Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Haziran '07

 
Kategori
Anılar
 

İnsanın yaradılış öyküsü

İnsanın yaradılış öyküsü
 

Var olduğu günden beri insanoğlu yaradılış öyküsünü hep merak etmiştir. Çocukluğumu hatırlıyorum. Annemi sorularımla nasıl sıkıştırıp bunalttığımı. Sorularıma cevap bulamayan annemin ise tövbe de kızım o ne biçim soru öyle günah günah deyip beni susturuşunu. Susardım susmasına da sadece dışım susardı içim hiç susmadan aynı soruların cevabını merak etmeye devam ederdi.

- Anne bizi kim yarattı ?
- Allah anneciğim.
- Peki Anne Allah’ı kim yarattı?
- Tövbe kızım o ne biçim soru öyle onu kimse yaratmadı o her şeyin yaratıcısıdır.

Anlayamazdım aklım almazdı tabi. Sormaya devam ederdim

- Anne Allah’ı görebilir miyim , o neden gökyüzünde?
- Allah her yerde yaptığımız her işte
- İşte böyle sürer giderdi. Ta ki Annem çıkmazda kalıp isyan edene benimde korkudan soracak cesaretim kalmayıncaya kadar.

Şimdi yetişen çocuklara göre daha şanslıydı benim zamanımda çocuklar. Sokakta sıcak, soğuk demeden koşar oynardık. Düşmediğim gün hiç olmazdı neredeyse. Dizlerim, dirseklerim hep yara bere içinde dolaşırdım. Kabuk bağlardı kalın kahverengi onları koparmaya bayılırdım, incelerdim meraktan neden böyle oluyor acaba diye . Biraz fazla meraklı bir çocuktum sanırım. Şimdi yetişkin aklıyla abuk ubuk deyip geçtiğimiz her şeyi merak ederdim. Büyükler konuşurken Allah insanı çamurdan yarattı sözü kalmıştı kulağımda. Bende çamurla oynamayı çok severdim. İnsancıklar yapardım ve o sırada kulağımda kalan bu sözleri düşünürdüm beli belirsiz. Çamura şekil verirken zamanın nasıl geçtiğini hiç fark edemezdim. Yağmur yağdığında ıslanan toprağa şekil vermek en büyük zevkimdi. Gel zaman git zaman ben büyüdüm ama çamurla oynamayı ve yağmuru hep çok sevdim.

Sonra Mitolojiye merak saldım. Orada insanın merak ettiği bir çok şeye cevap veren söylenceleri okumaktan büyük keyif aldım. Mitoloji; çocukluğumda annemin bana anlattığı masallara hiç doyamadığım gibi tatlı keyifli inanılmaz bir haz oldu benim için. Mitolojide insanın yaradılışı ile ilgili çeşitli söylenceler vardır. Bunlardan Ovidius'un Metaporphoses adlı yapıtında anlatılan insanın yaradılış öyküsünü paylaşmak istiyorum sizlerle.

Olympos dağının efendisi Ölümsüz tanrıların ve ölümlü insanların babası Zeus, iflah olmaz çapkınlığı yüzünden bu kezde güzeller güzeli kızı Kore’ye (Persephone)aşık olur. Aklı fikri hep ondadır . Ne yapıp edip onunla beraber olmak ister. Bir gün ormanda Koreyi yalnız başına otururken görür ve hemen bir yılana dönüşüp onunla birlikte olmayı başarır. Bu beraberlikten Oğlu Zagreus dünyaya gelir. Zeus oğluna çok düşkündür onun üstüne titrer ve koruyup kollar. Hera bu durumdan çok rahatsız olur ve Zagreus’tan nefret eder.

Zeus oglunu Hera’nın gazbından korumak için bir mağaraya saklar ve bir zamanlar kendisini de büyütmüş olan Koretlere emanet eder. Fakat Hera’nın nefreti o kadar büyüktür ki onu kendisi bulamayınca Titanlardan yardım ister. Titanlar Zagreus bebegi saklandığı mağarada bulurlar. Korkudan mağaranın dibine saklanan Zagreus bebek Titanların Mağaranın girişine yerleştirdikleri aynada kendi aksini görünce merak edip çıkar. İşte o anda üstüne atlayan Titanlar onu oracıkta parçalayıp etlerini yerler sadece Zagreus’un kemikleri kalır geriye.

Bunu haber alan Zeus Öfkeden kudurur ve şimşeklerini gönderir Titanların üzerine Zagreus’un kemikleri ve Titanlar oldukları yerde kül olur. Aradan zaman geçer yağmurlar yağar ve bu küller çamura dönüşür. Prometheus gelip bu çamura şekil vererek insan bedenini yaratır. O sırada oradan geçen Athena Prametheus’un bu eserine hayran kalır. Ve çamura hayat üfler. Bu nedenle İnsanların İyilik, saflık, güzellik meziyetlerini Zagreus’tan, kötülük ve çirkinliğide Titanlardan aldığı düşünülür.

Bundan sonraki yazımda ise İnsanın yaradılışı ile ilgili Grek Mitine ait birkaç söylenceden biri olan Hesiodos’un bu konuda yazdığı Yaradılış efsanesini anlatmak istiyorum sizlere sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 17
: 742
Kayıt tarihi
: 22.04.07
 
 

Okumayı ve yazmayı seviyorum. ..