaman devlet ilkokulu % 95 herkesin tek alternatifi idi, özel ilkokullar yok denecek kadar azdı. Annem de etrafın “tavsiyesine” dayanarak okulu bulmuş. Ben bu seçimin üstüne biraz da mevcut eğitim sisteminin getirdiklerini, oğlumun psikolojisini, karı koca ” okul deyince ne beklediğimizi” , maddi durumun yeterliliği ile özel okula yönelme tercihimizi ekliyorum ve aynı problemin sonucunu bulmaya çabalıyorum. Sanıyorum ki doğru cevabı bulup bulmadığımı Doruk o okula gittiği zaman, 1-2 sene sonra anlayabilirim. İnanın korku da var hissettiklerim arasında, çünkü çocuğumun psikolojisini meğer düşündüğümden de çok önemsiyormuşum.

ilkogretim-okulu-secimi

 

Öte yandan seçeceğim okulda bunları da araştırıyorum ;

- Sınıfları çocuklarla tek tek ilgilenilmeyecek kadar kalabalık olmasın. 20-22 kişi maksimum uygun bir sayı bence.

- Ana sınıfından başlayacaksa , o yıl oyun ağırlıklı ve notsuz, sınavsız, ödevsiz , yıldız, pekiyi, gülen suratsız bir yıl geçirsin. Sınıflarda kız ve erkek çocuk adetinin orantılı olup olmadığını da soruyorum.

- İlkokul birinci sınıftan 4. sınıfın sonuna dek alacağı eğitimde ödevin ne kadar yer tuttuğunu açık ve net bir şekilde ifade edebilsinler. “Var tabi, ödev veriyoruz, olmaz mı? ” “Ne çok ne az” gibi cevapları yuvarlak buluyorum, nerden bileyim az mı çok mu, bu değerlendirmeyi bu cevaplara bakarak nasıl yapayım ? ÇOK ÖDEV beni rahatsız ediyor, bunu söylemeliyim. Sınıfta dersleri ezberci olmayan, pratik ve uygulamalı işleyen sistemlerin daha akılda kalıcı ve iyi öğrenimi destekleyici olduğuna inanıyorum. Bolcana ödev o ders için dengeli gelmiyor bana.

- Seçtiğimiz okul sabah 8.30-9.00 gibi eğitime başlayacaksa, evime çok uzak olmasın. Saatlerce serviste İstanbul trafiği ile vakit kaybedilmesin. Çocuğumu servise sabah 7 .00 gibi bindirmek istemiyorum, onun için 06.30 ‘da uyanması gerekecek, 5 yaşındaki bir çocuk için ağır bir tercih olur.

- Okullar genelde 15.30-16.00 gibi tam gün eğitimi verip sona eriyor, bu saatten geçe kalmamalı ki eve varışı da çok geç olmasın. Eve varıp dinlenip, bizimle vakit geçirip, yemek yiyip, ders çalışması gereken zamanı ayırıp , oyun ve eğlenceyi de katarsak ihtiyacı olan zamanı yaşayabilmesi için fırsat kalsın.

- Yabancı dil benim için önemli, her zaman katkısını ve faydasını gördüm. 1 dil mutlaka , mümkünse 2. dil desteği de olsun. İkincisi olmuyorsa neyse ama ilki tam olsun.

- Spora ve sanata teşviki olan, daha da önemlisi eğitim felsefesinde bu unsurlara yer veren bir kurum olmasını tercih ederim, çocuğumu nasıl okul sonrası dershaneye yollama sevdasında değilsem, okul içi aktivitelerinde bu imkan varsa kullanmak istiyorum. Ama yoksa çok da zorunlu koşulum değil, dışarıdan desteklemeye gayret ederim.

- “Biz ders odaklı bir kurum değiliz, biz başarı odaklı bir kurum değiliz, bizde ödev olmaz, sınav olmaz, çocukların mutluluğu esastır ” gibi cümleleri de ” ödev var tabi ama ne çok ne az” gibi ifadelerle eş tutuyorum . Böyle denince sanki anne baba çocuğunun mutluluğunu hiç önemsemiyor. Yapmayın o kadar da bencil değildir ebeveynler, uç örneklerin dışında kalırsak herkes hem mutlu hem de optimum seviyede iyi eğitim ister. Ders olmaz denince sanki bir şey dürtüyor beni, light sistem bizimkisi gibi duymaya başlıyorum. Light sistemde çocuklar akademik olarak bir şey öğrenemiyor kimse kusura bakmasın. Herkes çocuğu iyi üniversitelerden mezun olsun istiyor ama çalışmakla başarılacağını atlıyor, o halde düzgün bir müfredat ve çocuklara psikolojilerini de gözeterek iyi eğitim vermeyi başaran bir yer arıyorum diyelim.

- Çocuklara verilen eğitimde geri bildirimi önemseyen bir yer arıyorum. Neye göre değerlendiriyorlar? Ölçme  ve değerlendirme sonuçlarını aileler ile nasıl paylaşıyorlar? Sadece ders notlarının sonucu mu değerlendiriliyor? Pedagojik ve psikolojik değerlendirme birimi var mı? Aileye ihtiyaç duyduğunda destek oluyorlar mı?

- Bir okulun sadece grup başarısına odaklandığını duydum mesela, bireysel başarı önemsiz mi? Grup psikolojisi devamında insanda yetersizlik hissi uyandırma gibi olumsuz bir sonuca da yol açabiliyor. Herkes yaptı ben ” onlarla aynı yapamadım” tehlikeli bir şey. Ben de başarılıyım, benim başarım şu kadar, beni mutlu ediyor diyebilmeli çocuk. Çocuğun okulda kaybolmuş olacağını düşünmek istemem.

- SBS demek ortaokuldan sonra devam edeceği lise için sınava girmek demek. O günler gelene dek SBS kalmaz belki kalkar da, bu bir stres ve bu stresi yaşamak anne baba için de çocuk için de bir tercih. Karı koca oturduk konuştuk, istemiyoruz bu stresi. Çocuğumuza ilköğretimden sonra devam edebileceği lisesi olan bir okul bulmak istiyoruz. Bulamasak da “SBS kazanması ” için baskı yapmayacağımıza , SBS’den aldığı puanla yettiği okula gitmesine karar verdik. Birbirimize sonradan yan çizmeyeceğimize de söz verdik. Çocuk başarılı olursa ödül bile verebiliriz kendimize :P

- Yurt içi mi yurt dışı eğitim mi diye konuştuk. Benim gönlüm burada iyi bir üniversite kazanmasından yana, sonrasında eğer hayalinde yurt dışı vizyonu da varsa imkanlarımızı seferber edeceğiz. Eşim üniversiteyi yurt dışında okumasına çok çekimser, zaten kendisi hep nasyonel biri olmuştur, dünyayı gezme hayali olan benim. Ama bu bizim hayalimiz, belki Doruk’un hayali olmayacak. Üniversite sonrasında neye karar verirse o, ondan öncesinde de gitse de kalsa da, lise bitene dek ona böyle bir şey sormayacağız, empoze etmeyeceğiz. Gitmek isterse  o gün geldiğinde  yeniden konuşacağız. ( Benden şimdiden ok, onu yerleştirme bahanesiyle dünyayı gezerim vallahi! )

- Velilerin taleplerini mutlaka dinleyen, önemseyen ama zırt pırt idari işlere bulaştırmayan bir kurum olsa fena olmaz. Herkes bir taleple gelmeye başlarsa idare ne yapsın? Özel okul deyince şahıs kurumu yerine vakıf okullarını daha çok tercih ediyorum, ama listemde 1-2 adet güvendiğim şahıs okulu da yok değil hani.

İşte bunlar benim aradıklarım, bunlardan sonra da 3 yaşı dolmadan yuvaya başlayan ve bir gün bile “Okulu istemem!” demeyen evladımın mutluluğunun devamını arıyorum aslında. Okul kavramını çok çabuk ve benimseyerek kabul etti, yaz tatili, sömestr tatili, yeni bir sınıf kavramları bile onu hiç demotive etmedi. Bu yaştan sonra geriye gitmeyeceği bir rotaya ihtiyacımız var.

Elimdeki liste 12-13 okuldan oluşuyor, bunları ve değerlendirmelerimi blogda yazmamaya karar vermiştim. Ama ben de bazı blogger annelerden okuduklarımla görüşmelerde 1-0 önde olduğuma inandım, o yüzden bir sonraki yazımda ” okulu bir uzmanmışım gibi ” değerlendirmemeye çalışarak görüştüklerimi yazacağım. Daha çok hangi okulları neden eledim, kendimce sebeplerim bunlar diyerek paylaşmaya gayret edeceğim.

Sena Baran

Dorikus.com

Facebook.com/pages/Dorikus

Twitter.com/SenaBrn

 
Toplam blog
: 48
: 5171
Kayıt tarihi
: 01.03.12
 
 

1978 doğumlu, Uluslarası ilişkiler mezunu, uluslarası lojistik uzmanı, sosyal medya meraklısı, bl..