Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '10

 
Kategori
İnançlar
 

İslam hakkında ne biliyorsunuz? (1)

İslam hakkında ne biliyorsunuz? (1)
 

Dinlerin varlığının değil, “izm”lerin varlığının da yıkıma sebep olduğunu, sonuçta 5000 yıllık insanlık tarihinin neredeyse tamamına yakının savaşların tarihi olmasının nedeninin insan hırsı olduğunu kabul etmiyorsanız. 

Birileri hurafenin peşine düşüyor, kişisel çıkarı için kullanıyor diye dini reddetmenin gerekli olduğunu düşünüyorsanız. Astrolojiye ve burçlara inanmamanın astronomiyi de reddetmeyi gerektirmediğini, siz reddetseniz de takımyıldızların ve gezegenlerin varlığını sürdüreceğini düşünmüyorsanız, aşağıdaki yazıyı okuyarak dinin gerçeği hakkında az-çok bir fikir sahibi olabilirsiniz.“Ben zaten inançlı bir insanım” diyorsanız, düşüncelerinizi, konularla ilgili ayetlerden alıntılarla karşılaştırarak, bildiklerinizi test edebilirsiniz. 

* Cehennem zebanileri bile, Allah’ın, insanların günahlarından affettiğinden arta kalanı cezalandırmakla sorumlu olarak tasvir edilmişlerdir. Şeytan ise, insanın cezalandırarak değil, güzelliği belirlenmiş olanlara ulaşmaya çalışarak uzak kalabileceği kötülüklerin simgesidir. Bu yüzden, Allah’ın –Rahman sıfatı ile- bu dünyadan nasiplenmelerinde eksiltme yapmadığı inançsız insanları düşman veya şeytan ilan ederek cezalandırmanın gerekli olduğunu sanıyorsanız.  

Her kim iğreti hayatı ve onun süsünü isterse böylelerinin yapıp ettiklerinin karşılığını kendilerine bu hayatta tam olarak veririz. Onlar Dünyada hiç bir eksiltmeye uğratılmazlar. Öyleleridir ki bunlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiç bir şey yoktur.”(Hud, 52/11, 15-16) 

* Miraç olayının hala Peygamber’in Burak isimli atına binip göğe çıkarak, Allah ile daha sonra Hz.Musa ve Hz. İsa peygamber ile konuşup inmesi şeklinde olduğuna inanıyorsanız. 

“En yüksek ufuktadır o. Sonra iyice yaklaştı ve sarktı, iki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı. Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini. (...) Yemin olsun onu bir başka inişte de görmüştü. Son sınır ağacı, Sidretül Münteha yakınında (...). Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı. Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü” (Necm, 23/53, 7-10, 13-14, 17-18) 

“Bütün varlıkların tespihi o kudretedir ki, ayetlerimizden bazılarını kendisine gösterelim/kendisini ayetlerimizden bir parça olarak gösterelim diye kulunu, gecenin birinde Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid’i Aksa’ya /o en uzak secdegah’a yürütmüştür. ”( İsra, 50/17, 1) 

* Uyarıya uymayan toplumların kendilerini yok ettiğine değil, Allah’ın acımasızca bazı toplumları yok ettiğine inanıyorsanız.  

“Onlara, ‘Rabbiniz ne indirdi’ dendiğinde şöyle dediler:’Öncekilerin masallarını”(Nahl, 70/16, 24) 

Biz hiç bir yurt ve medeniyeti, kendisine özgü, bilinen bir kitap olmaksızın ortadan kaldırmadık.”(Hicr, 54/15, 4) 

“Yemin olsun ki, senden öncekilerin o ilk kümeleri içine de nebiler gönderdik biz. Onlara bir Tanrı elçisi gelir gelmez, onunla mutlaka alay ederlerdi.”(Hicr, 54/15, 10-11) 

* Kur’an’ın ırk, cinsiyet, eğitim, dil, din ve peygamber ayrımı olmaksızın, tüm insanlara indirildiğini düşünmüyorsanız. Anlamanın zor olduğunu düşünüyor, ya da zaten kendi anlayabileceğiniz kadarından sorumlu olduğunuzu bilmiyorsanız. Anlamadığınız bir dilde okuyor veya başkalarının yorumları ile yetiniyorsanız. Peygamberler arasında ayrım yapmanın “gerçek kâfirlik” olduğunu bilmiyorsanız.  

“O, bütün alemler için bir hatırlatmadan başka bir şey değildir.”(Yusuf, 53/12, 104) 

Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. ‘Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı’ demeyesiniz. İşte, müjdeci de geldi size, uyarıcı da! Allah, herşeye kadirdir.”(Maide, 110/5, 19) 

“Onlara seslenirler:’Biz sizinle beraber değil miydik?’ Derler ki:’Evet bizimleydiniz. Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı; nihayet Allah’ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile aldattı.”(Hadid, 112/57, 14) 

“Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur’an’dan kolay geleni okuyun“ (Müzzemmil 3/73, 20) 

“Ve Kur’an’ı ağır ağır düşüne düşüne oku!”(Müzzemmil, 3/73, 4) 

“Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabiilerden Allah’a ve ahiret gününe inanıp hayra ve barışa yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktır. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar.”(Bakara, 92/2, 62) 

Her ümmet için biz, bir ibadet şekli/ bir ibadet yeri belirledik; onlar, onu izlerler.”(Hac, 88/22, 67 

“Onlar ki Allah’ı ve O’nun resullerini inkar ederler, Allah’la O’nun resullerinin arasını açmak isterler de ‘bir kısmına inanırız, bir kısmını inkar ederiz’ derler; böylece imanla inkar arasında bir yol tutmak isterler. İşte bunlar gerçek kafirlerdir.”(Nisa, 98/4, 150-152) 

“Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz hayırda erginlik/dürüstlük değildir. Hayırda erginlik/dürüstlük o kişinin hakkıdır ki, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı/duayı yerine getirir, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlardır takva sahipleri.”(Bakara, 92/2, 177) 

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..