Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

İNTERNET VE BİLGİSAYAR

Ben ortaokuldayken zengin bir işadamı okula Bilgisayar laboratuvarı armağan etmişti.(ne demekse bilgisayar laboratuvarı) Boş bir sınıf özenle hazırlanmış 1 ay boyunca işçiler çalışmıştı sınıf en son boyası bittiğinde heyecanla beklemiştik. Sonra bilgisayarlar gelmişti.  Her bilgisayarın yanında turuncu renkte panolar vardı. Birisi diğerinin ekranını göremeyecek şekilde hazırlanmış tek kişilik sıralar ve aralarda Turuncu panolar.  Her bilgisayarın yanında büyük siyah kulaklıklar vardı. Güya bu labarutuvarda yabancı dil eğitimi verilecekti.. Çok büyük bir olaydı.Tüm okul tenefüste sınıfın etrafında toplanır çalışmaları izlerdik  Yabancı dil Laboratuvarı (neden bu isim)görkemli bir törenle açılmıştı. Tüm velilere bu açılış için görev verilmiş.(halen aynı) kekler sarmalar börekler içecekler hazırlanmıştı  Açılışa Belediye Başkanımız hayırsever işadamı belirli çocukların velileri de katılmıştı. Açılışta yapılan konuşmaların hiç birini bile hatırlamıyorum ama yiyecek savaşını hatırlıyorum.(Aradan 30 yıl geçti ama hala açılışlarda veya merasimlerde yiyecek savaşları aynı düzen devam ediyor)  Ortaokul ve lise hayatım boyunca O sınıfa bir kez girebilmiştik. Müzik öğretmenimiz götürmüştü.  Bilgisayarların başına oturmuş ekranların yanıbaşında duran kocaman simsiyah kulaklıkları kafamıza takmıştık.  Tabi ki de kulaklığı Önce öğretmenimiz takmış böyle takacaksınız demişti. Yoksa nerden bileceğiz değil mi?  Neredeyse tüm kafamızı kaplayacak kadar büyüklerdi. Ya da o an öyle hissettim...Sonra o kulaklıklardan bir müzik sesi gelmişti. Ne kadar heyecanlanmıştık.(tabi ki de yabancı müzik..)  Benim kulaklığımın bir tanesinden ses gelmiyordu ama olsun bir tanesi de yetmişti.  Hiç sesimizi çıkartmadan müzik bitinceye kadar tüm çocuklar birbirimize panoların üst kısmından bakıp sessiz kahkahalar atıp dinlemiştik.(Bu anı günlerce, haftalarca konuştuk)  Bu arada bilgisayar ekranlarında hiç görüntü yok. Simsiyah  Olsun..., biz müziğe odaklanmıştık.  Öğretmenimiz o gün bilgisayar odasından çıkarken bilgisayarların kurulumu bitince bizi tekrar getireceğine dair söz verdi...,  Ama o gün hiç gelmedi..  O sınıftaki bilgisayarlar dokunulmadan hurdaya çıkan bilgisayarlara dönüştürüldü. Öyle düşünüyorum çünkü o kapının daha sonra açıldığını veya o sınıfı kullananları hiç görmedim. Yasaklıydı korku filmlerindeki gibi. Hademe sürekli dolaşır kapının önüne yaklaşanları kovalardı  Bu anlattıklarım sadece benim okulumda yaşanmamıştır.  Eminim benim okulum gibi kütüphanesi olup, kitabı olmayan.  Fen laboratuvarı olup da deney yapılmayan bir sürü okul vardır.  İngilizce Laboratuvarının kurulduğu ilk bir yılı unutamıyorum Boş derslerimizde, hademe ortada yokken gizli gizli kapısından bakıp eğer etrafta kimse yoksa, bilgisayarlara dokunur, kulaklıkları takar, bilgisayarın altında gördüğümüz düğmelere rasgele tekrar tekrar basardık. Umudumuz belki yine müzik sesi duyarız diye ama hiç bir zaman çalıştıramazdık..  Sonra ne oldu hatırlamıyorum. İlgi azalınca bilgi de kalmıyor. O sınıfı da unuttuk bilgisayarları da.  Sıradan günlük okul hayatımıza yeşil tahtalı beyaz tebeşirli hayatımıza devam ettik.  Ansiklopedilerden bilgi topladık Kütüphaneleri gezdik.  O zaman fazla materyalimiz yoktu ama öğrenmeye açtık, kendimizi geliştirmeye çalıştık. Halen de uğraşıyoruz.  Her zaman bize öngörülenle değil fazlasını talep etmeye çalıştık,hep çalıştık. Sayfalar dolusu yazılar yazdık. Dönem ödevlerini hatırlarsınız. Sözlüler yazılılar. Elişi dersi vardı Tarım dersi   Herşey güzeldi......  Şu an.. şu anı düşünün; kısaca bir verici ve alıcı düşünün.  Elimizdeki alıcılar o kadar geniş bir hafızaya sahipler ki ne verilirse depolama sınırları yok sınırsız güç kaynakları var ama...dahası  Verici kısmında hazır alıcılara yükleme yapacak bilgi ve kapasite yeterli değil veya alıcılara erişimleri yok.  O yüzden alıcıların hepsi de gereksiz bilgi ve oyunlarla yüklemelerini tamamlıyorlar.  Peki suçlu sadece Covid19 mu? Biz miyiz?  Gelecekte bu yeni nesile ne isim verilecek? Bakalım 30 yıl sonra onlar ne anlatacak

 
Toplam blog
: 15
: 105
Kayıt tarihi
: 02.06.11
 
 

Ölmeden önce neden yaşadığını nelerden kaçtığını ve bunun nedenlerini sizce kaç kişi düşünmüştür. S..