Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '16

 
Kategori
Futbol
 

İskoç hakem Craig Thomson’ın bizimkilerden farkı ne?

Karşılaştırmayı sever misiniz?

Yurtdışında, pasaport kontrolünde titiz davranan yurttaşlarımız, ne garip ki, ülkemizde girişte ve çıkışta o titizliği göstermiyorlar.

Şenol Güneş’in Dinamo Kiev  maçından sonra, ”Çok ağır söz söyleyerek ceza almak istemiyorum.” demesi ve Lig maçlarından sonra dilinin çözülmesi, o yurttaşlarımızın tavrına ne de benziyor.

Niye böyle?

Çünkü UEFA’dan ceza alacağı korkusuyla “ağır konuşmayan” Şenol Güneş, içerideki konuşmalarından ceza almıyor. Bu da ülkemizde, TFF’nin ceza dağıtan ve cezaları onaylayan/ kaldıran kurumunun acıklı halini göstermesi bakımından önemlidir. Biri konuşunca, “sportmenliğe aykırı” diye ceza ver, bir başkası koşunca cezaya gerek duyma.

Şenol Güneş’in, Avrupa maçlarında hakem kararlarıyla ilgili ölçülü konuşmak gerektiğini anlatan cümlesinin bize dönük yüzü, çürümüşlük ve ilkesizliğin resmidir.

*****

Karşılaştırmayı sever misiniz?

Daha 4 gün önce, kartları kullanıp kullanmamada kafasına göre davranan, kimilerince övgüye değer bulunan hakemin yerlisini unutup yabancısına veryansın edenler...

“Hakem de insandır, hata yapabilir”le, işlerine gelen kararları doğru sayanlar...

Örnek mi?

"Hakem, dünyanın her yerinde olduğu gibi hata yapmıştır, yapacaktır da. Zaten sporun güzelliği bu..."

Kim diyor bunu?

Napoli-Beşiktaş maçıyla ilgili olarak, “Beşiktaş’ın son golü ofsayttı” diyen Galatasaray Teknik Direktörü Riekerink'e yanıt olarak Beşiktaş Başkanı Fikret Orman...

(Umarız, Fikret Bey, bu olgun yaklaşımıyla Dinamo Kiev maçının hakemiyle ilgili, ekranları dolduran ve “tribün lideri” gibi konuşan yorumcuların dolduruşuna gelmez. )

*****

Karşılaştırmayı sever misiniz?

“Hakem de insandır; hata yapabilir”, ne garip ki, İskoç hakem Craig Thomson için geçerli olmuyor.

Elinde düdük sahada dolaştığı için hakemden sayılanların maç yönettiği ülkemizde, hakemin kararını eleştiren, adına yorumcu denenlerin birinin ağızdan çıkan bir cümle:

“Penaltı veriyorsun, üstüne de kırmızı kart...”

Bizdeki hakemlerin eyyamcılığı, korumacılığı yanında bir de doğramacılığı, kimi takımlar açısından “normal işler”den sayılınca, yabancı hakemlerin  hoşa gitmeyen kararlarına tepkiler de ilginç.

İlginçlik de bize özgü olduğu için “normal”...

Niye mi tepki?

Kart gösterilmesi gereken yerde kart göstermeme, “son adam” kuralını kafasına göre yorumlayarak sarı kartla geçiştirme, faulleri vermeme, golü faul gerekçesiyle saymama, olmayan penaltıyı verme, olanı vermeme...

Güzel yurdumun futbolseverleri nice "uydurma penaltı", "uydurma kırmızı" kart gördüler. Ayrıca yüzde yüz olmasına karşın verilmeyen penaltı, gösterilmeyen kırmızı kart... Sırf, cezalı duruma düşmesin diye gösterilmeyen sarı kartlar... Sırf cezalı duruma düşsün diye gösterilen kartlar...

Bütün bunlara alışmış, alıştırılmış olanların tepkileri ilginç olmasın da ne olsun?

*****

Karşılaştırmayı sever misiniz?

Ülkemizdeki nasıl olsa bir şey olmaz alışkanlığından olsa gerek, Beşiktaşlı futbolcuların tavırları, gevşeklikle birleşince, goller geldi.

Beşiktaş, ağır bir yenilgiye uğradı. 6 gol, daha fazla da olabilirdi. İkinci golün penaltıdan, beşincinin ofsayttan yenmiş olması, sahada dolaşan, vurdumduymaz futbolcuları savunmaya yetmez. Beşiktaş’ta sorumlu aranacaksa, dışta kalması gereken biri var; o da, 4. golden sonra ağlatılan kaleci Fabri’dir.

Fabri’yi ağlatanlara ne demeli?

Ya Şenol Güneş’e?

Aboubakar’ın ikinci sarıdan gördüğü kırmızı ise tam bir sorumsuzluk örneğiydi. Bu, bizde olsa, belki bizim vazgeçilmez hakemlerimizce uyarıyla geçiştirildi. Ekranları dolduran yorumcu denenlerden biri, sarı kartı olan birinin düdükten sonra topa bir hışımla vurmasının hoşgörüyle karşılanması gerektiğini söylemesi, dolayısıyla kırmızı kartı haksız bulması, bizim hakemlerin, takımına göre nasıl davrandıklarını gösterdiğini anlatır.

Şenol Güneş,  Aboubakar’ın kırmızı görmesiyle ilgili, “Bunu yapmamalıydı” derken başkaları hakeme niye yüklenir ki?

Bütün bunların gösterdiği gerçek şu:

Futbolu kirletenlerden bir bölümü de, özellikle maç sonrası dedikleriyle tribündekiler gibi konuşan, benzer pozisyonları kafasına göre yorumlayan, zorlama gerekçelere sığınanlardır.

*****

Deniyor ki:

İskoç hakem Craig Thomson, kuralları bilmiyor.

Ya bizimkiler?

Gönlümüzdeki takımın işine gelip gelmemesine göre biliyor ya da bilmiyor.

Son söz:

Thomson’ı eleştirmek, bizim eyyamcı ve özel hakemleri aklamak için bir gerekçe olamaz.

 

https://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..