Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '09

 
Kategori
Deneme
 

İnsal ritüel varlığıdır- İnsanlara kötü örnek gösterilmemeli

Çocuk, otoritesinden dolayı öğretmeni model alır. Modelin sosyal konumu, öğrenmenin kalıcılığı üzerinedir. İnsan bir kültür ve ritüel varlığıdır. Tören varlığıdır. Bu konuda iki belgesel anılmaya değer. Biri Hindu ve Hintli Müslümanlardan bahseder, diğeri ise maymunlarla insan yavrularının öğrenme süreçlerini konu alır. Bu örnekler, içinde yaşanan hakim kültürün yaşam biçimimiz üzerindeki etkisinin de belirgin bir örneğini temsil eder.

Hindu inancında Ganj nehri ari bir nehirdir. Bu yüzden de arınılmak için kullanılır. Yani kendisi arındırılacak bir nesne gibi görülmez. Dolayısıyla herhangi bir şekilde kirlenebileceği veya kirli olduğu düşünülemez. Yoksa onun insanları arındırabileceği de düşünülemezdi. Bu esaslar üzerinde Hindular, özellikle hac zamanı Ganj nehrinde yıkanma, daha doğrusu su ile arınma törenleri yaparlar. Törenlerde bir kişinin doktor olması veya modern mikrobiyoloji konusunda bilgi sahibi olması çok da fark etmez. Sonuçta her ikisi de aynı ritüeli gerçekleştirir. Hepsi biçimce aynı tutumu geliştirir, aynı hareketleri yaparlar. Burada nehrin gerçek anlamda mikroplu olup olmadığı söz konusu dahi edilmez. Fakat doktor olan kişi hastanede hijyen kurallarına uyuyordur.

Öyleyse bir doktor hastanede hijyen kurallarına uyarken ibadet esnasında yanlış olduğunu bildiği halde hijyen kurallarına uymaz. Aynı tutum yine Hindistan’da görülen Müslüman örneğinde de geçerlidir. Bir Hindu’nun Ganj nehrinde herkesle birlikte arınması gibi Hintli Müslüman da tıpkı camide namaz kılmaya hazırlanan diğer Müslümanlarla birlikte aynı büyük havuzda abdest alıyor. Abdest suyu aynı büyük havuza geri akar, aynı havuzda ayaklarını yıkar. Bu her iki insanın da su üzerinde temellenen ortak bir paydaya sahip olduğunu gösterir. Öyleyse nedir bu insanları bu anlamda insan yapan ve bu ortak paydada birleştiren? Bunu anlamamız için başka bir belgesele bakabiliriz. Bu belgeselde şempanzeler ve insan yavruları kullanılmıştır. Her ikisinin de ellerine alabilecekleri bir çubukla önce bir kutunun üst deliğini kapatan çubuklara vururlar, sonra da bu çubukları yuvalarından iterek deliğin ortaya çıkmasını sağlarlar daha sonra sopayı deliğin içine sokup aşağıya doğru bastırmaları öğretilir. Bundan sonra kutunun ön yüzündeki deliğe aynı sopa sokularak yiyeceğe ulaşılır. Her iki denek grubunun da istenen hareketleri başardığı, yiyeceğe ulaştığı görülür. Daha sonra aynı deney şeffaf bir kutuda uygulanır. Deneyi yapanlar çocuklara ve maymunlara yine ilk seferki gibi yiyeceklere ulaşmak için örnek davranışları gösterir. Bu kez kutu şeffaf olduğu için üst yarısıyla yiyecek olan kısım arasında hiçbir bağlantı olmadığı görülmektedir. İnsan yavruları yiyeceğe ulaşmak için hala ilk yöntemi kullanmaya devam ederken, maymunlar artık bir ritüel haline gelmiş olan ilk yarıdaki eylemleri derhal bırakıp doğrudan yiyeceği almak üzere yalnızca son hareketi yaparlar.

Maymunda, değer verme, değerli görme gibi bir anlayış olmadığı için doğrudan doğruya yiyeceğin elde edilmesinde fayda sağlamayan veya pratik sonuç getirmeyen eylemler maymunlar tarafından tekrarlanmıyor. Bu durum insanın öğrenmesiyle veya insanın insan olmasıyla ayırt edici özelliğini göstermektedir. İnsan toplumsal bir varlık olarak yalnızca ihtiyaçlarını karşılamak için öğrenmez. İnsan aynı zamanda bir ritüel varlığıdır. Kimi zaman doğru veya yanlış olmasının ötesinde öyle duyduğu veya öyle gördüğü için, kimi zaman da bir Hintli Müslümanın yaptığı gibi kendi inançlarına aykırı olduğu halde hakim kültürün ona gösterdiği şekilde davranabilir. Bu Ganj nehrinin suyunu ağzına alan doktor için de aynı ölçüde geçerlidir. Anladığımız kadarıyla en azından bazı kültürlerde modern bilim geleneğin üzerine çıkamamaktadır. İnsan, zihninde parçalanmışlık olduğu için hayatın ibadet ve ritüel kısmına bilimi hiç karıştırmıyor. Bu hal şizofren bir tutum olarak değerlendirilmemeli. Çevreye duyarlı ve hayvan sever olduğumuz halde inancımızın bir parçası olduğu için hayvan kurban etmemiz gibi.. Benlikler birbirleriyle hiçbir temasta bulunmazlar. Burada benliklerden biri din diğeri bilimdir. Birinin içindeyken diğeriyle birlikte olunmuyor. Bu nedenle, “İnsan ezbere davranan bir varlıktır.” diyebiliriz. İnsanlara kötü örnek gösterilmemeli. Gün gelir o kötü örneği uygulayabilir.

Ali İhsan YILDIZ İBB Yazı İşleri Müdürlüğü

 
Toplam blog
: 15
: 1265
Kayıt tarihi
: 15.12.09
 
 

1955 yılında Trabzon'da harika bir ailede büyüdüm, değerlerimi buradan aldım. Ne zaman bir kitabe..