Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Nisan '08

 
Kategori
Siyaset
 

İnsan sevgisi (Politik yazı)

İnsan sevgisi (Politik yazı)
 

İnsan olanı, herkes sever!


Başbakanımızın hiddetli olmasını eleştirdiğim, "Hiddet, bir hitabet sanatı mıdır?" yazıma yorum yapmış bir arkadaşımız, sağolsun! Eleştiri yazısı şöyle:

<ı>"Size gerçekten inanayımmı...?
Bay mumcu anlatmış...! "Ülkemi ve onun üzerinde yaşayan Türk Milletini oluşturan insanları; hangi etnik kökenden olurlarsa olsunlar, hangi inanca değer verirlerse versinler çok seviyorum." Yazınızdan ziyade yorumlarınızdan pekte bu ülkedeki çoğunluğu sevmediğiniz hatta varlıklarına tahammül bile edemediğiniz anlaşılıyor. Bu nasıl çelişki..."

***

Milliyet Blog'da kendimi tanıttığım bölümden almış vatandaşımız cümleleri. Ama devam eden cümleyi nedense almamış. O da şuydu: Ülkemize hoyratça davrananları sevmiyorum.

Sevgi nedir ki? Bir duygu, değil mi? İstemsiz bir hareket aslında. Hareket de diyemeyiz buna duygusal bir değişim. İnsan istese de sevemeyeceği birisini sevemez. Kendisini zorlar, menfaat veya başka bir sebepten dolayı seviyormuş gibi yapar ama sevemez. Sevgi duygusu oluşmadan kimseyi sevemeyiz.

Ben, ülkemizde yaşayan tüm insanları sevdiğimi belirtirken, ırkçılık, mezhep, din, felsefî görüş vs. ayrımcılığı yapmadan, insanı insan olduğu için sevdiğimi belirtiyorum. Yoksa bu küçük yüreğim tüm Türkiyeyi yürekten sevmeye yetmez.

Ülkenin yönetimine talip olmuş politikacılar, "Her şey güllük gülistanlık!" diyebilirler.

Ama benim de duygularım var, hissedebiliyorum, görebiliyorum. Televizyon haberlerini izliyorum.

Bakıyorum çevreme ne gül var ne gülistan. Çarşıya pazara iniyorum, her şey ucuz ama kimse almıyor. Esnaf kan ağlıyor. Vatandaşın alım gücü kalmamış. Reklam şirketim var çalışamıyorum. Esnafın çoğunda nakit para yok.
"Yap işi para isteme! Sonra veririz."
Olur, görürsem söylerim!

Şimdi ben;

* Bu durumu yaratan, benim güzel ülkemde, güzel insanlarımızın güzellikler içinde yaşamasını sağlayamayan politikacıları nasıl seveyim?

* Demokrasi diye bağıran, laikliğin teminatı olduğunu söyleyen ama bunun aksi davranışlarını ısrarla sürdüren sayın Başbakanımıza nasıl inanayım? İnanamadığım kimseyi nasıl seveyim?

* Laikliği kediye emanet eden ama Başbakan'a ciğer bile emanet etmeyen, solun gelişmesini engelleyen, ülkenin bu duruma gelmesine büyük katkısı olan muhalefet liderini niye seveyim?

* Demokratik bir başbakan, muhalefet lideriyle 2 yıla yakın bir zamandır konuşmadan bu ülkeyi yönetebilir mi? Medyanın büyük bir kısmını kontrolü altında tutmasına rağmen, "Bu duruma gelinmesinde medyanın payı büyüktür." diyerek şikayette bulunan bir başbakanımız var. Ben sayın Başbakanımızı nasıl seveyim?

* Almanya üste para veriyor, ama doğurmuyorlar. Ama ben ülkemi milletimi seviyorum ve nüfusumuzun artmasından yanayım, kim ne derse desin” diyor başbakanımız. Almanlar ülkelerini ve milletlerini sevmiyorlar mı? Ülkemizde, sokaklar işsiz, tinerci, kapkaççı çocuk doluyken, insanlar iş ve aş bulamazken, işi olanlar para kazanamazken çoğalmamızı isteyen bir zihniyet. Bu zihniyeti ben nasıl seveyim?

* Bir bez parçasını Türkiye'nin gündeminden indirmiyorlar. Türbanı neredeyse ilkokullara taşıdılar. Milleti dinden soğutup, kendileri dindar geçinen politikacıları sevebilir miyim?

* Kadın imam yok ama Kız İmam Hatip Liseleri var. Cemaat yurtlarında kızlarımıza bedava hizmet vermek için türban takması şart koşuluyor. Sonra da "Özgürlükler kısıtlanmamalı!"diyorlar. Üniversite talebesi çoğu kızlarımızın, yurtlardan istifade edebilmeleri türban takmalarıyla mümkün olması, özgürlükleri kısıtlama olmuyor mu? Çelişki bu değil mi? Böyle çelişkilere düşenleri ben nasıl seveyim?

* Başörtüsü takanlar türbana döndü. Ekonomik sıkıntı çeken vatandaşlarımız çeşitli vaatlerle ve yardımlarla bu yola yönlendirildi. Bir partinin "Kadın Kolları Kurultayı" yapılıyor. Gençlik kolları vardı ama kadın kolları kurultayları filan... Ama bakın o partinin yönetim kadrosunda kaç tane kadın var. Kadınlar evlere gidip, vatandaşların oylarını ipotek ediyorlar. Nasıl mı? Çeşitli vaatlerle, beraberlerinde götürdükleri değişik yardımlarla.
Ben, erzak paketine oy veren vatandaşı niye seveyim? Bu yolu kullanarak iktidara gelenleri ve şimdi de yerel seçimlerde aynı yöntemi uygulayacakları niye seveyim?

Nefret etmiyorum ama ülkem adına çok üzülüyorum.

* Çeşitli meziyetleri olan birkaç yabancı dil bilen birisiyim. 13 yıl oldu, 27 yıl sonra Almanya'dan ülkeme temelli döneli? 13 yıldır ülkemdeki ticaret anlayışına uyum sağlayamadım. Ülkeme de uyum sağlayamadım.

Bunlara sebep olan, bana ülkemde rahat yaşama imkanı veremeyen politikacılarımızı niye seveyim?

* Ülkemin dibini oyan, ordu mensuplarına, polise her fırsatta karşı gelen, meslekleri bölücülük ve karışıklık çıkarmak olan hain insanları da mı seveyim?

* ABD'nin Ortadoğu politikasına uyum sağlayarak Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni göz göre göre, inkar ede ede Ilımlı İslam diye başlatarak Din Devleti haline getirmek isteyenleri de mi seveyim?

* Sadece kendi çıkarlarını düşündüğü için bir partiye oy veren vatandaşlarımızı da sevmiyorum.

* Bu kadar çok doğal ve tarihi güzellikleri olan, 7 değişik iklime, bereketli topraklara sahip bu güzel ülkeye hoyratça davranan hiç kimseyi sevmiyorum. Allah onları bildiği gibi yapsın!

* Kendi kendini besleyebilecek sayılı ülkelerden biriyken, tarımda dışa bağımlı hale geldik. Hiçbir meyvenin ve sebzenin lezzeti kalmadı. Hormonlu İnsan olmaya başladık. Köylümüz kıvranıyor. Tohum ve gübre parasına çalışıyor. Vatandaşlar kredi kartlarını ödeyemedikleri için intihar ediyorlar. Bu duruma getirenleri mi seveyim?

* Kısacası bu güzel ülkenin durumu hiç de iyi değil. Buna sebep olmalarına rağmen umursamayan, bir de bizlere kalkınma masalları anlatan hükümet üyelerini mi seveyim?

Kusura bakmasın kimse! Ben artık sevimsiz bir insan oldum. Tüm sevimsizliklere sebep olanları sevemiyorum. Sevimsizim ben, sevimsiz...

Mustafa Mumcu 06 Nisan 2008 / 15:00
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..