Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '15

 
Kategori
Güncel
 

İsimsiz bir yazı.... Kahramanları gibi

İsimsiz bir yazı.... Kahramanları gibi
 

İSİMSİZ BİR YAZI... KAHRAMANLARI GİBİ


Talih, sağlıkta ve erdemde, bana karşıdır, güdülen ve sindirilen daima esarette.
O halde şu saatte gecikmeksizin titreyen tellere vurun; mademki kader güçlü kimseyi yere çalıyor, herkes benimle birlikte ağlasın… CARMINA BURANA – O FORTUNA- CARL ORFF

--Ortadoğu karışık. IŞID gibi bir tehlike var. Kimin için ne için hangi çıkara hizmet için orada olduğu belli olmayan .(?)

Kadın otobüste erkeğine sokuldu. Şu anda herkesten güçlülerdi. Birbirlerinin ellerinde, gözlerinde ve yüreklerinde. Yaşadıklarının ne kadar büyük olduğunun farkında olmayarak, geleceklerine gidiyorlardı. Başlarına  ne gelecekse… Kokularını havada ve saç diplerinde hissediyorlardı.

--Petrol ve altın fiyatları iniyor, dolar yükseliyor. Ekmek fiyatları da artıyor.

Her göz göze geldiklerinde yanıyorlardı. Kasıklarındaki sancı ve ait olma isteği midelerini yakıyordu. Elleri birbirlerinin avucunda ve ıslaktı. Bu işten sıyrılma olmayacaktı. Bunu taaa yüreklerinin bir köşelerinde biliyorlardı. Yalnız kimin filminde başrol oynuyorlardı onu bilmiyorlardı. Belki de kendi filmlerini yazıyorlardı. Genç kız ablasının ağladığını düşündü eşi ile kızkardeşinin onun arkalarından iş çevirdiğini zannediyordu. Bu da onun oynayacağı senaryo idi.

--Din ve türban ile bize dayatılan vahşi kapitalizm….

Erkek gülümseyerek korkma der gibi bakıyordu. Kadın korkmuyorum senin kollarında der gibiydi. Konuşmuyorlardı. Sözler havada kalmasın diye. Söylenecek bir şey yoktu. Söylenecek olanları kendilerine ve başkalarına parça parça zaten söylemişlerdi. Şimdi eylem zamanı içinde olmanın mutluluğu vardı. Seçilen yolun kader yolu olma mutluluğu. Seçimlerini omuzlayabilme mutluluğu. Her insanın bir ömre sığdırdığı bütün her şeyi onlar çok kısa sürede yaşamışlardı. Aşık olmuşlar, ev olmaya karar vermişler, bunun için mücadele etmişler. İnsanların kanlı canlı yaşadıkları bütün ömrü hayallerine sığdırmanın güzelliği vardı üstlerinde. Hayallerinin evini hayallerinde  kurmuşlardı, Belki baştan sıkıntı çekerlerdi ama. Çok çalışacaklardı. Çocukları olacaktı. Bir erkek ve bir kız. Onların bütün ömürleri otobüste kurdukları hayallerdi.

--İşçi güvenliği yoktu bu ülkede. Sosyal devlet diyorlar ama, sadece devlet olabiliyorlar çıkarlara hizmet edebilmek için, sosyal değil. İşçiler ölüyor, hastanelerde ilaç sıkıntısı, Sağlık güvenliği yok.

Kalpleri kocaman birbirlerinin omuzlarında neye uyanacaklarını bilmedikleri , ve birlikte uyuyabilmenin güzelliğini yaşayarak uyudular. Otobüs İstanbul otogarına yaklaşırken heyecanla birbirlerine sarıldılar…Yüreklerinde ve beyinlerinde o kadar çok şey vardı ki.. bavullara ve sandıklara gerek yoktu giysileri için. Adam  ağır çekim otobüsten indi, Kadına da elini uzattı inmesi için yardım ederken,kafasını çevirdi. Ölümle göz göze geldi. Bütün ömürleri bir otobüs yolculuğu, ev diye bildikleri otobüstü. Temizliklerini otobüs terminalinde yaşadılar, Sevdiler, Büyüdüler çocukları oldu ve öldüler bir otobüs terminalinde.

--Bu ülke  kadınlar üzerinde ki iki yüzlü tutumundan hiç vazgeçmedi.Kadınlar ne varlar, ne yoklar. Kadınları kişiliksizleştirmenin en kolay yolunu çok güzel dizayn ettiler. Düşünmeyen, istemeyen ve üretmeyen bir kitle haline getirdiler.  Üretmek ile üremek arasındaki kelime oyununu kadınların beyinlerine iyi kazıdılar. Okuyan eli iş tutan kadınlara da kariyer diye tuzak kurdular. Sinsice..

Kadının amcaları tarafından defalarca bıçaklandılar.. Sırtlarından karınlarından. Kan akarken yerlere yaşayamadıkları ömürleri de gidiyorlardı. Erkeğin son sözleri “Kadınım, onu hastane götürün” oldu. Erkek mezarda, vucudu buz gibi, Kadın yoğun bakımda, Kapısının önünde bekleyenler çok. Devlet de orada, aile de. Biri korumak için tüm iki yüzlülüğü ile, biri de öldürmek için tüm iki yüzlülüğü ile.

Yazarın notu; Bu ülkede siyasetten bahsedilemez, çünkü kadınını yok sayan, görmeyen, yanlış da olsa kadınının tercihlerine saygı duyulması gerektiğini öğretemeyen  bir toplum yıkılmaya mahkumdur.Kader güçlüleri yere vurur, çünkü kaderin ve toplumların en çok bu insanlarla alıp veremediği vardır.Yazı yazmak mastürbasyon yapmak gibi…Boşalmak…Bütün hücrelerinle..Ağlamak ve insan olduğum gerçeği yüzünden utanç içinde ölmek istiyorum.

Sevgilerimle AYRIK OTUM YASEMİN YENİL…

 

 
Toplam blog
: 96
: 369
Kayıt tarihi
: 05.09.07
 
 

Size hikayeler anlatmamı beklemeyin, halen büyümek istemeyen birisiyim. Daha çocuk, daha yaramaz ..