İmralı turizme açılıyor...

Eskiden şöyle bir tekerleme yapılırdı; ‘Alavere, dalavere, Kürt Memet nöbete!’

Artık işin rengi değişti…

‘Alavere, dalavere Türk Memet içeri, Kürt Memet İmralı’ya!’

18 Mart Çanakkale saferinin(!) yıl dönümü kutlamalarında, Ergenekon örgütü(!) mensuplarına cezalar yağdırılıp, bilmem kaç kişiye ‘ağırlaştırılmış müebbet’ cezası verilirken, İmralı’ya yeni ziyaretçiler gitti…

Böyle giderse kısa süre sonra İmralı turizme açılacak!

Biliyorsunuz turizm bölgelerinde müzeler olur ve bu müzeler turistlerin uğrak yerleri arasında ilk sırayı alır

. İmralı’da turizm bölgesi ilan edilince, terörist başının kaldığı oda, volta attığı alan, su içtiği musluk, yattığı yatak ve ranza, elini kuruladığı havlu, üzerine örttüğü yorgan, üzerinde yattığı döşeğin çarşafı, yorganın nevresimi, giydiği terlikler,  ayakkabıla, giysiler ve aklınıza gelebilecek her türlü kullanım alanı ve eşyalar müzenin değerli eşyaları olacak.

Evet, İmralı’ya üçüncü turistik ziyaret dün itibarıyla gerçekleşti.

Bu ziyaret sonrası yapılan açıklama kısaca şöyle:

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Terörist başı aynen yukarıdaki dizeleri söyleyerek,  Kurt Milliyetçilerinin yüreklerine su serpti.

Oysa biz çoktan milliyetçiliği ayaklar altına alıp, ulustan millete, milletten de ümmetçiliğe döndük!

Bu ülkenin kurucu unsurlarının mensupları, ömürlerinin geri kalanını içeride geçirmek için tutsak edilirlerken, 40 bin kişinin ölümünden sorumlu terörist başı içeriden ülkeyi yönetiyor!

Ülkeyi yönetenleri devirmek için parti kuran Tuncay Özkan, CHP’den milletvekili seçilen Sinan Aygün, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteyen savcılarımız, İmralı sakininin ziyaretçilerini elleri kabarıncaya kadar alkışlıyorlar.

Yani dağdaki kucaklaşma ve İmralı’daki buluşmayı…

Ülkemizde siyaset yaptıklarını söyleyenler, sözde barışı sağlamak için kuryeliğe soyunmuşken, İmralı’nın turistik ziyaretçileri her geçen gün artıyor. İşte bu yüzden İmralı adasının bir an önce turizm bölgesi ilan edilmesi doğru olur.

Ülke insanının şu andaki beklentisi şu: İmralı sakinine ne zaman af çıkacak? Öyleya bir ülkeyi içeriden yönetip, iktidar ile ortak anayasa yapabildiğine göre, böylesi cevherlerin içeride tutulmaması, heba edilmemesi gerekir değil mi?

Böylesi yazıların bazılarını rahatsız ettiğini biliyorum. Neymiş barışı istemiyor muymuşum?

Sahi hangi barış?

Neymiş?

Teröristler ülkeyi terk edecekler, her zaman yaptıkları gibi inlerine çekileceklermiş.

Silah bırakma mı?

Öyle bir şey yok!

Yani yarın aynı silahlarla sınırdan girip tekrar eylem yaptıklarında ne olacak?

Bu arada terör örgütünün yeniden toparlandığına da şahit oluyoruz. Ayrıca terör örgütüne verilen desteğin de arttığını görebiliyoruz.

İmralı’nın turizm bölgesi ilan edilmesinin terörü önleme konusunda katkı yapacağı muhakkak! Özellikle inlerine çekilenler için turlar düzenleyip, milli şeflerinin kaldığı yerleri görmeleri sağlanabilir!

Bu işin organizasyonunu da BDP yaparsa iyi olur.

Böylece batıda da bir yerleri ele geçirmiş olurlar! BDP’li Sırrı Sakık; doğudaki ve güney doğudaki Kürt olmayan unsurların çekilmesini, batıdaki Kürt’lerin bölgelerini yerlerini korumalarını istememiş miydi?

Netice?

ABD desteli operasyon ile kahramanlar içeri, teröristler dışarı…