Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ağustos '06

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

İş yaşamının dayanılmaz olduğu anlar

İş yaşamının dayanılmaz olduğu anlar
 

ASLINDA O İYİ DE, ÇEVRESİ KÖTÜ’ Bu klişe yalanı hepimiz duymuşuzdur. Hatta doğrusuya, gelişimimizin bir döneminde hepimizin kullanmış olması olasılığı yüksektir.

Bu sözü bugünlerde politik gündemden ötürü sık sık okumak durumunda kalınca, bana geçmişte iş hayatında yaşadığım ilişkileri hatırlattı. Yoksa baştan söyleyeyim, alegori yapmıyorum. Sadece kendi yaşadıklarımı kağıda dökmek gerekti, bunları başkaları ile paylaşmalıydım, o kadar!

Çoğumuz iş yaşamımızda yönetim ile zorluklar yaşamışızdır. Şirketler de, küçük çapta ülkeler gibidirler. Yönetim kademesi belli gruplardan oluşur. Yönetime gelen kendi gibi siyasi görüşü paylaşan, aynı kökenden gelen veya mezhep, okul, yaş, cinsiyet, yöre, aidiyet vs. gibi ortak paydada buluşan insanlardan çevre yapar. Bu yanlıştır, kötüdür…

Ne yazık ki, ekonomik gerçeklerin birinci öncelik olarak yaşanmadığı kamu sektöründe, bu gruplaşmalar daha yoğun yaşanır. Sonucunda genel müdürün temsil ettiği güç; yandaşlarına sevecen davranırken, diğerlerine karşı haşin davranmaya başlar.

Üzücüdür ama gerçek budur. . O da kendisinden öncekilerden öyle görmüştür.
Kendi yandaşlarına yer açmak için, çevresinde öncekilerden veya diğerlerinden oluşan insanlara doğru bir dışlama hareketi başlar.

Yönetimin sizin artık istenmediğinizi hissettirmek için bin bir türlü davranışı, politikası vardır ve bu genel müdürün çevresindeki biraz tetikçi yapıdaki insanlar tarafından size yansıtılır.

Yaşayacaklarınız özetle şöyle gelişecektir: ilerlemenizin engellenmesi, sonucunda daha tecrübesiz yeteneksiz bilgisiz insanların sizin önünüze geçiriliyor olması, çok mecbur kalınmadıkça toplantılara davet edilmemeniz, hakkınızda arkadan dedikodu üretilmesi (size yaptıkları haksızlıkları maskelemek için herkesde olan ve kusur sayılamayacak bazı durumlarınızı sizin bulunmadığınız bu toplantılarda eleştirler!), eskiden dost bildiğiniz bazı zayıf karakterli insanların sizinle selamı sabahı kesecek kadar ihanet içinde olmalarını görmeye başlarsınız ve yönetimin size karşı davranışlarının gün geçtikçe daha kurnazca gaddarlığa büründüğünü görürsünüz.

Başlangıçta olayı kavramadığınız için, bu kötü davranışların genel müdürden değil de, çevresindeki insanlardan kaynaklandığını zannederiz. Aslında mutlak gücü elinde tutan kişiyi eleştirmek cesaretini gösteremediğimizden, bir çeşit kendimizi kandırma olayıdır bu!

Biz üstteki yöneticiyi pek görmeyiz. Bizim gördüklerimiz; bize haksızlık yapan, kaba ve çiğ davranan, hakkımızda dedikodu üreten ona yakın insanlardır. Yoksa kendisini rastlantısal olarak her gördüğümüzde; bizim sahte sırıtmalarımıza karşın, duygusal zekası adamlarına kıyasla daha yüksek olan genel müdürden timsah gülüşüyle cevap almaya devam ederiz.

Ne yazık ki bu gerçeği kabullenmek güçtür. Çoğu insanın çalışırken, genel müdüre söz söyletmemeye, ondan şikayet etmemeye çalışmalarına şahit olmuşsunuzdur.
Ne zaman işten ayrılmışlardır, ağızlarındaki bakla ancak ondan sonra çıkmıştır.
Genel müdürünüz sizden hoşlanmıyorsa, genellikle ağzınızla kuş tutsanız, faydası olmamaktadır. Aksine size olan saygısı gittikçe azalmaktadır!

Yönetici sizi sevmiyorsa, durum gerçekten ümitsiz olabilmektedir. Çünkü zaman sizden yana değil de ondan yanadır. Ne kadar alçak profil oluşturup, dikkat çekmeden zaman kullanmaya çalışırsanız çalışın, siz daha önce pes edersiniz!

Ülkemizde yeni iş olanakları kısıtla olmakla birlikte, yukarıda anlattığım açmazı yaşayan tüm iyi, çalışkan ve yetenekli insanlara; şanslarını başka bir şirkette denemelerini öneririm.

Belki daha iyi, sevecen ve lider özelliği olan bir genel müdür bulurlar da, sıkıntı yaşamazlar!

 
Toplam blog
: 19
: 884
Kayıt tarihi
: 08.08.06
 
 

Bu ülkenin meraklı, toplumsal sorumluluk sahibi, zeki,aydın, duyarlı, yeniliğe açık insanları ile ha..