Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '08

 
Kategori
Futbol
 

İmparator 2

İmparator 2
 

Yazıma turnuvanın bizim açımızdan sonuçlanmamasına rağmen sayın Terim ve öğrencilerine sonsuz teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum.

Daha turnuva başlamadan çok yazıldı, çizildi o alınmaz bu alınmalı bu niye var şu niye yok, Terim hata yapıyor , Terim basına şunu yaptı, herkes dörtgözle takımımızın gruptan çıkamayıp eve dönmesini bekledi. Çünkü asılacak birileri lazımdı eleştiricek, hatta hayatı boyunca topa vurmamış kişilerce hocanın ve fubolcuların yaptıkları işe, emeklerine hakaret etmeyi bekleyen o kadar çok insan vardı ki. İlk maçta da bu beklentileri fazlasıyla gerçekleşti. Evet kötü bir oyundan sonra Portekiz maçını 2-0 kaybetmiştik. Kimsenin bir sonraki maçtan umudu yoktu, herkes seçimlerden oyuncu değişikliklerine hatta milli formada kullanılan turkuaz renge kadar eleştiri yağmuruna tutmaktaydı bu takımı.
İkinci maça çıktığımızda bu bilançoya göre yenilip elenmemiz içten bile değildi. Doğa koşulları ilk defa bir maçta bu kadar etkili olmuş bardaktan boşalırcasına bir yağmurun altında oynadığımız ilk yarıyı geride kapatmıştık. Artık son 45 dakikayı formalite olarak bitirip eve dönmeliydik bazı ulemaların fikirlerine göre. Sonra sahneye Semih çıktı , hani şu ilk onbirde neden yok denilen oyuncumuz oyuna girdikten sonra attığı gol ve oynadığı oyunla gerçekten yazılanları boşa çıkarmamıştı. Berabere kalıyorduk bu bile iddiamızı son maça taşımaya yetiyordu ama Arda'ya yetmemişti son dakikada attığı şahane golle hem maçı bize getiren oyuncu olmuştu hemde biz burdayız mesajını iç ve dış mihraplara daha yüksek söylememizi sağlamıştı.
Ama bazıları için o maç bir tesadüftü. Çek takımı bizden çok daha iyi bir takımdı ve son maçta şansımız pek yoktu. Fatih Hoca herkesin niye oynatmıyorsun dediği Semih'i de sahaya sürmüştü. İsviçre maçının kazanan ikinci devredeki takım sahadaydı. Hani herkesin bu onbir ideal onbir dediği kadro. Sonuç ise ilk yarıda 1-0 gerideydik. Artık yapılacak fazla birşey yoktu. 2.yarıya değişikliklerle başladık, hani kaybetseydik niye oyuna aldın diyecekleri değişikliklerle sahaya çıkan takımız 2.golüde ağlarında görünce idam sehpaları hazırlanmış, mahkemeler kurulmuş elenmenin nedenleri tartışılmaya başlanmıştı bile.
Bugüne kadar yapılan eleştirleri dikkatle takip ettim. Bazıları gerçekten futbolun temel kuralları içerisinde düzeylice gördükleri yanlışları yazarken , söylerken kimi kesim sadece eleştirmek hatta karalamak için fırsatlar kollayıp bulduğu her fırsatıda kaçırmayıp bu yürekli insanlara Türk ulusunu orda temsil eden bir ekibe aşağılayıcı , alaycı sözlerle saldırdı. Bir köşe yazarı Fatih Terim'den nefret etmem için 8 sebep var diye bir yazı yazarak içindeki kini, nefreti ona verilen köşede rahatça kusmaktan çekinmemiş, bu ülke için ne yaptığı belli olmayan birinin böyle bir yazıyı yüksek tirajlı bir gazetemizde yazmasına kimse sesini çıkarmamıştır. Aksine onu destekleyen yazılar yazılmış açık bir Terim düşmanlığı yapılmıştır. Tamamen Terim'in davranışları, konuşmalarını hedef alan yazıda teknik içerikli tek bir eleştiri olmaması o kişinin hem futbol konusundaki bilgisizliğini hem de niyetini açıkça belli etmektedir.
Çek maçını 2-0 dan çevirdikten sonra gündemi dikkatle takip ettim. Birkaç isim dışında kimse Terim'e bravo oyuncu değişikliklerin çok yerindeydi oynanan oyun şöyleydi, oyunu çok iyi okudu gibi övgüde bulunmamıştı. Onlarda halktan , sıradan insanların söyleyeceği aslanlar, sizlerle gurur duyuyoruz, mucize gibi klişe sözlerle ortada başarıyı kılan kişinin emeğine saygısızlık yaptıklarını farkında bile değillerdi. Hani bu takım Semih'siz oynayamazdı hani hoca oyuna müdahalelerde yetersiz kalıyordu, fizik gücü yetersizdi. 3 gün önce yazılan söylenen sözler bu kadar çabuk mu yutulmuştu.
Şahsi olarak böyle yürekli insanlardan oluşan bir ekibe sahip olduğumuz için çok mutluyum , gurur doluyum. Bugün dünyanın sayılı takımlarının yapamayacağı bir başarıyı onlar kendi içlerindeki birlik ve beraberlikle başardılar ve bu birlik beraberliği sağlayan teknik direktörlerine atılan her golden sonra nasıl sarıldıklarını gördüğümde bu ekibi yaratan sayın Terim ve ekibine sahada yüreğini ortaya koymuş sakatlıklarına rağmen takımlarını yalnız bırakmayan oyuncularımıza Hırvatistan maçının sonucunu beklemeden teşekkürü bir boç bilirim. Onlar bize bu gururları yaşatırken paçalarından tutup aşağıya çekmeye çalışanlar olası ilk mağlubiyetlerinde , buna finalde dahil saldırmaktan hiç çekinmeyeceklerdir. Şimdilik deliklerinde saklanıp saldırıya geçmeyi bekleyecekler. Böyle sevgiye , saygıya sahip turnuvada gördüğüm en özverili takıma sahip olduğumuz için çok şanslıyız , lütfen kıymetini bilelim ve onları hiç değilse hak ettikleri biçimde karşılayalım.

 
Toplam blog
: 11
: 383
Kayıt tarihi
: 10.12.06
 
 

Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Özel bir sigorta şirketinde çalışmaktayım.1989 ..